...

Logo Démo DS automobile
Logo Nextory

AB’den 'Demokrasi Kalkanı' planı: Seçimlere müdahaleye karşı yeni savunma hattı

• 12 de nov. 2025, 17:11
5 min de lecture
1

Avrupa Komisyonu, çarşamba günü 'Demokrasi Kalkanı' adını verdiği yeni yol haritasını açıkladı. Amaç, demokrasileri ve seçim süreçlerini yabancı müdahale ve bilgi manipülasyonuna karşı korumak. Üstelik bu tehditler yalnızca dışarıdan değil, AB’nin içinden de gelebiliyor.

Bu stratejinin merkezinde, on yılı aşkın süredir Avrupa genelinde çevrimiçi istikrarsızlaştırma kampanyaları yürüten Rusya ve onun 'devlet bağlantılı ya da bağlantısız vekil aktörleri' bulunuyor.

Sahte bilgilerin daha inandırıcı ve hızlı yayıldığı yeni teknolojiler, bu kampanyaların etkisini daha da büyütmüş durumda.

Seçimlere müdahale örnekleri

Son seçimler, çevrimiçi dezenformasyonun demokrasiye verebileceği zararı açıkça gösterdi.

Geçen sene Aralık ayında Romanya’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri, istihbarat servislerinin Rusya’nın oylara etki etmeye çalıştığına dair bulguları sonrası Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.

Benzer şekilde, AB aday ülkesi Moldova’da da Eylül ayındaki parlamento seçimleri öncesinde sosyal medyada AB karşıtı içerikler ve yapay zekâyla yönlendirilen botlar yayılmıştı.

Demokrasi Kalkanı nedir?

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2024’teki Sorbonne konuşmasında “Avrupa ölebilir,” uyarısında bulunmasının ardından Brüksel bu girişimi hızlandırdı.

Komisyonun yayımladığı 30 sayfalık belgede, Demokrasi Kalkanı’nın amacının “Birliğin demokratik direncini güçlendirmek” olduğu belirtiliyor. Ancak plan, güçlü bir söyleme rağmen somut önlemler bakımından sınırlı.

Projenin merkezinde, Avrupa Demokratik Dayanıklılık Merkezi adlı yeni bir yapının oluşturulması var. Merkez, dezenformasyon operasyonlarını tespit edecek, üye ülkelerden uzmanlığı bir araya getirecek ve Komisyon’un zaten kurduğu doğrulama ağlarını koordine edecek.

Ancak merkeze katılım üye ülkeler için isteğe bağlı olacak.

Demokrasi Kalkanı Komitesi Başkanı Fransız milletvekili Nathalie Loiseau, Komisyon’un “çekingen davrandığını” belirterek şunları söyledi: “Bazı yetkiler ulusal düzeyde kaldığı için AB kendini dayatamıyor. Ancak tıpkı sosyal medya platformlarında olduğu gibi, artık gerçekten bireyleri ve Avrupa vatandaşlarını koruyacak bir yapı inşa etme zamanı.”

Komisyondan Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü Komiseri Michael McGrath, merkezin yapısının tehditlerin doğasına göre zamanla evrileceğini söyledi ve AB aday ülkelerinin de plana dahil edileceğini belirtti.

Komisyon ayrıca, siyasi kampanyalara katılan influencer’ların sorumluluğunu artırmak ve AB kuralları hakkında farkındalık yaratmak için gönüllü bir influencer ağı kurmayı da önerdi.

Büyük vaatler, sınırlı kaynak

Ancak girişimin finansmanı ve somut önlemleri hâlâ belirsiz.

Sivil toplum örgütü Alliance4Democracy’nin yöneticisi Omri Preiss, Euronews’e yaptığı açıklamada, “Gerçek bir bütçe ayrılmazsa bu sadece bir temenniden ibaret kalır,” dedi ve Rusya’nın yılda 2-3 milyar euro harcadığı etki operasyonlarına karşı AB’nin “henüz eşdeğer bir karşılık üretemediğini” vurguladı.

Kaynak tahsisi, şu anda müzakeresi süren Komisyon bütçesine bağlı olacak.

Loiseau ise demokrasiyi korumanın, öncelikle mevcut AB yasalarının uygulanmasıyla mümkün olacağını söyledi: “Ursula von der Leyen’in kararsız kaldığını düşünüyorum. Bugün sadece Rus müdahalesi değil, TikTok gibi platformların davranışları da ciddi soru işaretleri yaratıyor.”

AB’nin mevcut araçları

AB, son yıllarda dijital alanda manipülasyona karşı bir dizi yasa çıkardı:

  • Dijital Hizmetler Yasası (2023): Tavsiye algoritmalarında şeffaflık ve siyasi manipülasyon risklerinin azaltılması.
  • Yapay Zekâ Yasası (2024): Sahte (deepfake) içeriklerin etiketlenmesi zorunluluğu.
  • Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası (2025): Basın özgürlüğü ve medya şeffaflığının güçlendirilmesi.

Ancak ABD’li teknoloji devlerinin ve Trump yönetiminin baskısı nedeniyle, bu düzenlemelere dair yaptırımların hayata geçirilmesi yavaş ilerliyor.

AB Parlamentosu’ndaki liberal merkez grubun (Renew Europe) açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Bu yasalar, bizi seçenlerin iradesini yansıtıyor. Onları uygulamak, demokrasimizi korumanın ilk adımıdır.”

Komisyon üyesi McGrath, Demokrasi Kalkanı kapsamındaki adımların 2027’ye kadar kademeli olarak devreye alınacağını, bu yıl Fransa, İtalya ve İspanya’daki seçimlerin girişim için “kritik bir sınav” olacağını belirtti.