Olafur Eliasson eseriyle Londra ve New York'u ele geçirecek

İkonik enstalasyonlarıyla tanınan Olafur Eliasson'ın en yeni eseri olan 'Lifeworld'ü sanatı kamusal alana taşıyarak İngiltere'nin başkenti Londra'nın Piccadilly Circus, Güney Kore'nin başkenti Seul'ün K-Pop Meydanı, Almanya'nın başkenti Berlin'in Kurfürstendamm ve New York şehrinin Times Meydanı'nı ele geçiriyor.

'Lifeworld,' 1 Ekim'den itibaren İngiltere, Güney Kore, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) yer alacak. Kalabalık yerlerin devasa reklam panoları, Eliasson'un eserleriyle doldurulacak.

'Lifeworld' bulanık, soyut bir video sunarak insanları düşünmeye itmeyi amaçlıyor. Bu panoların özellikle böyle büyük şehirlerin merkezlerinde finansal açıdan kazançlı bir yer edinmek için yarışan reklamlardan ziyade Eliasson'ın eserleriyle gösterilmesi büyük bir adım.

'Lifeworld' 1 Ekim'den 31 Aralık'a kadar her akşam saat tam 20:24'te, New York versiyonu ise 23:57'de gerçekleşecek. New York'un Times Meydanı'nda 92 ekranının her birini ele geçirecek.

Eliasson'un bu iddialı çalışmayı şimdi planlamış olması tesadüf değil. Özellikle ABD'de yaklaşan seçimleri, halkı "çok sayıda perspektife" ev sahipliği yapmaya teşvik etmek için bir motivasyon olarak gösteriyor.

"Piccadilly ve Times Meydanı gibi yerler, genellikle canlı ve sansasyonel görüntüler sergileyen reklam ekranlarıyla son derece etkileyici gösteriler. Bu heyecan verici -ancak çevre aynı zamanda eylemlerimi de belirliyor - beni çoğunlukla harcamaya veya tüketmeye yönlendiriyor. Birdenbire bir seçeneğiniz olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalırsanız, hangi şehirlerde, hayatlarda ve ortamlarda yaşamak istediğimizi sorabilirsiniz. Ve ben bunların içinde nasıl yer almak istiyorum?"

Eğer dünya her zamankinden daha kutuplaşmış gibi hissettiriyorsa, Eliasson izleyicilerinden 'Lifeworld' aracılığıyla belirsizliğe katılmalarını ve beklenmedik olanla etkileşim fırsatını kucaklamalarını istiyor.

'Lifeworld'ü Eliasson'un çalışmaları için benzersiz kılan şey, 57 yaşındaki sanatçının tipik özelliği olan bir galeri mekânına hapsedilmemiş olması. Dört kamusal alanda sergilenen ve WeTransfer aracılığıyla sanal olarak izlenebilen Eliasson'un çalışmaları, projeden ya da sanatçıdan haberdar olup olmadıklarına bakılmaksızın, bölgede bulunan herkesle etkileşim kuracak.

Eliasson daha önce, büyük galeri alanlarını ele geçiren cesur enstalasyonlarıyla uluslararası üne kavuştu. Belki de en ikonik çalışması, 2003 yılında Londra'daki Tate Modern Galerisi'nin devasa Türbin Salonu'nu ele geçiren 'Hava Durumu Projesi' (The Weather Project) idi.

Sanatçının güncel olarak İstanbul'da 'Senin Beklenmedik Karşılaşman' (Your Unexpected Encounter) isimli kişisel sergisi de yer alıyor.

Eliasson, hava buharı ve yansıyan lambalar aracılığıyla Tate Modern'in içinde sisle örtülü parlayan bir iç mekan güneşi yarattı.

Doğaya olan ilgisini sürdüren Eliasson, bunu insanlardan iklim değişikliği gerçeğiyle ilişki kurmalarını isteyen çağrıştırıcı bir çalışmayla takip etti. 'Ice Watch' 2014 yılında Kopenhag'da görücüye çıktı ve ardından Paris ve Londra'ya giderek gerçek dev buzul bloklarını halkla buluşturdu.

Eliasson, Grönland'daki Nuup Kangerlua fiyordundan 12 buz bloğunu Kopenhag sokaklarına, Place du Pantheon'a ve Tate Modern'e taşıyarak yoldan geçenlerin bunlarla etkileşime girmesine ve dokunduklarında buzun eridiğini hissetmelerine olanak tanıdı.