...

Logo Pasino du Havre - Casino-Hôtel - Spa
in partnership with
Logo Nextory

İzmir'de susuzluk tehlikesi: Bilinçsiz yer altı suyu kullanımı ve vahşi sulama tehlike arz ediyor

• Aug 5, 2025, 5:01 AM
13 min de lecture
1

Birleşmiş Milletler (BM) destekli “Dünya Genelinde Kuraklığın Yoğunlaştığı Bölgeler” adlı raporuna göre Türkiye, 2030 yılına kadar ciddi su krizi, çölleşme ve tarımsal üretimde daralma riskiyle karşı karşıya.

Rapora göre, Türkiye, çöl iklimine benzer koşulların görülme olasılığının artması nedeniyle, kuraklıktan en fazla etkilenme riski taşıyan ülkeler arasında yer alıyor.

Akdeniz Havzası’nda iklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkilerini inceleyen çalışmada, odaklanılan üç ülke İspanya, Fas ve Türkiye oldu.

"Türkiye yarı kurak bir yapıya sahip ve toprakları parçalanmaya yatkın; ülke topraklarının yüzde 88’i çölleşme tehdidi altında" denilen raporda, 21. yüzyılın sonuna gelindiğinde Türkiye’de yağışların yüzde 30 oranında azalacağı öngörülüyor.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı da, 2023'te yaptığı bir açıklamada Türkiye'nin uluslararası göstergelere göre zaten su stresi altında olduğunu ve 2030 yılında ülkenin aşırı su kıtlığı yaşayan ülkeler arasında yer alabileceğini dile getirmişti.

İzmir'in yaz turizmi bölgesi Çeşme ilçesinde başlayan su kesintiler sonrası gözler, kentin barajlarındaki doluluk oranına çevirildi. Çeşme'nin su yükünü taşıyan Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı'nda doluluk oranı 4 Ağustos 2025 itibarıyla yüzde 2,94 oranına kadar düştü.

Hatta bu barajdaki su seviyesinin düşmesiyle baraj yapılmadan önce o bölgede bulunan İzmir - Çeşme karayolu gün yüzüne çıktı.

Geçen yıl 4 Ağustos tarihinde ise doluluk oranı yüzde 21,56 idi. Bu da bir sene içerisinde ortalama 88'lik bir düşüş anlamına geliyor.

Aynı zamanda İzmir’in içme suyu ihtiyacını karşılayan en büyük iki kaynaktan biri olan Gördes Barajı adeta kurudu.

4 Ağustos 2025 verilerine göre barajın aktif doluluk oranı ölçülemeyecek düzeyde. Kentin ikinci büyük barajı konumundaki Gördes’te geçen yıl 27.5 milyon metreküp kullanılabilir su varken şu anda kullanabilir su eksi (-) 1.6 milyon metreküpe geriledi.

Tahtalı Barajı’nda ise oran yalnızca yüzde 8.21. Doluluk bir yılda yaklaşık dörtte bire inerken geçen sene 4 Ağustos'ta doluluk oranı yüzde 22.84 idi.

Kentin diğer barajlarından Balçova ve Ürkmez'de de doluluk oranları sırasıyla yüzde 28.25 ve yüzde 11.04 olarak ölçüldü.

Kente geçtiğimiz haftalarda Aliağa ilçesinde bulunan petrokimya şirketi Petkim'e ait olan Güzelhisar Barajı'ndan da destek alınarak su sağlanmaya başladı.

Su seviyelerinin alarm vermesiyle birlikte İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU), 6 Ağustos 2025 itibarıyla gece saat 23.00 ile sabah 05.00 arasında su tüketiminin yoğun olduğu bölgelerde su kesintilerine başlanacağını duyurdu.

İlk olarak turizm döneminde nüfusun hızlıca yükseldiği Çeşme'de 25 Temmuz 2025 itibarıyla saat gece 23:00 ile 06:00 saatleri arasında su kesintileri yaşanacağı bildirilmişti.

Yaz aylarının başından bu yana alarm veren baraj doluluk oranlarındaki düşüşe karşı ilk tedbirler İzmir'in Çeşme Belediyesi'nden gelmişti.

Çeşme Belediyesi, su tasarrufu amacıyla kapı önü, balkon, halı, paspas ve araç yıkamayı yasakladı. Ayrıca, bahçe sulamasına saat sınırlaması getirildi; yazın 08.00–18.00, kışın 10.00–16.00 saatleri arasında sulama yapılması yasaklandı. Bu önlemlerle hem bireysel israfın önüne geçilmesi hem de su kaynaklarının korunması hedefleniyor.

Yetkililer, yaz boyunca yer yer su kesintilerinin yaşanabileceğini doğrularken, uzmanlara göre bu düşüş sadece olağan bir kuraklığın değil, yapısal su yönetimi krizinin işareti.

Sulamadaki oran yüzde 40'lara düşmeli

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 1 Ağustos 2025'te yayınlanan On İkinci Kalkınma Planı (2024–2028) Su Yönetimi Özel İhtisas Komisyonu Raporu'na göre, yıllık kullanılabilir toplam su potansiyeli 112 milyar metreküp olmasına rağmen mevcutta kullanılan su miktarı yıllık 57,3 milyar metreküp.

Bu değer toplam kullanılabilir su potansiyelinin yüzde 51 oranına tekabül ederken, kullanılan bu suyun da yüzde 77’si (45,05 milyar m3) tarımsal sulamada, yüzde 12’si içme ve kullanma suyu olarak ve yüzde 11’i sanayi suyu (toplam 13,3 milyar m3) olarak kullanılıyor.

Euronews Türkçe'ye konuşan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar’a göre su krizi, hızla artan nüfus ve yıllardır süregelen yapısal ihmallerin sonucu.

"Dünya genelinde de Türkiye'de de aynı durum söz konusu. Nüfus arttıkça, tarım, enerji ve günlük kullanım için su ihtiyacı da artıyor."

Yalnızca barajlardaki azalmaya değil, yer altı sularının bilinçsiz kullanımına ve 'vahşi sulama' olarak bilinen gerekenden fazla sulamalara da dikkat çeken Yaşar, "Türkiye’de suyun yüzde 77’si tarımda kullanılıyor ve bunun büyük kısmı vahşi sulama yöntemleriyle harcanıyor," diye belirtti.

Tarımsal alanlarda yapılan sulamanın yüzde 77 oranından yüzde 40 seviyelerine düşürülmesinin mümkün olduğunu belirten Yaşar, "Gelişmiş ülkeler genelde suyun yüzde 40-45'ini tarımda kullanır. Ama biz çok ciddi seviyede kullanıyoruz. Yavaş yavaş hareketlenmeler var ama çok yetersiz. O nedenle kapalı sulama sistemlerine geçmemiz gerekiyor," diye belirtti ve ekledi:

"Çiftçi tarlaya 6 saat su vermesi gerekirken akşamdan bırakıyor, ertesi gün öğlene kadar akıyor. Tarla göle dönüyor.”

Prof. Dr. Doğan Yaşar aynı zamanda 2019'da dönemin Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli'nin kapalı boru sistemleri ile yüzde 60 civarında bir su tasarrufunun sağlanabileceği ifadelerini de hatırlattı.

Uzmanlara göre, açık kanal sistemlerde suyun buharlaşması ve vahşi sulama ile önemli miktarda su kayıpları yaşanabiliyor. Toprakta tuzlanmaya neden olan vahşi sulama, su kaynağının verimli şekilde kullanılamamasına ve yönetilememesine neden oluyor.

Belediye başkanları mektupları dikkate almadı

Prof. Dr. Doğan Yaşar, uzmanların bu tabloyu yıllar öncesinden öngördüğünü, kendisinin de uzun yıllardan beri her platformda uyarılar yaptığını ancak belediye yöneticilerinin bilimsel öngörüleri dikkate almadığını söylüyor:

“Ben 2020 yılında dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e mektup gönderdim. Dedim ki ‘Kuraklık geliyor, su konusunda B ve C planlarını yapalım.’ 2023’te aynı mektubu Cemil Tugay’a da gönderdim. Ama ne yazık ki bilimsel uyarılar hâlâ siyasi reflekslerin gerisinde kalıyor.”

Yaşar'ın, Eylül 2020'de dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e gönderdiği ve Euronews Türkçe tarafından görülen mektupta bugünlere uyarı niteliğindeki şu sözler yer alıyor:

"2022’lerden sonra su konusunda dikkatli olmanızı ve İzmir’in ciddi bir su sıkıntısına gireceğini söyleyebilirim. Bu dönemde Manisa size su verir mi bilemem ama verse bile çok derinlerden su çekeceğinizi çünkü üst akiferlerin kuruyacağını belirteyim."

"Daha derinlerden su çekmek demek ağır metalce zenginleşmiş su çekmek demektir. Bu nedenle ağır metal tesislerine hazırlıklı olmanızı tavsiye ederim. Belki hatırlamazsınız ama 2008 yılındaki mini kuraklıkta, hiç gerekmediği halde arsenik tesisleri kurulmuştu. Ki bu kuraklığın geleceğini 2004 yılında söylemiştim. Çünkü iklimlerde rastgelelilik yoktur. Ama bu kez çok daha sertini bekliyoruz."

"Daha derinlerden su çekmek demek çok daha fazla enerji harcamak demektir. Enerji konusunda pek bilgim yoktur ama bu kuyuların enerjilerini güneş ya da rüzgardan sağlamanızı öneririm."

"Türkiye, yıllık kişi başı 1340 metreküp su potansiyeli ile su fakiridir ama İzmir 600 metreküp ile fakirin de fakiridir. Bilmenizi istedim."

Türkiye’nin yıllık kullanılabilir su potansiyeli 112 milyar metreküp

Türkiye'nin yüzölçümü 783 bin 577 kilometrekare. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 1 Ağustos 2025'te yayınlanan On İkinci Kalkınma Planı (2024–2028) Su Yönetimi Özel İhtisas Komisyonu Raporu'na göre ülke genelinde yıllık ortalama yağış miktarı ise yaklaşık 450 milyar metreküp suya denk geliyor.

Ancak bu miktarın yalnızca sınırlı bir kısmı kullanılabiliyor.

Devlet Su İşleri (DSİ) verilerine göre Türkiye’nin yıllık kullanılabilir yerüstü suyu miktarı 94 milyar metreküp, yer altı suyu rezervi ise 18 milyar metreküp.

Böylece Türkiye'nin toplam kullanılabilir su potansiyeli yıllık 112 milyar metreküp seviyesinde. Buna karşın, ülkedeki doğal yüzey akışının yıllık ortalaması 185 milyar metreküp olarak ölçülüyor.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı raporuna göre, Türkiye’de su krizinin önüne geçilebilmesi için en temel ihtiyaç, ulusal ölçekte bütüncül bir “su yönetimi stratejisi” oluşturmak.

Raporda şu ifadeler yer aldı: "Bu strateji ile birlikte su yönetimi yeniden yapılandırılmalı ve bu yapılandırma üst ölçekten ziyade daha küçük ölçekte yapılanmaya doğru gitmelidir. Bu yapılanma için havza ölçeğinde yönetim, merkezi planlama ve etkili kamusal denetim, doğal yaşamı koruma, bilimsel ve etkili çözümler gibi temel yapı taşları dikkate alınmalıdır."

Ayrıca etkin bir su yönetimi için kurumlar arası yetki karmaşasının giderilmesi, hızlı karar alıp uygulayabilen dinamik bir yapının kurulması gerektiği vurgulanıyor.

Münferit kuyular

Türkiye Bilimler Akademisi üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, tarım alanlarında suya ulaşamayan bazı çiftçilerin münferit kuyular açtığını belirtti.

Bu durumun yer altı sularının verimliliğini düşürdüğüne belirten Yaşar, “Türkiye’de yaklaşık 550 bin kuyu olduğu tahmin ediliyor. Bunun 100 bini kaçak. Sondaj yapan bazı şirketlerin bile ruhsatsız çalıştığı bir düzenden bahsediyoruz," dedi.

Çiftçilerin her yıl devlete sulama suyu parası ödediğini, ancak devletin bu suyu sağlama zorunluluğu bulunmadığını ve su verilemeyen dönemlerde çiftçilerin çareyi kendi sondaj kuyularını açmakta bulduğunu ifade eden Yaşar şöyle devam etti

"Bu da yasaklanmalı. Kooperatifler üzerinden yapılmalı. Ortak kuyular açılmalı. Bir kuyu 15-20 tarlaya su vermeli. Herkes tek tek kuyu açmasın. Çünkü o kuyulardan da sınırsız su veriliyor. Bu sürdürülebilir değil."

Kuraklık dönemlerinde ürün desenini değiştirmek ve dayanıklı bitkilere yönelmek çözüm olabileceğini ifade eden Yaşar, "Eğer barajlar boşalırsa ya ürün desenini değiştireceksin, ya da merkezi kuyulardan kontrollü su vereceksin. Kuraklık yılıysa, su isteyen bitki değil, dayanıklı bitki ekeceksin," diye konuştu.

Yeraltı sularının hızla tükendiğini söyleyen Yaşar, “Küçük Menderes’te her yıl 750 milyon metreküp su yer altına süzülürken, biz her yıl 1 milyar 150 milyon metreküp çekiyoruz. Bu sürdürülebilir değil,” uyarısında bulundu.

Yaşar’a göre bugün yaşananlar “gerçek kuraklık” değil, hatalı tarım ve su yönetimi politikalarının sonucu. Özellikle yer seçimleri ve tarım sektörünün ürün desenindeki yanlışlar su krizini derinleştiriyor:

“Konya Ovası buğday ambarıydı. Ama şeker pancarı ektik. Bu bitki buğdaya göre 6 kat daha fazla su ister. Üstelik Konya en az yağış alan bölge.”

Arıtma suyu tarıma

Yaşar, çözümün hem bireysel hem kamusal düzeyde olduğunu belirtiyor. İlk adım olarak, kentteki arıtma tesislerinden çıkan gri suyun denize boşaltılmak yerine tarım arazilerine yönlendirilmesi gerektiğini savunuyor:

“İzmir’de her gün Çiğli'deki arıtma merkezinde 500 bin metreküp su denize gidiyor. Oysa bu su Menemen ve Gediz ovalarına aktarılmalı. Böylece hem tarım su kazanır hem yer altı suyu rezerv olarak kalır.”

"Bu geri kazanım yapılmadığı için yer altı suyu kullanılıyor, bu da rezervlerin tükenmesine neden oluyor."

Türkiye’de suyun mühendislik mantığıyla değil, bilimsel veriyle yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Yaşar, karar verici pozisyonlarda jeolog ve hidrojeologların yer alması gerektiğini söylüyor:

"Su yönetimi jeologlar ve hidrojeologların işi. Ancak ülkemizde bu alanlarda eğitim almış uzmanlar, karar mekanizmalarında yer almıyor. Örneğin İzmir'de yönetimde hidrojeologlar olsaydı, geçen seneden itibaren su kesintileri başlardı. Su rezervi sağlamak gerekiyor. Her şeyi anında tüketemezsiniz.

“Siz hasta olunca inşaat mühendisine gitmiyorsunuz, doktora gidiyorsunuz. Su sorunu varsa da hidrojeoloğa danışmanız gerekir.”


Today

Paris’te savaş anıtının aleviyle sigara yakan adam tutuklandı
• 8:54 AM
2 min
Sosyal medyada yayınlanan bir video, Paris'teki savaş anıtında sigara yakan bir adamın sakince uzaklaştığını gösteriyor.<div class="small-12 column text-center article__button"><a href="https://tr.euronews.com/2025/08/06/pariste-savas-anitinin-aleviyle-si
Read the article
ABD’nin atom bombası saldırısının 80. yılında Hiroşima’da anma töreni
• 7:06 AM
7 min
Japonya, ABD'nin Hiroşima'ya atom bombası atmasının 80. yıldönümünde kurbanlar ve hayatta kalanlar için bir anma töreni düzenledi. Törende, nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya için çalışma taahhüdü bir kez daha vurgulandı.<div class="small-12 colum
Read the article
BM Güvenlik Konseyi toplandı: Gündemde İsrail-Hamas savaşı ve Gazze'deki rehineler var
• 6:42 AM
8 min
BMGK üyeleri, İsrail'e kendi yarattığı insani felakete son vermesi ve kuşatma altındaki bölgeye daha fazla yardım girmesine izin vermesi çağrısında bulundu.<div class="small-12 column text-center article__button"><a href="https://tr.euronews.com/2025/08/0
Read the article
ABD, grip ve COVID-19 aşılarının geliştirilmesine ayrılan 500 milyon dolarlık fonunu durduruyor
• 6:30 AM
7 min
ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr, yönetimin mRNA teknolojilerini değiştirerek ve sınırlamalarını aşarak evrensel bir aşı bulmaya odaklandığını belirtti.<div class="small-12 column text-center article__button"><a href="https://tr.euronews.com/haber/2
Read the article