...

Logo Pasino du Havre - Casino-Hôtel - Spa
in partnership with
Logo Nextory

2024 hava yolculuğu için ölümcül bir yıl oldu, ancak uçmak hala en güvenli ulaşım şekli

• Jan 6, 2025, 7:49 PM
13 min de lecture
1

2024 yılının son haftalarında sadece birkaç gün arayla meydana gelen iki ayrı olayda 200'den fazla kişinin hayatını kaybetmesiyle uçuşlara ilişkin endişelerin alevlendi.

Azerbaycan Havayolları'na ait bir uçağın Kazakistan'da düşmesi sonucu 38 kişi hayatını kaybederken, dört gün sonra Jeju Air'e ait bir uçağın Güney Kore'de düşmesi sonucu 179 kişi yaşamını yitirdi.

Son olaylar daha uzun bir süre zihinlerde kalacak gibi. Diğer yandan 2024, havacılıkta felaketlerin yaşandığı bir yıl oldu. Daha Ocak ayının başlarında Tokyo'da meydana gelen bir uçak kazası dünyayı şoke etmiş Japonya Sahil Güvenliği'nden beş kişi hayatını kaybetmiş ancak Japan Airlines uçağındaki yolcular sağ salim kurtuldu.

Günler sonra ABD'de Portland Oregon'dan kalkan bir uçağın bir parçası düşerek gövdenin yan tarafında büyük bir delik açtı. Yine 177 yolcunun tamamı acil inişten sağ kurtuldu, ancak olayın yarattığı sarsıntı üretici Boeing 'i tüm yıl boyunca gündemde tuttu.

Yaz aylarında Brezilya'da bir Voepass uçağının trajik düşüşü, 62 yolcu ve mürettebatın hayatına mal oldu.

Bunun da ötesinde Singapur Havayolları'na ait bir uçuşta meydana gelen bir ölüm vakası da dâhil olmak üzere uçakların şiddetli türbülansa girerek insanları yaraladığına dair çok sayıda rapor yolcuların güvenlikleri konusunda endişelenmelerine neden oldu.

Havacılık Güvenliği Ağı'na göre geçen yıl uçak kazalarında toplam 318 kişi öldü ve bu da 2024'ü 2018'den sonra havacılıkta en ölümcül yıl haline getirdi.

Peki uçmak gerçekten daha az mı güvenli hale geliyor ve yaklaşan bir seyahatimiz varsa endişelenmeli miyiz?

Uçmak her geçen gün daha güvenli hale geliyor

Havacılık güvenliğinin tüm yönleriyle ilgilenen ve kâr amacı gütmeyen Flight Safety Foundation'ın başkanı ve CEO'su Dr. Hassan Shahidi, Euronews Travel için durumu anlattı.

Shahidi "2023 yılının tamamında ticari uçuşlarda ölümler sıfırdı" dedi. Sonra ise şunu ekledi: "2024 yılı sona erdiğinde havacılık endüstrisi dünya çapında 5 milyar yolcu taşımıştı. Son haftalarda yaşananlar olmasa 2024, bir rekor yılı olarak tarihe geçecekti."

Yine de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nün (MIT) araştırmasına göre uçmak bugün her zamankinden daha güvenli.

2018-2022 döneminde hava yolculuğu sırasında ölme riski her 13,7 milyon yolcuda 1 olarak hesaplanmıştır. Bu oran 2008-2017 yılları arasında ise her 7,9 milyon yolcu için 1'di. 1968-1977 yılları arasında her 350.000 binişte 1 ölüm yaşandığını hatırlatınca büyük bir düşüş olduğu daha net görülüyor.

Embry-Riddle Havacılık Akademisi'nin araştırmasına göre havacılık kazalarının yüzde 80'i insan hatasından kaynaklanıyor. Pilotların yaptığı hataların kazaların yüzde 53'üne neden olduğu düşünülürken mekanik arızaların kazaların sadece yüzde 21'inde 'ölüm' sebebi olduğu görülüyor.

Airbus şirketi, uçuşların hangi bölümünün en tehlikeli olduğunu araştırmış ve kazaların en çok kalkış ve iniş sırasında meydana geldiğini tespit etmişti. Aralık 2024'teki iki kaza da iniş sırasında meydana geldi. Ancak başka faktörler de kazada rol oynadı.

Örneğin Jeju Air kazasında, bir kuşa çarptıktan sonra bir motorun hasar gördüğüne dair raporlar vardı ve uçak henüz bilinmeyen bir nedenle yere indiğinde iniş takımları açılmamıştı. Soruşturma uzun ve karmaşık olacak ve tam olarak ne olduğunu anlamamız muhtemelen biraz zaman alacak.

Shahidi, "Bu kazada kuş çarpmasından iniş takımları olmadan inişe kadar çok sayıda faktör rol oynadı," diyor ve şunu ekliyor: "Tüm bunlar derinlemesine araştırılacak, katkıda bulunan faktörler belirlenecek ve bunun bir daha tekrarlanmamasını sağlamak için adımlar atılacaktır,"

Jeju Air, 737 'yeni nesil' (NG) uçaklardan oluşan filosunu incelemeye aldı, ancak bu incelemeler tedbir amaçlı yapıldı. Şu ana kadar hiçbir şey uçak tipiyle ilgili daha yaygın bir sorun olduğuna işaret etmiyor.

Havayolu şirketlerine savaş bölgelerinden kaçınmaları tavsiye ediliyor

Azerbaycan Havayolları kazası biraz daha farklı bir olaydı. Soruşturmalar devam etmekle birlikte, ilk değerlendirmeler uçağın Rus hava savunma sistemleri tarafından vurularak basınç kaybına ve kontrolünü kaybetmesine neden olmuş olabileceğini göstermekte.

Bu değerlendirme akıllara on yıl önceki benzer bir durumu getirecek. Temmuz 2014'te Malezya Havayolları'na ait bir uçak Ukrayna'nın doğusu üzerinde uçarken Rus destekli güçler tarafından karadan havaya füze ile vurularak düşürülmüştü. Uçaktaki 283 yolcu ve 16 mürettebatın tamamı hayatını kaybetmişti.

Soruşturma, silahlı çatışmalara dahil olan devletlerin hava sahalarını kapatmalarını ve operatörlerin rotaları çatışma bölgeleri üzerinden geçirirken riski kapsamlı bir şekilde değerlendirmelerini tavsiye etti.

Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA), hava operatörlerini potansiyel güvenlik tehditleri konusunda uyarmak amacıyla Çatışma Bölgesi Bilgi Bültenleri yayınlamakta.

Ancak EASA sözcüsü Janet Northcote'un Euronews Travel'a yaptığı açıklamaya göre, "EASA hava sahasını kapatma ya da hava sahasından kaçınılmasını zorunlu kılma hakkına sahip değil. Ancak burada sağlanan bilgiler her bir havayolu şirketinin kendi güvenlik değerlendirmesine dahil edilir ve herhangi bir havacılık güvenliği tehdidi konusunda farkındalık yaratır."

Peki Azerbaycan Havayolları neden bir çatışma bölgesi üzerinde uçuyordu? Birçok Batılı havayolu şirketi Rusya hava sahasına üzerindeki operasyonlarını durdurmuş olsa da çok sayıda Ortadoğu ve Asya havayolu şirketi bu bölgede faaliyet göstermeye devam etmekte.

Türkiye, Çin, BAE ve diğer ülkelerden havayolu şirketleri riske rağmen hava sahasından kaçınmıyor.

Shaihid, "Bilinen çatışma bölgelerinde hava yolculuğu önemli riskler taşıyor," diyor. "Havayolları, risklerin azaltıldığından emin olmak için rotalarında risk değerlendirmesi yapmalı ve alternatif bir rota izlemelidir."

Bununla birlikte, EASA ve diğer kurumların tavsiyelerine kulak veren hiçbir Avrupalı havayolu şu anda Rusya veya hava sahası üzerinden uçmamaktadır.

Her hava kazası hava yolculuğunu daha güvenli hale getirir

Havacılığın yaşadığı korkunç yılın küçük bir umut ışığı, her kazanın gelecekte hava seyahatini daha güvenli hale getirmeye hizmet etmesidir.

İngiliz Independent gazetesinin seyahat muhabiri Simon Calder'in kısa süre önce kaleme aldığı bir köşe yazısında belirttiği gibi, "2024 yılında meydana gelen ölümcül ya da diğer tüm dramatik havacılık olayları, gelecekte güvenliği arttırmak için nelerin öğrenilebileceğini anlamak üzere en ince ayrıntısına kadar analiz edilecektir."

Jeju Air ve Azerbaycan Havayolları kazalarının her ikisinde de meşhur 'kara kutular' bulunmuş ve sorgulanmak üzere gönderilmiştir.

Aslında parlak turuncu renkli olan bu iki kutu Uçuş Veri Kaydedicisi (FDR) ve Kokpit Ses Kaydedicisi (CVR) olup kazadan önce neler olduğuna ışık tutacak potansiyelde.

Kaza müfettişleri Kazakistan ve Güney Kore'de daha fazla kanıt toplamak üzere sahadalar ve bu süreç biraz zaman alabilir. Bunu takiben, toplanan veriler kazanın nedenini belirlemek üzere analiz edilecektir.

Ön rapor muhtemelen önümüzdeki haftalarda kamuoyuna açıklanacak ancak nihai rapor daha uzun sürecek.

Bu raporlardan hareketle gelecekte benzer bir durumun yaşanmaması için çeşitli tavsiyelerde bulunulacaktır.

Güney Kore'deki kazayla ilgili ABD ekipleri de incelemede bulunuyor.
Güney Kore'deki kazayla ilgili ABD ekipleri de incelemede bulunuyor. Son Hyung-joo/Yonhap via AP

Northcote şöyle açıklıyor: "Havacılık güvenliği süreçlerinin güçlü yanlarından biri, herhangi bir trajedi meydana geldiğinde, ne olduğunu analiz etmemiz ve mümkün olduğu ölçüde aynı türden kazanın bir daha meydana gelmemesini sağlamak için uygun önlemleri almamızdır."

Herhangi bir büyük havacılık kazasını ele aldığımızda bunun hava güvenliği üzerindeki uzun vadeli olumlu etkisini görmek mümkündür.

Örneğin Haziran 1956'da Büyük Kanyon üzerinde bir TWA Super Constellation ile United Airlines DC-7 arasında meydana gelen çarpışma hava trafik kontrol biçimlerinin geliştirilmesine yol açtı.

TWA 800 sefer sayılı uçağın 1996 yılında havada infilak etmesinin ardından, yakıtın hatalı bir kıvılcımla yanmamasını sağlamak üzere değişiklikler yapıldı.

11 Eylül trajedisi olmasaydı, Ulaştırma Güvenlik İdaresi (TSA) asla kurulamazdı. Ve (hala) kayıp olan Malezya Havayolları MH370 sayesinde artık tüm uçaklar gerçek zamanlı olarak takip ediliyor.

Northcote, "Bu sürekli iyileştirme döngüsü havacılık güvenliği sicilini güçlü tutmanın temelidir," diyor.

"Havacılık güvenliği standartlarının sadece Avrupa'da değil, küresel olarak da yüksek olmasını sağlamak için ABD'deki Federal Havacılık İdaresi (FAA) ve Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) gibi diğer düzenleyici kurumlarla birlikte çalışıyoruz."

Üreticiler, havayolları ve düzenleyiciler gökyüzünde güvenliği sağlamak için çok çalışırken, Northcote güvenli seyahatin bir ekip işi olduğunu vurguluyor ve "Havacılık genel olarak mükemmel bir güvenlik siciline sahiptir, ancak bu rehavete kapılmak için bir neden değildir" diyor.

"Bu güçlü güvenlik sicili ancak operasyonların güvenli olmasını sağlamak için her gün görevlerini yerine getiren birçok kişi tarafından korunabilir."