...

Logo Pasino du Havre - Casino-Hôtel - Spa
in partnership with
Logo Nextory

ABD'li kaynaklar: 'Türkiye, Suriye'ye askeri müdahalede bulunabilir'

• Dec 17, 2024, 8:02 PM
8 min de lecture
1

Beşar Esad'ın devrildiği 8 Aralık Pazar günü öncesi, Suriye'de, 'teröre müsaade edilmeyeceği' uyarısında bulunan Türkiye'nin, ülkenin kuzeydoğusundaki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) mevzilerine operasyon düzenleyeceği iddia edildi.

The Wall Street Journal'ın ABD'li yetkililere dayandırdığı haberde, Ankara'nın büyük çaplı operasyon hazırlığının 'endişeyle karşılandığı' kaydedildi.

Haberde, Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu Kobani'de, ya da Suriye'deki kullanımıyla Ayn el Arab'ın kuzeyinde, Türk üniformalı komandoların, topçu birliklerinin sıklaştığı belirtildi.

İsmi açıklanmayan ABD'li yetkililerden biri, Ankara'nın yakın bir tarihte Suriye'nin kuzeydoğusuna yönelik kapsamlı bir operasyon başlatabileceğini iddia etti.

'Barış Pınarı Harekatı' benzetmesi

Bölgedeki hareketliliğin, 2019 yılında gerçekleştirilen Barış Pınarı Harekatı'ndan önceki günleri andırdığı söyleniyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Suriye'nin kuzeydoğusunda tek taraflı özerklik ilan eden SDG'ye karşı 9 Kasım 2019'da Barış Pınarı Harekatı'nı başlatmış, o dönemki Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın "işgal" diye nitelendirip, SDG'nin yanında yer aldığı çatışmalar sekiz gün sürmüş, 22 Ekim 2019'da, Rusya'nın arabuluculuğunda, SDG, Tel Rıfat ve Münbiç'ten 30 kilometre uzağa çekilmeyi kabul edince, TSK, 23 Ekim 2019 günü harekatın sona erdiğini duyurmuştu.

WSJ'nin haberinde ayrıca Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi'nin eş başkanı olarak görev yapan Demokratik Birlik Partisi (PYD) üyesi İlham Ahmed'in, ABD'nin Seçilmiş Başkanı Donald Trump'a, söz konusu askeri hareketlilikle ilgili bir mektup yazdığı detayına yer verildi.

Blinken'ın ziyareti sonrası gündeme gelen mektup

Mektupta Ahmed'in, "Suriye'nin kuzeydoğusunda kontrolü ele geçirmek istediği" ve askeri hareketliliğin devamı halinde "sonuçların felaket olabileceği" öngörüsünde bulunduğu söyleniyor. Bu mektup, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesinden sonra gündeme geldi.

Blinken, 12 Aralık Perşembe günü geç saatlerde başkent Ankara'ya iniş yapmış, Suriye ajandasıyla Beştepe Külliyesi'nin yolunu tutmuştu.

Görüşme sonrası Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK/PYD/YPG ile DEAŞ (IŞİD) terör örgütleri başta olmak üzere tüm terörist yapılanmalara karşı Türkiye’nin öncelikle kendi milli güvenliği için önleyici tedbirler alacağını, DEAŞ ile göğüs göğüse mücadele etmiş tek NATO ülkesi olarak, PKK ve uzantılarının sahadaki durumu fırsata çevirme gayretini engelleyeceğini, DEAŞ ile mücadelede zafiyet oluşmasına da asla müsaade etmeyeceğini söyledi."

Türkiye, güney komşusu Suriye’nin kuzeyinde bulunan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) çatısı altındaki en faal ve hakim konumdaki silahlı örgüt Halk Savunma Birlikleri’ni (YPG), Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) Suriye kolu olarak tanıyor.

28 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurulan PKK, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, Fransa, Türkiye ve pek çok başka devlet tarafından terör örgütü kabul ediliyor.

SMO-SDG ateşkesi çöktü

Öte yandan Türkiye'nin desteklediği muhalif militan grup Suriye Milli Ordusu (SMO) güçlerinin, Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) Beşar Esad'ın devrilmesiyle sonuçlanan "Saldırganlığın Caydırılması" operasyonuyla aynı tarihlerde, Suriye'nin kuzeydoğusundaki SDG mevzilerine saldırdığı, Tel Rıfat ve Münbiç'te kontrolü ele geçirdiği aktarılmıştı.

SMO'nun "Özgürlük Şafağı" adını verdiği operasyon, SDG'nin Münbiç'ten çekilmeyi kabul etmesi ve ABD arabuluculuğunda, 9 Aralık Pazartesi günü yapılan ateşkesle son buldu. Ankara'daki yetkililer ise, muhalif militan grup SMO'nun SDG ile ateşkese varıldığına ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı.

Bunu takiben 16 Aralık Pazartesi günü, taraflar arasındaki ateşkesin bir anlaşma sağlanamadan çöktüğü, WSJ'nin haberinde yer alan bir başka detaydı.

Ahmed, bu gelişmelerle ilgili olarak Trump'a yazdığı mektupta, "Sınırın diğer tarafından Türk güçlerinin toplandığını görebiliyoruz ve sivillerimiz sürekli olarak yakın ölüm ve yıkım korkusuyla yaşıyor," diye yazdı ve ekledi: "Bu felaketi önleme gücüne sahip olduğunuza inanıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan sizi daha önce dinledi ve çağrınızı tekrar dikkate alacağına inanıyoruz."

Erdoğan'ın 'terör' vurgusu

Diğer taraftan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17 Aralık Salı günü Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile Ankara'da düzenlenen ortak basın açıklamasında "terör" vurgusunda bulunmuştu.

Erdoğan, "Bu süreçte ülkenin (Suriye'nin) terör yuvası olmaktan çıkarılması gerekiyor. Gerek DEAŞ gerekse PKK ve uzantılarıyla mücadele, görüşmemizde ele aldığımız hususların başında geldi. Türkiye, her iki terör örgütünü sahada bozguna uğratan tek ülkedir, yegane NATO müttefikidir. Bu örgütlerin palazlanmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz."

Türkiye'nin Suriye'de ve bölgede istikrarın sağlanması için "çok önemli bir rol" oynadığına dikkat çeken von der Leyen ise, "Terörizme karşı birlikte çok dikkatli olmalıyız. Özellikle doğu Suriye'de IŞİD'in tekrar canlanması riskine izin veremeyiz," dedi.

Trump: 'Arkasında Türkiye var'

Amerika Birleşik Devletleri'nin yeniden seçilen başkanı Donald Trump, pazartesi günü Palm Beach'teki bir etkinlikte gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Trump, Suriye'deki gelişmelere yönelik verdiği yanıtta Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a atıfta bulundu.

53 yıldır devam eden Esad ailesinin Suriye'deki iktidarının devrilmesinin arkasında Türkiye'nin olduğunu belirten Trump, "Erdoğan çok zeki biri. Bunu binlerce yıldır istiyordu ve başardı. Kimse gerçekten kazananın kim olduğunu bilmiyor ama bence Türkiye kazandı," ifadelerini kullandı.

"Erdoğan çok zeki ve sert bir adam. Türkiye çok fazla can kaybı olmadan dostane olmayan bir şekilde kontrolü ele geçirdi. Esad bir kasaptı. Çocuklara neler yaptığını gördük," diye devam etti.

Ayrıca, "Türkiye büyük bir güç ve Erdoğan çok iyi anlaştığım biri. Büyük bir askeri güce sahipler," dedi.

Ne olmuştu?

Suriye'de 13 yıldır devam eden iç savaş, HTŞ ve diğer muhalif grupların son 12 günlük operasyonunun ardından Esad ailesinin 54, Baas Partisi'nin 61 yıllık iktidarının bitişiyle sonuçlandı.

Ülkenin kuzeybatısında, İdlib'de konumlanmış ve yaklaşık 4 milyonluk bir nüfusu idare ettiği belirtilen HTŞ tarafı, 27 Kasım Çarşamba günü sabahı Türkiye'nin de desteklediği Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) yardımıyla, Şam'daki Suriye hükümetine ve ordusuna karşı "Saldırganlığı Caydırma - Rad'ul Udvan" operasyonunu başlattı.

Hızla ilerleyen muhalifler 28 Kasım'da Halep'i Şam'a bağlayan otoyolu kesti, aynı gün 46. Alay Üssü’nü ve en az 8 köyü ele geçirdi.

29-30 Kasım tarihlerinde ülkenin en büyük ikinci kenti Halep, muhaliflerin elindeydi. Bu gelişme sonrası Rus ve Suriyeli savaş uçakları, 2016'dan bu yana ilk kez, 2024'te muhaliflerin ele geçirdiği düşünülen mevzileri bombaladı.

HTŞ'nin kontrolündeki muhalif gruplar 4 Aralık'ta Hama, 7 Aralık'ta Humus ve 8 Aralık'ta Esad'ın ülkeyi yönettiği Şam'ı ele geçirdi.

Bu gelişmelerden sonra Esad, Rusya'nın "insani gerekçelerle" tanıdığı sığınma hakkı kapsamında ailesiyle beraber Moskova'ya uçtu.

HTŞ lideri Colani veya gerçek adıyla Ahmed Hüseyin el-Şara ise aynı gün Suriye devlet televizyonunda Esad'ı devirdiklerini açıkladı.