Ankara ve Atina arasında Eurovision gerilimi: TRT Yunanistan'ın şarkısına inceleme başlatacak

2025 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Yunanistan'ı temsil edecek 'Asteromata' adlı şarkıda tarihsel göndermelere yer verildiği iddiaları üzerine Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun (TRT) inceleme başlatacağı belirtildi.

TRT, Asteromata şarkısının I. Dünya Savaşı sırasındaki 'Pontus Olayları'na atıfta bulunduğunu tespit etmesi halinde Eurovision ağlarının sahibi ve işletmecisi olan Avrupa Yayın Birliği'ne (EBU) resmi şikayette bulunacak.

Türkiye 2013 yılından beri Eurovision'a katılmıyor. Katılmama nedenlerinin başında yarışmalardaki oylama sistemi geliyor. TRT, komşu ülkelerin siyasi çıkarlarını ön plana alarak oylarını şarkılara göre değil, ülkelere göre verdiğini düşünüyor.

Yunanistan, İsviçre'nin Basel şehrinde yapılacak olan 69. Eurovision Şarkı Yarışması'nda temsil etmesi için 30 Ocak'ta ulusal final yarışması düzenleyerek, Klavdia olarak bilinen Claudia Papadopoulou tarafından seslendirilen 'Asteromata' adlı şarkıyı seçti.

Yunan basınında yer alan haberlerde, Eurovision'da yarışacak şarkının sözlerinde "Pontus Rumlarının soykırımından ve yerinden edilmesinden ilham alındığı" belirtildi.

Klavdia, ERT kanalına yaptığı açıklamada, "Benim ailem Pontus kökenli, onlar mülteci ve bu yüzden şarkıyla bağ kuruyorum. Büyükannem bana hikayelerini anlattı, ailesinden bahsetti, o dönem nasıl sürgün edilip Sovyetler Birliği'ne gittiklerini aktardı. Ailem orada doğdu, belirli bir yaşa kadar orada büyüdü ve 1991'de Yunanistan'a dönerek burada yeni bir hayata başladı" dedi.

Atina merkezli ekathimerini haber sitesi ise, Klavdia'nın şarkının sözlerinin belirli bir tarihi olayla ilgili olmadığını, bunun yerine savaş ve çatışma nedeniyle anavatanlarından kaçmak zorunda kalan herkesten ilham aldığını açıkladığını belirtti.

Pontus Olayları

Pontus olarak bilinen Karadeniz bölgesindeki Rumların bazılarının Rusya'ya kaçmasıyla sonuçlanan olayları Yunanistan, 'soykırım' olarak tanımlıyor ve 19 Mayıs'ı her yıl anma günü olarak kutluyor.

Ancak Türkiye, bu olayların sistematik bir imha kampanyasının parçası olmaktan çok, savaş ve iç kargaşa döneminde meydana geldiğini ileri sürerek bu sınıflandırmaya karşı çıkıyor.