Ekrem İmamoğlu'nun gözaltı nedenlerinden biri olan 'kent uzlaşısı' nedir ve DEM Parti ile ilgisi ne?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik Çarşamba sabah saatlerinde başlatılan operasyonda Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberinde bir dizi isim gözaltına alındı.
Ekrem İmamoğlu'nun da içinde yer aldığı gözaltılar, 'kent uzlaşısı' ile 'yolsuzluk' iddialarıyla ilgili soruşturma kapsamında gerçekleşti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen talimat ile İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, İmamoğlu'nun da dahil olduğu 100'den fazla şüpheli hakkında gözaltı ve yakalama kararı kapsamında operasyon gerçekleştirdi.
Bu operasyonun Medya A.Ş. ihaleleri, kent uzlaşısı ve terör soruşturması kapsamında gerçekleştirildiği aktarıldı.
Başsavcılığa göre kent uzlaşısı: 'Kürt nüfusunu batı illerinde özerklik benzeri bir sistemle yerel yönetimlere dahil etme'
Kent uzlaşısı aslında yeni duyulan bir kavram değil.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 'kent uzlaşısını' gerekçe göstererek başlattığı terör soruşturması kapsamında 11 Şubat Salı günü gözaltına alınan 10 belediye yetkilisi ise 13 Şubat Perşembe günü tutuklanmıştı.
Tutuklananlar arasında CHP'li Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcıları C.Y ile L.G'nin yanı sıra Üsküdar Belediye Meclis Üyesi B.K, Sancaktepe Belediye Meclis Üyesi E.G., Fatih Belediye Meclis Üyesi G.A, Tuzla Belediye Meclis Üyesi H.Ö., Adalar Belediye Meclis Üyesi N.A., Şişli Belediye Meclis Üyesi S.G., Beyoğlu Belediye Meclis Üyesi T.Ş. bulunuyor.
Başsavcılık, bu terör soruşturması kapsamına ifade ettiği 'kent uzlaşısını' ise "Demokratik özerklik sisteminde bazı alanlarda uygulanacak bir formül" diye tanımlıyor:
Bu tanım, "kent uzlaşısı formülünün teorisinin de terör örgütü yönetimince yapıldığını" iddia ediyor.
Savcılığı göre kent uzlaşı formülü, "Doğu illerinde yerel yönetimlerin kazanılarak özerklik sisteminin kurulması, batı illerinde ise Kürt nüfusunu özerklik sistemine benzer bir sistemle yerel yönetimlere dahil edilmesi planlaması çerçevesinde" oluşturuldu ve adına da "Kent Uzlaşısı" denildi.
Savcılık bir ay önceki soruşturma açıklamasında, 'kent uzlaşısı formülü' ile "Batı il ve ilçelerindeki Kürtlerin, belediyeleri kazanamasalar da uzlaşılacak ve desteklenecek aday karşılığında, belediye meclislerinde belli sayılarda kota elde edilmesi sonucu belediye meclis kararlarında söz sahibi olmalarının, yerel yönetimlerde yer almalarının ve siyasi bir denge olmalarının amaçlandığı" ifade ediliyor.
Kent uzlaşısı DEM Parti'nin yerel seçim stratejisiydi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 2023 yılının Aralık ayında düzenlenen ve Mart 2024'te yapılan yerel seçimlere yönelik olarak kararların alındığı Parti Meclisi toplantısında "Kent Uzlaşısı" stratejisi açıklamıştı.
"Kent Uzlaşısı" stratejisi Parti Meclisi toplantısında alınan 10 karar maddesinden biriydi.
Parti Meclisi toplantısının ardından duyurulan bu strateji ile kayyum atanan belediyelerin geri alınacağını savunan DEM Parti, "Bunun yanı sıra daha önce yönetiminde bulunmadığımız birçok il, ilçe, belde belediyesinin seçimlerini kazanacak ve halkı yolsuzluktan, rant şebekelerinden ve kimliğimizi inkar edenlerden kurtaracağız. Bu hedefimize ulaşmak için parti adımızla çeşitli iş birlikleri ve güç birlikleri kurarak ilerleyeceğiz," diye belirtmişti.
Toplantıda sonucunda açıklanan bildirinin 5. maddesinde de "Türkiye’nin batısında ise kenti var eden, yaşatan sosyal ve siyasal dinamikleri geniş ölçekte kapsayan tüm kurum, kuruluş, işçi, emekçi, ekolojist, kadın, gençlik, halklar ve inanç örgütleri, siyasi partiler, emek ve meslek örgütleri, demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlar, tüm toplumsal taraflar ve siyasi aktörlerle görüşmek, müzakere etmek, birlikte yürümek, ortak mücadeleyi örecek Kent Uzlaşısı zeminini oluşturmayı öncelikli görev olarak görüyoruz," ifadeleri yer almıştı.
DEM Parti'de dönemin Seçim İşleri Komisyonu Eş Sözcüsü İlknur Birol, Ocak 2024'te JINNEWS'e verdiği röportajda, kent uzlaşısını "Birlikte yaşam ve yönetme modeli" olarak ifade etmişti.
Bu söyleşide İlknur Birol, seçimler aracılığıyla yöneticilerinin belirlenmesi faaliyetinin de kent uzlaşası fikrine göre gerçekleşmesi gerektiğini dile getirmişti.
Birol sözlerine şöyle devam etmişti:
“Bu seçim döneminde bu ana fikre dayanan bir yönetme topluluğu oluşturmak, toplumun en küçük birime birlikte katılabildiği, birlikte yönetme fikrinin bir kere daha güncellenebildiği bir bakış açısıyla yaklaşması, iktidardan ve ana akım muhalefetin yerel yönetim seçimlerine yaklaşımından ayırt edici bir yan olarak bu kavramı tartışmaya açtık. Ortaklaşa zeminle çıkan adaylıklar, hemen hemen bütün toplumsal kesimleri kapsayabilme kabiliyeti gösteren adaylıklar toplamı haline gelir. Bizim tartışmaya açmaya çalıştığımız şey budur.”
Kent uzlaşısının savunduğu ilkeleri de anlatan Birol, "Durduğumuz yer itibariyle toplumcu ve halkçı olmanın gereği olarak ırkçı, cinsiyetçi olunmayacak. Adalet hükmü de bu ilkeleri kapsayacak. Kentin bütün hücrelerine sirayet edecek. O mahallede siyasal ve sosyal dinamiklerin kendini içinde bulacağı, halkçı bir biçimde kendini görebileceği, birlikte müzakere edeceği ortaklaşabildiği uzlaşı zeminleri ile seçimlere gidelim dedik," sözlerini dile getirmişti.
CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Özer'in tutuklanması ve CHP - DEM Parti iş birliği iddiası
Bu kent uzlaşısı stratejisinin "Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile DEM Parti arasında bir yerel seçim iş birliği olduğu iddia edilmişti.
Bu iddialar, CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından daha da derinleşmişti.
Özer'in, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) yöneticileriyle görüştüğü iddia edilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nun PKK/KCK'nın mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürüttüğü soruşturmada, Özer'in "iletişim dinlenmesi tedbiri sonucu elde edilen konuşma dökümleri, fiziki takip tutanakları, banka hesap hareketleri ve örgüt yöneticileriyle yoğun ve süreklilik arz edecek şekilde organik bağ kurarak üzerine atılı suçu işlediği" kaydedildi.
CHP, Esenyurt Belediye Başkanlığı seçimlerinde ilk olarak aday gösterdiği Ali Gökmen'in "sağlık sorunları nedeniyle" yarıştan çekildiğini, Gökmen yerine Ahmet Özer'in aday gösterildiğini açıklamıştı.
Şubat 2024' VOA Türkçe'ye konuşan bir DEM Parti yetkilisi, CHP’nin İstanbul’un bazı ilçelerindeki tercihlerinden rahatsız olduklarını dile getirmişti.
DEM Partili yetkili, “Özellikle Esenyurt ve Adalar’daki aday tercihlerini hem Sayın İmamoğlu’nun hem de bizlerin vurguladığı ‘kent uzlaşısı’ kavramı çerçevesinde değerlendirmek mümkün değil. Sayın Eş Başkanımız’ın yaptığı açıklamalara rağmen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı tercihi yapıldı. Ayrıca Tunç Soyer’den de bir rahatsızlığımız yoktu” demişti.
Today