Suriye'nin yeni yönetimi: Rus askerlerinin Suriye'de bulunması için bir sebep yok
Suriye'nin yeni geçiş hükümetinin siyasi departmanı sözcüsü Obeida Arnaout, devrik lider Beşar Esad yönetiminin sona ermesinin ardından müttefiki Rusya'ya ülkedeki varlığını yeniden gözden geçirme çağrısında bulundu.
Rus askeri araçlarından oluşan bir konvoyun kıyı kenti Lazkiye'den güneydeki Tartus kentine doğru ilerlediği görüldü.
Rusya'nın Suriye'de iki askeri üssü bulunuyor: Liman kenti Lazkiye yakınlarındaki Hmeymim hava üssü ve Akdeniz kıyısındaki Tartus deniz üssü. Bu üsler Kremlin'in stratejik açıdan en önemli askeri karakolları arasında sayılıyor.
Tartus üssü Rusya'ya Akdeniz'e tek doğrudan erişim ve deniz tatbikatları yapabileceği, savaş gemilerini konuşlandırabileceği ve hatta nükleer denizaltılara ev sahipliği yapabileceği bir üs sağladığı için özellikle kritik bir öneme sahip.
Batılı analistler ve istihbaratçılar Kremlin'in Suriye'den geniş çaplı bir geri çekilme sürecine girdiğini söylese de Moskova henüz bunu doğrulamış değil.
Esad'ın devrilmesinden sorumlu Heyet Tahrir Şam (HTŞ) tarafından atanan Suriye'nin yeni geçiş hükümetinin sözcüsü Obeida Arnaout, Rusya'nın Suriye'deki son hareketinin belirsiz olduğunu belirtti.
Donanma gemilerini limanlardan çekme ve askeri araç filolarını üslerden çıkarma kararlarının Kremlin'in gerçekten geri çekilip çekilmediğini ya da bunun düzenli hareketlerinin bir parçası olup olmadığını net bir şekilde göstermediğini vurguladı.
Arnaout, "Rusya'nın Suriye topraklarındaki varlığını ve çıkarlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum," dedi.
Rusya'nın menfaatlerinin eski Suriye yönetimiyle örtüştüğüne dikkat çeken Arnaout, Moskova'ya diyalog çağrısında da bulundu.
"Onların çıkarları suçlu Esad rejimi ile bağlantılı. Yeniden düşünebilirler ve Suriye halkıyla bir husumetleri olmadığını ve Esad rejimi döneminin nihayet sona erdiğini göstermek için yeni yönetime ulaşmak için inisiyatif alabilirler."
Arnaout, yeni hükümetin dünya çapında birçok ülkeyle en üst düzeyde görüşmeler gerçekleştirdiğini söyledi.
Arap medyasına konuşan Arnaout, Suriye'nin yeni bir aşamaya girdiğini, bu aşamanın on yıllardır süren iç bölünmeyi ve neredeyse 14 yıldır devam eden acımasız savaşları onarmaya odaklandığını vurguladı.
Suriye'nin yeni politikasının, komşuları ve dünya ile iyi ilişkiler kurmayı amaçlayan açık bir yaklaşım olduğunu da sözlerine ekledi.
Cumartesi günü ABD, HTŞ ile görüşmeler yaptığını ilk kez kamuoyu önünde teyit ederken, İngiltere de ertesi gün benzer bir adım attı.
Pazartesi günü Avrupa Birliği de HTŞ ile temas kurma yönünde ilk adımını attığını duyurdu. Bu hamle, AB'nin HTŞ ile ilişkileri normalleştirmeye başlama isteğine dair şimdiye kadarki en güçlü sinyal oldu.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Pazartesi sabahı Brüksel'de Suriye'nin geleceğinin ana gündem maddelerinden biri olduğu AB dışişleri bakanları toplantısına girmeden önce yaptığı açıklamada, "Suriye'deki yeni hükümetle ve oradaki insanlarla temas kurmak üzere Şam'a gitmesi için Avrupalı üst düzey bir diplomatı görevlendirdim," dedi.
HTŞ'nin terörist tanımında bir değişiklik ufukta görünüyor mu?
HTŞ, daha önce El Kaide ile bağlantıları nedeniyle 2014 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) tarafından terör listesine alınmış durumda. AB'nin 27 üyesinin tamamı bu tanımlamaya uyuyor.
Ancak HTŞ'nin umduğu, ülkelerin bir an önce bu terör örgütü tanımlamalarından vazgeçmesi. Arnaout HTŞ'yi bu şekilde etiketlemenin "doğru ve isabetli olmadığını" söyledi.
Grubun yeni faaliyetlerinin birlik ve adalet odaklı olduğunu ifade eden Arnaout, AB, ABD, İngiltere ve diğer ülkeleri, terör örgütü sınıflandırmalarını gözden geçirmeye çağırdı.
AB Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, AB'nin diplomasiyi kolaylaştırmak için terörist tanımlamasını gözden geçirmesi gerekip gerekmediği sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bizim için mesele sadece sözler değil, eylemlerin de doğru yönde ilerlediğini görmek istiyoruz. Yani sadece ne söyledikleri değil, ne yaptıkları da önemli. Bence önümüzdeki haftalar ve aylar bunun doğru yönde ilerleyip ilerlemediğini gösterecek."
HTŞ'nin 'reform' yaklaşımına ilişkin endişeler
Esad rejiminin devrilmesinden bu yana HTŞ kendisini yeni siyasi dönemin öncü gücü olarak konumlandırdı ve Mart 2025'e kadar bir geçiş hükümetini yönetmesi için geçici bir başbakan atadı.
Örgüt ayrıca savaştan zarar görmüş ülkeyi devlet kontrolünden serbest piyasa ekonomisine geçirme ve ülkeye yatırımcı çekme sözü verdi.
Ancak HTŞ, İslam hukukunun katı ve zaman zaman aşırı bir yorumu altında gerçekleştirilen dine hakaret ve zina nedeniyle infaz iddiaları da dahil olmak üzere insan hakları ihlalleri suçlamalarıyla boğuşmaya devam ediyor.
Bu arka plan, isyancı gücün Esad'ın devrilmesinden sonra çoğulculuğu ve hoşgörüyü garanti altına alma kabiliyeti konusunda şüphelere yol açıyor.
Suriye, Şii Müslümanlar, Aleviler, Hristiyanlar ve Dürziler, Iraklılar, Ermeniler, Süryaniler, Kürtler ve Filistinliler gibi etnik azınlıkların yanı sıra nüfusun yüzde 70'inden fazlasını temsil eden Sünni Müslümanların yaşadığı çok çeşitli bir demografiye sahip durumda.
Today