Pharrell Williams, Paris'teki yeni sergisinde siyah kadınları kutluyor

FEMMES adlı grup sergisinde Pharrell Williams, 'ellerinin gücüyle dünyayı dönüştüren sanatçılar' olarak tanımladığı siyah kadınların kalıcı etkisini, kadınlık kavramını keşfederek inceliyor.

Sergide, Tschabalala Self, Emma Prempeh ve Naomi Lulendo gibi yeni yeteneklerin yanı sıra, 80 yaşındaki Esther Mahlangu ve Carrie Mae Weems gibi öncü isimler de yer alıyor.

"Kadınlar hayatımda her zaman büyük bir güç oldu—büyükannelerimden anneme, eşime, kızıma, yeğenlerime, kuzenlerime, ekibimdeki insanlara kadar… Kadınlar, dünyada iyiliğin inanılmaz bir gücü" diyen Pharrell, model ve tasarımcı Helen Lasichanh ile evli ve dört çocuk babası.

Kenturah Davis'in narin dokuma kağıtlar üzerine yaptığı çalışmalarda kimlik konusu şefkatle ele alınırken, Tschabalala Self uzanmış figürlerin yer aldığı neşeli serigrafi baskılarında siyah kadın bedenini kutluyor.

Eklektik, elbette mutlu ve geniş kapsamlı olan sergide, fotoğraf, resim ve geleneksel olarak pek de dikkate alınmayan tekstil sanatı gibi farklı mecralar aracılığıyla siyah kadınlığın beden, moda, annelik, aktivizm, eşcinsellik ve maneviyat gibi birçok yönünü keşfeden 40 farklı kuşaktan sanatçı yer alıyor. Louis Vuitton'un Erkek Kreatif Direktörü olarak Pharrell'i büyüleyen bir tür.

Karışık medya duyguları

Sanatın dönüştürücü gücü—neye ilham verebileceği, hangi bakış açılarını açığa çıkarabileceği—Pharrell ve Perrotin için moda, sanat ve müzik arasındaki kesişimlerde yankılanan bir itici güç. Ancak bu sergide, siyah kadın sanatçıların adanmışlığı ve parlaklığı ön planda.

Amerikalı sanatçı Carrie Mae Weems'in Nina Simone ve Eartha Kitt'in büyüleyici pigment baskı portrelerinin yanı sıra 1935 doğumlu Güney Afrikalı Esther Mahlangu'nun cesur grafik soyut resimleri yer alıyor.

Bu arada Londralı genç yetenek Emma Prempeh, canlı sinematik resimlerinde atalarının izlerini sürerken, Lauren Kelley de siyah Barbie bebeklerin yer aldığı stop motion animasyonlarıyla stereotipleri çarpıtıyor.

Havuz partisi ortakları

FEMMES sergisi, Pharrell Williams’ın kendi adını taşıyan hit albümünden ilham alarak, 2014 yılında Perrotin Paris’te düzenlenen G I R L adlı grup sergisinin devamı niteliğinde.

Pharrell Williams ve Emmanuel Perrotin, ilk kez 2007 yılında Miami’deki bir havuz partisinde tanıştı. İkisini bir araya getiren bağ, Takashi Murakami’nin öncülüğündeki Japon sanat ortamına duydukları ortak hayranlıktı. Pharrell, "Onunla çalışabilen insanlardan biri olduğum için her zaman minnettar oldum. Ne zaman işbirliği yapabilsek, bir müzisyen olarak bile kendimde görmediğim değeri görmemi sağlıyor. Kültürel etki yaratacak şeyleri fark etme yeteneğine sahip" diyor.

Perrotin, "Pharrell herkese karşı çok nazik ve açık, her zaman iyi bir ruh hali içinde ve rahat. Uzun yıllara dayanan başarısı ve kültürel ortamdaki merkezi rolü düşünüldüğünde bu inanılmaz bir şey," diyor.

Emmanuel Perrotin, 1990 yılında 21 yaşında iken Paris’te kurduğu Perrotin galerisiyle, pop kültür ve sanatın kesişim noktasında faaliyet gösteren prestijli bir mavi çipli galeri haline geldi. Londra’daki Claridge’s ArtSpace, Perrotin’in Paris, Hong Kong, New York, Seul, Tokyo, Şangay ve Los Angeles’taki galerilerinin en yenisi olarak dikkat çekiyor.

Pharrell, "Emmanuel, çok rafine bir zevk yelpazesi ve sanatın ne olabileceği konusunda gerçekten özel bir bakış açısına sahip. Onun küratörlüğünü yaptığı bu muhteşem platform, sadece sanatın ne olduğunu değil, aynı zamanda potansiyelini de gösteriyor. O, üst düzey zevk açısından gerçekten örnek aldığım, beni gören insanlardan biri. Bu en büyük onurdur" diyerek Perrotin'e duyduğu saygıyı ifade ediyor.