...

Logo Yotel Air CDG
in partnership with
Logo Nextory

Bluesky rehberi: 'X alternatifine' dair merak edilenler

• Apr 12, 2025, 1:39 PM
17 min de lecture
1

Teknoloji milyarderi Elon Musk'ın satın almasından bu yana X (Twitter kullanıcıları) çeşitli sebeplerden ötürü alternatif sosyal mecralar arıyor.

Kimi kullanıcılar Musk'ın hükümetlerle kurduğu yakın ilişkilerin platformda sansüre yol açtığını düşünürken, kimileri ise platformda moderasyonun zayıf olmasından, ırkçı veya cinsiyetçi yorumların hiçbir engele takılmamasından hoşnut değil. Kimisi de sadece Musk'ın platformun özelliklerini sürekli değiştirmesinden şikayetçi.

Her halükarda, X'i terk eden kullanıcıların önemli bir kısmının reklamsız, sansürsüz ve daha özgür hissettiren platformları değerlendirdiğini söylemek mümkün.

Yakın zamana kadar Mastodon, X'in bu türden en büyük alternatifi olarak görülüyordu. Ancak son zamanlarda kullanıcı deneyimini ciddi biçimde geliştiren Bluesky da bu mertebeye yükseldi.

Türkiye'deki kullanıcılar arasında Bluesky'ın popülerliğini artırması, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibinin tutuklanmasının ardından başlayan protestolar sürecinde yaklaşık 700 X hesabının kapatılmasıyla mümkün oldu.

Bluesky nedir?

Kabaca tanımlamak gerekirse Bluesky, eski Twitter CEO'su Jack Dorsey tarafından kurulan ve şu anda CEO Jay Graber tarafından yönetilen merkeziyetsiz ve metin tabanlı bir sosyal medya platformu.

2023'te yalnızca davet linki alan kullanıcıların girebildiği bir beta sürümünün ardından Şubat 2024'te herkese açık bir platforma dönüşerek 30 milyondan fazla kullanıcıya ulaştı.

Platform, AT Protokolü adı verilen, merkeziyetsiz sosyal ağların işletilmesi için tasarlanmış, açık kaynaklı (yazılım kodlarını herkesin görebildiği) bir çerçeve üzerinde çalışıyor.

Merkeziyetsizlik nedir?

Bluesky, Mastodon ve benzer platformlar söz konusu olduğunda bahsetmek gereken ilk kavram merkeziyetsizlik.

Özellikle son yıllarda blok zinciri teknolojisiyle daha yaygın şekilde hayatımıza girse de merkeziyetsiz yapılar daha önce de mevcuttu. Nitekim ne Bluesky ne de Mastodon blok zinciri üzerinde çalışan platformlar değil.

Sosyal medya bağlamında merkeziyetsizlik, bir platformun kontrolünün tek bir şirketin (örneğin Meta veya X) elinde olmaması, bunun yerine kullanıcıların ve farklı toplulukların platformun kurallarına, verilerine ve algoritmalarına katkıda bulunabilmesi anlamına geliyor. Kısacası kullanıcının sadece içerik üretmediği, aynı zamanda platformun nasıl işleyeceğine de katkı sunduğu bir sosyal medya modeli.

Merkeziyetsiz platformların en önemli özellikleri arasında veri kontrolünün kullanıcıda olması (verilerinizi siz saklarsınız, alınıp satılamaz), sansüre karşı dirençli olması (içerik silmek tek bir otoritenin kararına bağlı değildir) ve açık kaynaklı olması sayılabilir.

İşte bu özellikleri karşılamak için geliştirilmiş, yazılımla ilgili bazı önemli değişiklikler ve mimari yapılar var. Platformlarda kullanıcıların deneyimlerini belirleyen ana faktör de bu yapılar oluyor.

Sunucular, protokoller, federasyonlar: Bluesky'ın merkeziyetsizliğini ne sağlıyor?

Bluesky ve rakiplerinin, vaat edilen merkeziyetsizliğe ne kadar ulaşabildiği her zaman tartışmalı oldu. Ancak merkeziyetsizliği sağlayacak teknik altyapı mevcut.

Bluesky'da AT Protokolü denen çerçeveyle sağlanan bu altyapının bileşenlerine de kısaca şöyle göz atabiliriz:

Merkeziyetsiz Tanımlayıcılar (DID'ler)

Kullanıcıların dijital kimliklerini merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymadan doğrulamalarına ve yönetmelerine olanak tanır. DID’ler, kimlik doğrulama süreçlerinde gizliliği korur ve sadece gerekli bilgilere erişim sağlanır. Veriler blokzinciri gibi güvenli ağlarda saklanır. Kullanıcılar, kendi kimlik bilgilerini sadece onlara ait olan veritabanlarında saklama şansını yakalar.

Sunucu nedir, ne işe yarar?

AT Protokolü'nün temel yeniliği, sosyal veriler (paylaşımlar, beğeniler, takipler) için kullanıcı tarafından kontrol edilen bir depolama alanı olan Kişisel Veri Sunucuları (PDS) sunması.

Bu yapının işleyişini anlamak için öncelikle "sunucu" kavramının işlevine değinmek gerekebilir. X, Facebook ve Instagram gibi popüler platformlar, tek merkezden (şirketin yöneticileri) ve tek sunucu üzerinde yönetiliyor. Dolayısıyla tüm kullanıcıların verileri de bu merkezin elinde tutuluyor ve kontrolü bu sunucuyu yöneten (şirketin kendisi) kişilerin tekelinde. Bu platformların bazı içerikleri kaldırabilmesi veya kullanıcı hesaplarını silebilmesi de herkesin tek bir sunucuda olmasından kaynaklanıyor. Çünkü bir sunucunun kurallarını, işleyişini, tasarımını veya akış diye andığımız, hangi kullanıcının hangi gönderiyi görebileceği bilgisinin tamamı bu sunucuyu yöneten moderatörlere bağlı. Bu durumda o moderatörler şirketin sahipleri oluyor.

Merkeziyetsiz platformlarda ise adından da anlaşılacağı üzere tek bir merkezi sunucu yok. Buralarda sunucular, aslında iç içe geçmiş bir dizi ağ oluşturuyor. Örneğin Twitter'da tek bir ağ varken, Mastodon'da ise 5 binden fazla ağ mevcut. Bu sunucularda yine binlerce kullanıcı da, tek bir kullanıcı da yer alabilir.

Bunları Mastodon'da kullanıcıların kullanıcı adları yanında görünen sunucu isimlerinden görmek mümkün. En büyük sunucu "mastodon.social" iken, Türkiye'de ise Hasan Berkay Çağır adlı bir gencin kurup yönettiği "mastodon.tr" sunucusu popüler.

Bütün bunlar, merkeziyetsiz platformlardaki sunucuların her birinin farklı bir yönetim şekline sahip olabileceği anlamına geliyor. Diğer bir deyişle her bir sunucu, kendi kuralları ve kendi yönetimi olan, verileri kendisi barındıran ve saklayan birer "sosyal medyacık" demek. Yani "mastodon.tr" sunucusunun tüm kuralları Berkay'ın yönetiminde. Bu sunucuda hesap açmayı seçen kullanıcılar, Berkay adlı gencin yönetimini kabul etmiş oluyor.

İşte bu yapı, merkeziyetsiz platformlarda içerik ve hesapların sansürlenmesini ya da verilerin satılmasını ve kullanıcılara zorunlu olarak reklamlar gösterilmesini engelleyen yegane şey.

Diğer yandan sunucu değiştirmek isteyen kullanıcılar, tüm verilerini ve takipçilerini de beraberinde başka bir sunucuya aktarabiliyor. Aynı zamanda sadece kendinizi bağlayan ve kendi hesabınızın barınabileceği, isminize özel sunucular açmakta mümkün.

Hükümetler Bluesky'da hesap sildiremez mi?

Öte yandan, Bluesky'de aktif olarak kullanılan PDS sayısı hakkında kesin bir veri yok. Ancak Mastodon'dan daha az sayıda sunucuya sahip olduğu düşünülüyor. Bu durumun da Bluesky'ın ulaşmaya çalıştığı tam merkeziyetsizlik önünde ciddi bir engel teşkil ettiği düşünülüyor.

Bluesky'dan bir görünüm
Bluesky'dan bir görünüm Euronews Türkçe

Nitekim yeni kaydolan kullanıcılara otomatikman "bluesky.social" sunucusu üzerinde hesap açmaları öneriliyor. Bu sunucunun kontrolü de Bluesky'ın kâr amacı gütmeyen vakıf şirketine ait. Bunun merkeziyetsizlik açısından yarattığı bazı kısıtlamalar var.

Örneğin, bu sunucuda hesap silme ve içerik kaldırma gibi işlemler, Bluesky yönetimi tarafından yapılabilir. Yani hükümetlerin "bluesky.social" uzantılı bir kullanıcıyı silmelerini talep etmesi ve o kullanıcının hesabının silinmesi halen mümkün. Burada kullanıcı, Bluesky vakfının inisiyatifine kalmış oluyor.

Ancak eğer kendi sunucunuzu açıp Bluesky'da kendi hesabınızı oluşturduysanız, o zaman durum biraz daha farklı oluyor. Zira bu durumda kendi sunucunuza sahip bir yönetici olarak, hesap silme ve içerik yönetimi konularında büyük yetkilere sahip olursunuz. Hükümet talebi gibi durumlar, Bluesky yönetimi yerine kendi sunucunuzun yönetimi tarafından değerlendirilir.

Diğer bir deyişle kendi sunucunuza sahip olduğunuz için, sadece siz ve sunucunuzun kurallarını belirleyen yönetim hesabınızı silebilir. Bu, ilgili sunucunun yöneticilerinin (bu durumda siz) hükümetler karşısındaki pozisyonuna ve olanaklarına bağlı oluyor.

'Tamamen önüne geçmek mümkün değil'

Siber güvenlik uzmanı ve teknoloji yazarı Ahmet Alphan Sabancı ise bugün internet ortamında bir kullanıcının hiçbir iz veya veri bırakmadan faaliyet göstermesinin neredeyse imkansız olduğunu vurguluyor.

Euronews Türkçe'ye konuşan Sabancı, "Kendi sunucularınızı kurabilmek veya merkez sunucu dışında bir yerde olabilmek birçok noktada avantaj sağlayabilir ancak bunun güvenlik konusundaki etkileri sınırlı olacaktır," diyor:

"Bunun en temel sebebi ise sosyal medya dediğimiz internet teknolojisinin kaçınılmaz olarak kendimize dair temel birtakım verileri paylaşmamız ve bunların bizim hesaplarımızı tanımlamak için toplanmak zorunda olması. Bunu azaltmak bir noktaya kadar mümkün olsa da tamamen önüne geçmek ne Bluesky ne de Mastodon için söz konusu değil."

"Ancak burada asıl önemli olan hesabınızın olduğu sunucuyu kimin yönettiği ve bu sunucunun nerede olduğu gibi detaylar. Mesela Türkiye’de barındırılan bir sunucunun toplaması ve resmi kurumlarla paylaşması gereken verilerin kapsamı daha farklıyken İsveç’teki bir sunucu için bu çok daha farklı," ifadelerini kullanan Sabancı, şöyle ekliyor:

"Aynı zamanda sunucunuzu yöneten kişinin nerede yaşadığı ya da teknik hakimiyeti de çok önemli. Her ne kadar iyi niyetli olsanız da bu sunucuları iyi ve güvenli bir şekilde yönetemeyecek ve gerektiğinde teknik saldırılara veya veri taleplerine karşı koruyamayacak bir ekibin çatısı altında olmaktansa merkez sunuculardan birisinde olmak daha güvenli olacaktır."

'Elon Musk'ın aksine risk alabiliyorlar'

Ancak Sabancı, "Bluesky protokolünü ve teknolojisini diğer platformlara göre daha güvenli olacak şekilde tasarlıyor ve bu elbette X gibi büyük platformlara göre daha güvenli ve kullanıcı odaklı bir yer olmasını sağlıyor," notunu da düşüyor.

Siber güvenlik uzmanına göre, Bluesky’ı daha dirençli kılan asıl yanı ise yönetimin kullanıcıları koruma odaklı bir yaklaşım benimsiyor olması.

"Elon Musk sansür ve veri taleplerinin bu kadar rahat kabul edebiliyor çünkü asıl önemsediği şey kullanıcılar değil, kendisi ve şirketi. Bluesky yönetimi, kâr amacı gütmeyen bir kurum olmanın da verdiği avantajla, kullanıcıları ilk sıraya koyup onlar için en iyisini yapmak için risk alabiliyorlar."

Bluesky'ı Mastodon'dan ve diğer merkeziyetsiz platformlardan farklı kılan ne?

Bluesky, temelde Mastodon'unkinden farklı bir protokolü baz alıyor.

Mastodon, açık internet camiasının yıllarca üzerinde çalıştığı ve geliştirdiği köklü bir protokol olan ActivityPub üzerine kurulu. Bu protokolde Mastodon'un yanı sıra bir dizi sosyal medya platformu daha var. Bunlardan biri YouTube benzeri video platformu PeerTube'ken, Instagram benzeri Pixelfed de bu protokol üzerinde.

Federatif evren (fediverse) diye bilinen bir özellik sayesinde Mastodon, ActivityPub üzerindeki diğer platformlarla iletişim kurabiliyor. Yani Mastodon'daki tüm aktivitelerinizi aynı anda bu platformlarda da gerçekleştirebiliyorsunuz.

Sabancı bu özelliği şöyle açıklıyor: "Bunu basit bir örnekle sosyal medyanın daha çok e-mail'e benzediği bir teknoloji olarak özetleyebiliriz. Mastodon ActivityPub, Bluesky ise ATProto isimli birer protokol üzerine kurulu. Bu da ATProto teknolojisi ile kurulmuş başka bir site üzerinden açacağınız hesapla Bluesky’ı kendi isteğinize göre kullanmanızın mümkün olması anlamına geliyor. Tıpkı GMail hesabı olan birisinin hiçbir sorun yaşamadan Outlook veya başka bir sitedeki adrese email gönderebilmesi gibi."

Ancak Mastodon'un yapısının kullanıcı deneyimi açısından yarattığı zorluklar da var. Örneğin iki farklı sunucudaki kullanıcıların birbirini bulması da zor olabiliyor. Çünkü birbiriyle daha önce hiç iletişim kurmamış kişiler eğer farklı sunuculardaysa birbirlerinin gönderilerini ve hesaplarını göremiyor.

Bluesky ekibi temelde bu sorunun üstesinden gelmek ve kullanıcı için uygulamayı daha kolay ve konforlu hale getirmek istedi. Bu yüzden ekip ActivityPub'da bir uygulama kurmak yerine kendi protokollerini geliştirdi ve platforma "röle sunucusu" (relay server) adı verilen bir yapı ekledi.

Bluesky’da her kullanıcı kendi verisinin sahibi olduğundan, tarafların bu veriyi görebilmesi için bir “kanal” gerekiyor. Röle sunucuları da işte bu kanallar.

Röle sistemi tüm ağı indeksleyip, içerikleri uygun şekilde dağıtırken, hangi içeriklerin hangi kullanıcılara nasıl gösterileceğini belirliyor. Örneğin bir röle, sadece bilim içeriklerini, bir diğeri sadece yerel haberleri dağıtabilir, aynı zamanda belirli içerikleri de gizleyebilir (örneğin spam veya nefret söylemi). Bu da Mastodon'un aksine, tematik filtreleme ve kürasyon sağlıyor. Aynı zamanda ağı daha modüler ve esnek hale getiriyor.

Kısaca özetlemek gerekirse, bu sunucu sistemi şöyle işliyor:

- PDS: İçerik burada tutuluyor. Her kullanıcıya ait olabiliyor.

- Röle sunucuları: Bu içerikleri başkalarına iletiyor, görünür kılıyor.

Uygulamalar veya web sitesi: Bu içerikleri son kullanıcıya gösteren arayüzler (örneğin Bluesky uygulaması).

Bluesky için varsayılan röle genellikle "wss://bsky.network" gibi veya benzeri alt etki alanlarında barındırılıyor. PDS'ler, röle sunucularına bağlanmaktan sorumlu olduğu için röle sunucusu ayrıntıları PDS yapılandırması veya belgelerde yer alıyor.

Sabancı, "Bluesky bu tür bir göçü değerlendirme konusunda Mastodon’a kıyasla daha avantajlı olduğunu söylemek mümkün. Bunun temel sebeplerinden birisi kullanım kolaylığı, her ne kadar arka planda daha yeni ve gelişmiş bir teknoloji kullanıyor olsa da günlük kullanım sırasında herkesin alışkın olduğu ve çok az yeni şey öğrenerek hızla kullanmaya başlayabileceği bir tecrübe sunuyor," diyor.

Bluesky'ın ana akım olması mümkün mü?

Bu noktada akla şu soru geliyor: Bütün bu özellikler Bluesky'ın ana akımlaşarak X'in yerini almasını sağlar mı?

Sabancı'ya göre, Bluesky’ın ana akımlaşma konusunda bir diğer avantajı da küresel internette de bir kullanıcı ve aktivite ağırlığı kazanmış olması. 

"Özellikle ABD ve Avrupa’da sosyal medyada 'power user' olarak kabul edebileceğimiz birçok kişi burayı aktif olarak kullanıyor. Türkiye’den gelip bu kitleyi de gören insanların kalma ihtimali daha da artacaktır."

Öte yandan Sabancı'ya göre burada en önemli şey, bilinçli bir internet kullanıcısı olmak ve medya okur yazarlığının artırılması.

"En temel tavsiyem bunu sadece bir platformdan diğerine taşınmak olarak görmeyip aynı zamanda internet kullanım alışkanlıklarınızı da gözden geçirmek için bir fırsata dönüştürmeleri," diyen siber güvenlik uzmanı, şöyle ekliyor:

"Sadece yeni bir hesap açmakla kalmayın, X’te neleri sevmediğinizi ve sizin için zararlı gördüğünüz şeyleri düşünüp internet kullanımınızdan bunları da temizlemenin yollarına bakın. Bu taşınmayı aynı zamanda internet kullanımınızı daha sağlıklı hâle getireceğiniz bir bahar temizliği gibi düşünün."