...

Logo Pasino du Havre - Casino-Hôtel - Spa
in partnership with
Logo Nextory

Korku filmleri anksiyeteyi azaltabilir: Araştırma

• Oct 31, 2024, 7:23 PM
6 min de lecture
1

Bazı kişilere korku filmlerini sevdiğinizi söylediğinizde yüzlerinde şaşkınlık hatta biraz tiksinti belirir. 'Bir insan korkudan nasıl zevk alabilir ki' diye düşündüklerini görür gibi olursunuz.

Danimarka’daki Aarhus Üniversitesi’nde bulunan Eğlence Amaçlı Korku Laboratuvarı, tam da bu soruya odaklanıyor. Eğlence amaçlı korkunun (lunapark trenleri, gerçek suç podcast’leri ve korku filmlerini düşünün) bize nasıl neşe, bağlantı ve anlam kattığını araştırmak için çalışmalar yürütüyor.

Laboratuvarın eş direktörü Mathias Clasen, Euronews Culture’a verdiği demeçte, “Korkutucu aktivitelerden keyif almak çok yaygındır, hatta evrensel denebilir, ancak bilimsel olarak yeterince araştırılmamıştır,” diyor.

Clasen yaptıkları çalışmalarda, insanların korkuyla oynama deneyimlerinin sağlıklı göründüğünü ve korku filmlerinin potansiyel olarak bir “ilaç” görevi görebileceğini keşfettiklerini belirtiyor. Bu çalışmalar, bizlerin içsel kaygıdan kaçmak için, kontrol edebileceğimiz bir dış terör vizyonunda, yani korku filmlerinde teselli bulduğumuzu gösteriyor.

Clasen, “Anksiyetesi olan bazı kişiler belirsiz ve kontrol edemedikleri bir kötü his bulutunda yaşıyor,” diye açıklıyor. “Ama bir korku filmi izlerken, korkuyu kendiniz seçmiş oluyorsunuz. Kalbinizin neden çarptığını ya da midenizde neden kelebekler uçuştuğunu tam olarak biliyorsunuz.”

Clasen, "İlginç bir ampirik gerçek var, o da korku türünün pandemi sırasında gişe payı açısından önceki tüm rekorları kırması," diyor. "Yani, dünya çapında gizemli bir hastalık, ve her türlü kötü şey olurken, dünya korkutucu ve öngörülemez hale gelmeye başladığında, o anda insanlar korku hikayelerine yöneldi. Gerçekliğin dehşetiyle başa çıkmak için bu tür şeyleri kullandık."

Damien Leone'nin kanlı palyaço slasher filmi 'Terrifier 3'ün tüm zamanların en yüksek hasılat yapan derecelendirilmemiş filmi olması ve Parker Finn'in devam filmi 'Smile 2'nin bu yazı yazılırken dünya çapında 84 (77 milyon euro) milyon doların üzerinde hasılat elde etmesiyle korku filmleri bu yıl gişeyi domine etmeye devam etti.

Ardından Coralie Fargeat'ın Cannes Film Festivali'nde En İyi Senaryo ödülünü kazanan 'The Substance'ın büyük başarısı geldi.

NEON ve A24 gibi özgün ve çoğu zaman tuhaf psikolojik korku yapımlarıyla kült takipçiler kazanan bağımsız yapım şirketleri de 'Longlegs,' 'Immaculate,' 'MaXXXine' ve bu yıl gösterime girecek olan 'Heretic' gibi filmlerle modern tür üzerinde yadsınamaz bir etkiye sahip.

"Bu [tutum] son altı ya da yedi yılda değişti. Değişiyor da. Ancak insanlar kibar bir ortamda psikolojik korku filmlerinden hoşlandıklarını söylerken, jump scare filmlerinden ve hatta doğaüstü filmlerden hoşlandıklarını söylerken hala daha rahatlar," diyor Clasen.

Bu yıl korkunç filmlerin daha fazla ilgi görmesi, giderek artan kaygı verici gerçeklikten kaçmak isteyenlerin kurguda sınırlandırılmış aşırı korku ifadelerine yöneldiğini gösteriyor.

Jump scare

Korkunun neredeyse evrensel bir adrenalin tepkisini tetikleyen bir yönü de “jump scare” sahneleridir. Pek çok kişi tarafından basit bir hile olarak görülse de, bu yöntem türün belirleyici özelliklerinden biri haline geldi. Hatta yakın tarihli bir çalışmada, yüzlerce gönüllünün nabzını takip ederek tüm zamanların en korkutucu filmlerini belirlemek için kullanıldı.

Clasen, "Modern korku filmlerinde ortalama on jump scare var, yani her on dakikada bir," diyor ve ekliyor: "Kaygı uyandıran sahnelerin aksine, jump scare doğrudan refleks olarak irkilme tepkisini tetikler. Ani bir tehdide karşı geliştirdiğimiz bu temel biyolojik yanıt, herkeste işe yarar."

Clasen, araştırmasının bir parçası olarak bir grup katılımcıyı güvenlik kameralarıyla donatılmış perili bir eve götürüp, koreografisi yapılmış jump scare sahnelerine verdikleri tepkileri inceledi. Bu sayede jump scare'lerin psikolojik etkisini değerlendirdi.

"Katılımcıların yaklaşık yüzde 80'inin jump scare’den hemen sonra gülümsediğini veya güldüğünü gözlemledik: bu da korku ve mizah arasındaki ilginç ilişkiyi ve belki de ardından gelen rahatlama hissini ortaya koyuyor," diyor Clasen.

"Sinemada korku filmi izleyen herkes, sizi filmden çıkarıp bedensel bir tepkiyle sarsan bu kolektif jump scare anını ve ardından gelen rahatlama, belki de utanç içinde gülme hissini tanır."

Genellikle korkuya verilen tepkiler tamamen özneldir ve kişiden kişiye değişiyor. Örneğin; Clasen doğaüstü olaylara inananların, doğaüstü öğeler içeren filmlerden daha fazla korktuğunu keşfetmiş.

"Ayrıca, istatistiksel olarak kadınların vücut ihlali, vahşet sahneleri ve tiksindirici görüntülere daha güçlü tepkiler verdiğini gözlemliyoruz," diyor Clasen. "Bireysel ve cinsiyet bazında bazı farklılıklar var, ancak bu konuda hâlâ çok fazla bilgimiz yok."

İyi haber şu ki, bu Cadılar Bayramı'nda uzanıp rahatsız edici bir şeyler izlemeyi planlıyorsanız, bunun aslında bir tür kişisel bakım yöntemi olduğundan ve psikolojik dayanıklılık geliştirdiğinizden emin olabilirsiniz.

"Psikolojik dayanıklılık ve eğlence amaçlı korku üzerine yaptığımız araştırmalar, korku filmleri izleyerek olumsuz duygularla başa çıkma becerinizi geliştirebileceğinizi gösteriyor."