Google'dan Meta'ya: Büyük teknoloji şirketlerinin saltanatı sallantıda mı?

ABD'de federal bir yargıç, Google'ın çevrimiçi reklamcılık teknolojilerinde tekelini sürdürmek için yasa dışı hareket ettiğine hükmetti.
Perşembe günü verilen karar, 1,86 trilyon dolarlık şirketi yeniden şekillendirebilecek ve internet üzerindeki gücünü değiştirebilecek yasal sorunlara bir yenisini daha eklemiş oldu.
ABD Doğu Virginia Bölge Mahkemesi Yargıcı Leonie Brinkema'nın verdiği 115 sayfalık kararda Google'ın internet genelindeki sayfalara reklam yerleştiren büyük ölçüde görünmez teknoloji sistemi üzerindeki hakimiyetini kurmak için yasaları ihlal ettiği söyleniyor.
Adalet Bakanlığı ve bir grup eyalet, şirketin reklam teknolojisindeki tekelinin daha yüksek fiyatlar talep etmesine ve her satıştan daha büyük bir pay almasına olanak tanıdığını savunarak dava açmıştı.
Davada Google'ın çevrimiçi reklamcılık pazarının üç bölümü üzerinde tekele sahip olduğunu ileri sürülüyordu. Bu üç bölüm şöyle sıralanıyordu: Haber siteleri gibi çevrimiçi yayıncıların açık reklam alanı barındırmak için kullandıkları araçlar; reklam verenlerin bu reklam alanını satın almak için kullandıkları araçlar ve bu işlemleri kolaylaştıran yazılımlar.
Yargıç Brinkema, bunlardan ikisinde hükümetin lehine karar vererek, Google'ın yayıncı araçları ve yazılım sistemi üzerinde yasadışı bir tekel kurduğunu tespit etti. Üçüncüsünü, yani reklamverenlerin kullandığı araçları ise burada gerçek bir pazar oluştuğunun kanıtlanmadığı gerekçesiyle reddetti.
New York Times'a konuşan Brinkema, "Rakiplerin rekabet etme yeteneğini ortadan kaldırmanın yanı sıra, bu dışlayıcı davranış Google'ın yayıncı müşterilerine, rekabet sürecine ve nihayetinde açık internetteki bilgi tüketicilerine de önemli ölçüde zarar verdi," dedi.
Google'ın reklam süreçleri nasıl işliyor?
Söz konusu reklam teknolojisi davası 2023'te açılmıştı. Dava internetteki herhangi bir sayfada reklam alanı satan karmaşık bir program ağını konu ediniyor.
Nitekim Google Ad Manager'ı da içeren yazılım paketi, bir kullanıcı bir sayfayı açtığında oraya reklam yerleştirmek için saniyenin onda biri kadar kısa sürede açık artırmalar gerçekleştiriyor.
Bu işleyiş, 2023'te 31 milyar dolar üretti. Yani Google'ın ana şirketi Alphabet'in toplam gelirinin yaklaşık onda birini oluşturdu.
Bu işin bir kısmı, 2008 yılında reklam yazılım şirketi DoubleClick'in 3,1 milyar dolara satın alınmasından kaynaklanıyor. ABD hükümetine göre, Google şu anda reklam satış teknolojisinde yüzde 87'lik bir pazar payına sahip.
Google'ın bu işlemleri yürütmek için kullanılan birden fazla teknoloji üzerinde tekel sahibi olduğu ileri sürülüyor. Buna göre şirket, çevrimiçi yayıncıları yazılımını kullanmak zorunda bırakıyor ve bu sayede her işlemden daha fazla para alabiliyor.
'Medyayı zayıflatıyor'
Yıllardır, The New York Times da dahil olmak üzere haber kuruluşlarını temsil eden gruplar, büyük teknoloji platformlarının hakimiyetinin medya sektörünü zayıflattığını savunuyor.
Eylül ayında görülen üç haftalık duruşma sırasında ABD hükümeti, Gannett ve News Corp gibi yayıncılar ve çevrimiçi alan satın alan reklam ajansları için çalışan tanıkları çağırmıştı.
Google'a yönelik reklam teknolojisi davası, büyük teknoloji şirketlerine karşı açılan davalar arasında en güçlü olanlardan biri.
Bir işletmenin büyümesi ve bu doğrultuda yenilikler yapması yasal olsa da hükümet tarafı, Google'ın tekellerini sağlamlaştırdığını ve onları birbirine bağladığını savunuyor ki bu da klasik bir antitröst ihlali.
Pennsylvania Üniversitesi Carey Hukuk Fakültesi'nde profesör olan Herbert Hovenkamp New York Times'a yaotığı açıklamada, "Mahkeme çok geleneksel antitröst ilkelerini uyguluyor," dedi.
"Hükümetin kazanmasına şaşırmadım."
Algoritma değişikliğiyle yayıncıların batmasına sebep olmuştu
Google'ın 2022'de sinyallerini verdiği algoritma değişiklikleri de şirketin yayıncılıkta kapladığı alanı gözler önüne sermişti.
Arama motorunda ve Keşfet özelliğindeki çöp içerikleri ayıklamayı amaçladığı söylenen çekirdek algoritma güncellemeleri, BBC gibi büyük yayıncılar da dahil olmak üzere çevrimiçi haber kuruluşlarının görüntülenme oranlarını radikal biçimde düşürmüştü.
Bu durumdan en çok da reklama bağımlı küçük yayıncılar etkilenmişti. Bazı bağımsız yayıncılar, içerikleri özgün olduğu halde görüntülenme oranlarının düştüğünü belirtirken, bazıları da iflasın eşiğine geldiklerini açıklamıştı.
Bu durum, Türkiye'de Gazete Duvar'ın kapanmasıyla ayyuka çıkmıştı.
Üç hafta sürecek duruşma Pazartesi günü başlayacak
Google, ürünlerinin insanların bilgiye ulaşma ve çevrimiçi iş yapma biçiminde oynadığı baskın rol nedeniyle giderek daha fazla davayla karşı karşıya kalıyor. Başka bir federal yargıç Ağustos ayında şirketin çevrimiçi aramada tekel olduğuna karar vermişti.
Yargıçlar halihazırda Adalet Bakanlığı'nın şirketi bölme talebini değerlendiriyor ve konuyla ilgili üç haftalık bir duruşmanın pazartesi günü başlaması planlanıyor.
Bunun yanı sıra, Brinkema da Google'ın işleyişinde değişiklikler yapma fırsatına sahip olacak. Davanın bir sonraki aşaması için bir program önermeleri için Google'a ve Adalet Bakanlığı'na 7 gün süre verildi.
Adalet Bakanlığı ayrıca, Google yıllar içinde satın aldığı reklam teknolojilerinin bir kısmını satmaya zorlamak istiyor.
Analistler, Google'ın nüfuzunun kontrol altına alınması ve şirketin büyük bir yeniden yapılanmaya tabi tutulmasının mümkün olabileceği görüşünde.
'Davanın yarısını kazandık'
Google'ın düzenleyici çerçevelerden sorumlu başkan yardımcısı Lee-Anne Mulholland ise New York Times'a yaptığı açıklamada, "Bu davanın yarısını kazandık ve diğer yarısına itiraz edeceğiz," dedi.
"Yayıncıların birçok seçeneği var ama Google'ı seçiyorlar çünkü reklam teknolojisi araçlarımız basit, uygun fiyatlı ve etkili."
Öte yandan, ABD Başsavcısı Pam Bondi, kararı "Google'ın dijital kamusal alanı tekeline almasını engellemek için verilen mücadelede çığır açıcı bir zafer" olarak nitelendirdi.
Google'a karşı açılan davalar, çevrimiçi ticareti, bilgiyi ve iletişimi şekillendiren büyük teknoloji şirketlerini dizginlemek için giderek artan bir çabanın bir parçası.
Adalet Bakanlığı, kullanıcıların sıkı sıkıya örülmüş cihaz ve yazılım evrenini terk etmesini zorlaştırdığını iddia ederek Apple'a da dava açmıştı.
Federal Ticaret Komisyonu da Amazon'u küçük işletmeleri köşeye sıkıştırdığı gerekçesiyle dava etmişti. Meta'yı da Instagram ve WhatsApp'ı satın alarak rakiplerini "öldürmekle" suçlamıştı. Meta'ya karşı açılan dava bu hafta başlamıştı.
Meta davasında neler oldu?
Meta da ABD'de sosyal medya devinin Instagram ve WhatsApp şirketlerini satmaya zorlanmasına neden olabilecek bir hukuk mücadelesiyle karşı karşıya.
CEO Mark Zuckerberg bu hafta kürsüye çıkarak Meta'nın iki platformu satın almasının rekabet kurallarını ihlal etmediğini savundu.
Bu dava, Donald Trump yönetimi altında gerçekleşen, Büyük Teknoloji (Big Tech) ve rekabet otoriteleri arasındaki ilk mücadele oldu.
10 yıldan uzun bir süre önce, o zamanki adı Facebook olan Meta, (2012'de) Instagram'ı 1 milyar dolara ve 2014'te WhatsApp'ı 19 milyar dolara satın almıştı.
ABD rekabet gözlemcisinin avukatları, Meta'nın sosyal medya tekeli oluşturmak için bu şirketleri satın alarak rakiplerini hukuka aykırı bir şekilde bastırdığını iddia ediyor.
Açılış konuşmalarında ise Meta; TikTok ve YouTube gibi diğer sosyal medya platformlarından çok fazla rekabetle karşı karşıya olduğunu savundu ki Google da benzer bir savunma yapıyor.
Meta davasının iki ay kadar sürmesi bekleniyor. Federal Ticaret Komisyonu'nun (FTC) bu süreçte işi zor olacak. Ancak eğer FTC başarılı olursa, Meta Instagram ve WhatsApp'ı satmak zorunda kalabilir.
Trump ne yapacak?
Bu arada Trump, teknoloji patronlarının kendisine yakınlaşma çabalarına rağmen, antitröst konusunda sert bir duruş sergileyeceklerine dair sinyaller veriyor.
Wall Street Journal'da Nisan ayı başında çıkan bir habere göre Zuckerberg, FTC'nin davayı düşürmesi için Trump'a bizzat lobi yaptı. Zuckerberg ayrıca Beyaz Saray'a yakın konumda bir ev alarak da gündeme gelmişti.
Davanın açılmasından bu yana Zuckerberg ve Trump'ın ilişkilerinde büyük bir değişim de yaşandı. Trump, 2021'de ABD Kongre Binası'nda 6 Ocak'ta yaşanan ayaklanmanın ardından kendisini sosyal medya platformlarından men ettiği için Meta'nın başkanını birçok kez hedef almıştı.
Ancak bu yıl Meta, Trump'ın kampanya fonuna 1 milyon dolar katkıda bulundu ve eski Trump danışmanı Dina Powell McCormick'i Meta'nın yönetim kuruluna aldı.
Yeni atanan FTC Başkanı Andrew Ferguson ise Başkan'ın emirlerine uyacağını ancak Trump'ın müdahale etmesinin pek olası olmadığını söylüyor.
Ferguson, The Verge'e verdiği demeçte, "Yasal emirlere uymanın benim için önemli olduğunu düşünüyorum," demişti.
Yesterday