...

Logo Yotel Air CDG
in partnership with
Logo Nextory

Lübnanlı milletvekili Moawad ülkesi için yeni bir rota çiziyor

• Jan 30, 2025, 7:25 PM
14 min de lecture
1

Bu yıl 9 Ocak'ta Lübnan parlamentosu, Joseph Aoun'u resmen cumhurbaşkanı seçerek iki yılı aşkın süredir devam eden mezhepçi siyasi çıkmazı kırdı. Aoun, ekonomik çöküş ve siyasi istikrarsızlığın yanı sıra Ağustos 2020'deki yıkıcı Beyrut limanı patlamasıyla sarsılan altı yıllık bir dönemin ardından Ekim 2022'de görevi bırakan Michael Aoun'un yerine geçti.

Kendini "mezhepçi olmayan, üçüncü yol" olarak tanımlayan Bağımsızlık Hareketi Harakat al-Istiqlal'in lideri olan milletvekili Michael Moawad, ülkesindeki mezhep çatışmalarına dair pek çok doğrudan deneyime sahip. Önde gelen bağımsız bir siyasetçi olan babası Rene, 1989 yılında konvoyunun yanında patlayan 250 kilo bomba yüklü bir araçla suikasta uğradığında sadece 17 gündür cumhurbaşkanıydı.

Suikast, Lübnan'daki farklı grupların 15 yıl süren mezhepsel iç savaşı sona erdirmek üzere tasarlanan Taif Barış Anlaşması'nı imzalamasından iki hafta sonra gerçekleşti.

Beyrut'taki ofisinden Euronews'e konuşan Moawad, "Babamın suikastından sonra maalesef her şey tersine gitti," dedi. "Babam suikasta uğradı çünkü Lübnanlılar arasında barışı ve uzlaşmayı geri getirmek için seçilmişti, bugün de buna ihtiyacımız var."

Orta Doğu'nun dini çeşitliliği en fazla olan ülkesi olan Lübnan'ın nüfusu Hıristiyanlar, Sünni Müslümanlar ve Şii Müslümanlar arasında neredeyse eşit olarak bölünürken, vatandaşların yaklaşık yüzde 4,5'i kendini Dürzi olarak tanımlıyor. Ve ülkeyi bölünmüşlüğüne rağmen işler hale getirmenin zorlu bir görev olduğu kanıtlandı.

Lübnan parlamentosunun Kasım 1989'da Taif Anlaşması'nı onaylamasına rağmen ilerleyen yıllar siyasi felç ve güvenlik kabuslarıyla geçti. Ülke güneyde İsrail, kuzeydoğuda ise Suriye güçleri tarafından işgal altındaydı ve siyasi suikastlar olağan hale gelmişti.

Ancak Moawad, kendisini yorucu ve çoğu zaman tehlikeli siyasi arenaya girmekten caydırmak şöyle dursun, babasının öldürülmesinin Fransa'da eğitim gördükten sonra "ülkeye geri dönme kararımda çok önemli bir rol oynadığını" belirtiyor.

Babasının "uğruna savaşmak için geri döndüğüm önemli bir miras" bıraktığını da sözlerine ekledi.

'Yalnız bir alan'

Bağımsızlık Hareketi 2005 yılında, eski başbakan Refik Hariri'nin öldürülmesinin ardından protestocuların Lübnan'da konuşlu 14.000 Suriye askerinin ve istihbarat görevlisinin geri çekilmesini talep ettiği büyük ölçüde barışçıl bir ayaklanma olan Sedir Devrimi sırasında kuruldu.

Moawad özyönetimi partisinin kuruluşunun temel ilkesi olarak öne çıkarıyor: "Savaşın bitiminden bu yana egemenliğimizi geri almak için mücadele ediyoruz."

Moawad ayrıca yozlaşmış liberal yapılar ile aşırı sol reformistler arasında" ikili bir seçim olduğundan yakındı. Harekat el-İstiklal'in Lübnan milliyetçiliği ile liberal ve reformist politikaları bir araya getiren senkretik bir siyasi oluşum olduğunu belirtiyor.

Muavad, 4 Ağustos 2020'de meydana gelen yıkıcı Beyrut limanı patlamasının kurbanlarını anma etkinliğinde.
Muavad, 4 Ağustos 2020'de meydana gelen yıkıcı Beyrut limanı patlamasının kurbanlarını anma etkinliğinde. Office of Michel Moawad

"Bizi Avrupa partileriyle kıyaslamam gerekirse, bir yandan çok milliyetçi-egemenlikçi oluruz, Lübnan anayasasını desteklerken bir yandan da onu yenilemek isteriz. Ekonomik olarak da kesinlikle reformist, sosyal-liberal bir parti olurduk."

Sedir Devrimi, Suriye güçlerini Lübnan'dan atmayı başarmış ve bu olay bazılarınca ülkenin on yıllardır ilk kez tam egemenliğe kavuşması olarak görülmüştü. İsrail güçleri beş yıl önce güney Lübnan'dan, BM kararıyla belirlenen tartışmalı "Mavi Hat" sınırının ötesine çekilmişti.

Ancak Şii milis ve siyasi parti Hizbullah Lübnan'da baskın bir güç olmaya ve Güney Lübnan'ın büyük bölümünde ve Beyrut'un güneyinde fiili otorite olmaya devam etti. Ayrıca Şam'daki Esad rejimi ve Tahran'daki İranlı yetkililerle yakın mali ve siyasi bağlantılarını da sürdürdü.

Moawad, "Suriye döneminden sonra İran dönemine geçtik," diyor.

Hizbullah sadece askeri hakimiyetini korumakla kalmadı, aynı zamanda 128 sandalyenin 15'ine sahip olarak Lübnan parlamentosunda da önemli bir güç haline geldi. Bu sayı kulağa fazla gelmeyebilir ama parlamento, farklı Müslüman ve Dürzi gruplar ile Hıristiyanlara eşit oranda sandalye tahsis edilen "mezhepsel" kota sistemine göre seçiliyor. Bu da Hizbullah'ın Şiilere ayrılan sandalyelerin yarısından fazlasını kontrol ettiği anlamına geliyor.

Geleneklere göre cumhurbaşkanı Maruni bir Hıristiyan, başbakan Sünni bir Müslüman ve meclis başkanı da Şii bir Müslüman.

Moawad bu sistemi sorunun bir parçası olarak görüyor ve Euronews'e partisinin "mezhepçi siyasetin bir tıkanmaya yol açtığına" inandığını söyledi.

Moawad 2022'de cumhurbaşkanlığı için adaylığını koyduğunda, Hizbullah milletvekilleri ve büyük ölçüde Esad ve İran yanlısı "8 Mart" koalisyonundaki müttefikleri tarafından engellendi.

Lübnan cumhurbaşkanı parlamento tarafından seçiliyor ve seçilebilmesi için ilk tur oylamada resmi olarak üçte iki çoğunluğu sağlaması gerekiyor. Sonraki turlarda bu sayı 65'e düşüyor. Ancak uygulamada cumhurbaşkanının seçilebilmesi için üyelerin üçte ikisinin çoğunluğu gerekmekte.

Moawad, "65 oya sahip olma riskinden kaçınmak için [ittifak] karar yeter sayısını bozdu ve meclisi terk etti," dedi. "Bunun anayasanın ruhuna aykırı olduğuna inanıyoruz."

O dönemde Moawad'a karşı olan milletvekilleri karar yeter sayısını "meydan okuyan adayının" seçilmesini engellemek için "demokratik bir araç" olarak nitelendirmişlerdi.

Moawad, inançlarının kendisini Lübnan'ın yerleşik sistemine bağlı olan her mezhepten pek çok kişiyle karşı karşıya getirdiğinin farkında. "İşin asıl zorluğu sadece siyasi ortam değil, aynı zamanda ... ya yüce lider fikri üzerine inşa edilmemiş ya da siyasi partilere dönüşen milisler üzerine kurulmamış bir yapı yaratma becerisi."

"Burası yalnız bir alan ve ulusal bir varlık göstermek çok zor," diye itiraf etti.

Hizbullah hegemonyasının sonu mu?

8 Ekim 2023'te Hizbullah, Hamas öncülüğündeki 7 Ekim saldırılarının ardından Gazze'ye yönelik ölümcül İsrail saldırılarının ilkine yanıt olarak Lübnan sınırındaki İsrail işgali altındaki Şebaa Çiftlikleri bölgesine bir roket yağmuru başlattı.

Takip eden 15 ay boyunca Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışma şiddetlendi ve İsrail güney Lübnan'ı işgal ederek Beyrut'un merkez bölgelerine eşi benzeri görülmemiş hava saldırıları düzenledi. Bunu takip eden savaş Hizbullah'ın lider kadrosunun ve askeri kapasitesinin büyük bir kısmını yok etti.

İsrail ve Hizbullah 27 Kasım 2024 tarihinde bir ateşkes anlaşması imzaladığında, en az 4.000 Lübnan vatandaşı öldürülmüş, 1.2 milyondan fazla kişi de yerinden edilmişti. Ancak Moawad ve diğer pek çok kişi gerçek sayının çok daha fazla olduğunu düşünüyor.

Moawad, destekçilerine sesleniyor.
Moawad, destekçilerine sesleniyor. Office of Michel Moawad

Anlaşma, Hizbullah'a Mavi Hat ile Litani nehri arasında, yaklaşık 30 km kuzeyde kalan bölgedeki silahlı varlığını sona erdirmesi için 26 Ocak'a kadar süre verdi. İsrail güçlerinin de aynı süre zarfında bölgeden çekilmesi gerekiyordu. Bu satırların yazıldığı sırada İsrail güçleri, Hizbullah'ın silahsızlanmadığını iddia ederek Güney Lübnan'ın bazı bölgelerinde kalmaya devam ediyordu.

Moawad "İsrail topraklarımızdan, kasabalarımızdan ve köylerimizden çekilmeli" derken, sadece son savaştan değil, 2006'daki bir önceki çatışmadan da Hizbullah'ı ve "suç ortaklarını" sorumlu tutuyor.

"Onlara İran yerine Lübnan'ı seçmelerini söylemek için elimizden geleni yaptık," diyen Moawad şunu da sözlerine ekledi: "Ama hiçbir şey duymak istemediler. Bu da bizi tam bir yıkıma sürükledi."

Ancak Hizbullah'ın ciddi şekilde zayıflaması, İran'ın gücünün azalması ve Beşar Esad'ın düşmesiyle birlikte Moawad çıkmazın sona ereceğine dair umutlu.

"Dökülen onca kana, yaşanan onca yıkıma ve belirsizlik içindeki Lübnan'a rağmen bugün elimizde bir fırsat olduğunu düşünüyorum."

Önümüzdeki yol

Aynı zamanda Lübnan Silahlı Kuvvetleri Komutanı olan Aun'un ulusa sesleniş konuşmasında verdiği mesaj netti: "Eğer bir ulus inşa etmek istiyorsak, hepimiz hukuk ve adalet çatısı altında olmalıyız."

"Artık mafyalar ya da güvenlik adaları olmayacak, kara para aklama olmayacak, uyuşturucu kaçakçılığı olmayacak, yargı sistemine müdahale olmayacak... suçlular ve yolsuzlar için dokunulmazlık olmayacak."

Ayrıca Lübnan ordusunun silah "tekelini" elinde tutacağı sözünü verdi ki bu açıklama pek çok dinleyici tarafından Hizbullah'a üstü kapalı bir gönderme olarak algılandı.

Moawad, "Nihayet yeni bir Lübnan'a doğru sayfa açıyoruz," dedi.

Şu anda sahip olduğu iki milletvekili sayısını bir sonraki seçimlerde katlayarak artırmayı umuyor. Bu arada Lübnan hala devasa zorluklarla karşı karşıya. Ocak 2023'ten bu yana Lübnan poundu euro karşısında 1.600'den 93.000'in üzerine geriledi.

"Bu çok ince bir denge," diyen Moawad, şunu da sözlerine ekledi: "Eski öldü ama yeni henüz doğmadı."

Milletvekili ayrıca, Lübnan'ın önündeki zorluklara bir örnek olarak, son savaştan sonra yeniden inşa maliyetine işaret etti.

"Bu yeniden inşanın doğrudan maliyeti - doğrudan, ekonomi üzerindeki dolaylı maliyetten bahsetmiyorum, fiziksel yıkımdan bahsediyorum - yaklaşık 10 milyar dolar (9,6 milyar euro)."

"Devlet bütçemiz, genel bütçemiz 3 milyar dolar (2,9 milyar euro)," diye ekledi.

Sosyal zorluklara da dikkat çeken Moawad, özellikle "ulusal uzlaşma" ve "Şii toplumuna, savaşımızın Şii toplumuna karşı değil, Hizbullah'ın hegemonik projesine karşı olduğunu açıkça anlatma" görevini örnek gösterdi.

Moawad'a göre, Lübnan'ın geleceği bir mezhepten daha fazlasını ilgilendiriyor: "Modern bir Lübnan'ın sadece kendi mezheplerini temsil eden mezhepsel siyasi partiler üzerine inşa edilemeyeceğine inanıyoruz. Modern ve çeşitlilik içeren Lübnan için bir ses olması gerekiyor."

Bu muazzam ve ürkütücü bir meydan okuma ancak Moawad ve müttefikleri bunu sürdürmeye kararlı görünüyor.

"Sorunlarımızı iki günde çözecek değiliz. Ama evet, artık umut için bir yol var."