Menajer Ayşe Barım hakkında yeniden tutuklama kararı

Gezi Parkı soruşturması kapsamında 27 Ocak'ta tutuklanan, 1 Ekim Çarşamba günü tahliye edilen menajer Ayşe Barım, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın karara yönelik itirazı sonucunda 2 Ekim Perşembe günü tekrar tutuklandı.
Barım'ın avukatı Deniz Ketenci, ANKA Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, tekrar "tutuklama" kararını doğruladı.
Barım, 1 Ekim Çarşamba günü "konutu terk etmeme" ve "yurt dışı çıkış yasağı" şeklindeki adli kontrol tedbiriyle tahliye edilirken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı karara yönelik itirazda bulundu.
Dava duruşmasının görüldüğü İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Başsavcılığın itirazını inceleyip ara kararda verilen "tahliye" hükmünü bozmadı.
Sonrasında itiraz, Anadolu Ajansı'nın aktarımına göre, "bir üst merci" olan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Perşembe günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tahliye kararını itirazını inceleyen 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Barım'ın yeniden tutuklanmasına hükmetti.
Çarşamba günü düzenlenen dava duruşmasında mahkeme heyeti, tahliye koşullarına ek olarak, Barım'ın tutuklulukta geçirdiği süreyi göz önünde bulundurmuş, "beyin ve kalp rahatsızlığına ilişkin dosyada var olan raporlarda anevrizmaya ilişkin tespitlere" hüküm açıklanırken atıf yapmıştı.
Barım duruşmada şunları söyledi: ''Hayatım boyunca hiçbir suç işlemedim. Herhangi bir soruşturmada tanık olarak bile yer almadım. Her gün aynı soruları soruyorum. 'Ben neden tutuklandım?' Tek başıma bir hücrede beyin ve kalp sorunlarıyla uğraşıyorum. 30 kilodan fazla kaybettim.”
Kamuoyunda 'ünlülerin menajeri' olarak da tanınan Barım için 30 yıl hapis cezası isteniyordu. İddianamede Barım, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım'la suçlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barım'ın şirketine bağlı sanatçıları 29 Mayıs - 2 Haziran 2013 tarihleri arasında Gezi Parkı olaylarına katılmaları için yönlendirdiğini iddia etmişti.
Ancak ifade veren oyuncular, Barım'ın kendilerini yönlendirdiği iddiasını kesin bir dille reddetti.
Barım'ın ayrıca bu dönemde Gezi Parkı davası tutuklusu Osman Kavala, Çiğdem Mater ve şu an yurt dışında bulunan oyuncu Memet Ali Alabora ile yoğun iletişim halinde olduğu iddia edildi.
Ancak Barım, Kavala'yı tanımadığını belirtti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 10 Aralık 2019'da, 18 Ekim 2017'den beri tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala'ya ilişkin olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'in 18'inci maddesinin ihlal edildiğine hükmetmişti. Mahkeme, bu durumun sona erdirilmesi için AİHS'in 46'ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Kavala'nın derhal serbest bırakılması gerektiğine karar vermişti. Ancak bu karara uyulmadı.
Dinlenen 'tanık' ne zaman şikayetçi olduğunu unutmuş
1 Ekim'deki duruşmada ilk olarak Barım'ı Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) şikayet eden Sedat Gül tanık olarak dinledi. Gül, Barım'ı sosyal medyadan tanıdığını söyledi. Sorguda şikayetini hatırlamadığını belirtti. Hatta hakimin sorusu üzerine "İhbarın tam içeriğini hatırlamıyorum. Ben sosyal medyada, haberlerde çok gördüğüm için bir vatandaş olarak görevimi yaptım sadece," dedi.
Gül, sosyal medya dışında Barım'ı tanımadığını belirtti.
Gezi Parkı olayları
Gezi Parkı olayları, 2013 yılında İstanbul'da Taksim Gezi Parkı’na yapılması planlanan AVM projesine karşı başlayan bir çevre protestosuyla başladı. Polisin sert müdahalesiyle birlikte bu protesto ülke çapında daha da büyüdü.
Olayların ardından birçok protestocu ve aktivist yargılandı. Bu süreçte özellikle Osman Kavala gibi isimler ağır cezalar aldı. Dava kapsamında Türkiye İşçi Partisi milletvekili olan Can Atalay, film yapımcısı Çiğdem Mater, belgeselci Mine Özerden, şehir plancısı Tayfun Kahraman gibi isimler tutuklandı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 10 Aralık 2019’da Kavala’nın derhal salıverilmesi yönünde karar verdi. Ancak Türkiye bu kararı uygulamadı.
Today