İsveç ve Finlandiya biyoenerji üretimini korumak için harekete geçti

Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkelerinin gelişmiş biyoenerji endüstrilerini koruyabilmesi için AB’nin ormanlarla ilgili kurallarında tanınan esnekliklerden yararlanmalarına izin verilmesi çağrısında bulundu.

Çağrı, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e yapıldı.

AB kurallarına göre, enerji için kullanılan odun parçaları da dâhil olmak üzere orman biyokütlesi, üye devletler genelinde orman kesiminin sürdürülebilir olduğunu göstermesi halinde “yenilenebilir” ve “sürdürülebilir” kabul edilebiliyor.

Ancak Finlandiya ve İsveç’in yoğun ağaç kesimi ile son yıllarda İskandinav ülkelerini kasıp kavuran orman yangınlarının etkisi, bu ülkelerin “sürdürülebilir” sınıflandırmasına girmesini tehlikeye atıyor.

2018’den bu yana yürürlükte olan Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık (LULUCF) yasası, 2026–2030 dönemi için ulusal düzeyde bağlayıcı net karbon giderim hedefleri belirliyor ve her AB ülkesinin topraklarının ve ormanlarının net emisyon kaynağına dönüşmemesini şart koşuyor.

Biyoyakıtlar, fosil yakıtlara kıyasla emisyonların azaltılmasına katkı sağlayabilse de, genel etki; ham madde üretimi, işleme yöntemleri ve politika kararları gibi faktörlere bağlı.

Finlandiya Doğal Kaynaklar Enstitüsü (LUKE) ve İsveç Tarım Bilimleri Üniversitesi’ne (SLU) göre artan ağaç kesimi, ormanların karbon yutağı konumundan çıkarak karbondioksit kaynağına dönüşmesinin başlıca nedeni olarak öne çıkıyor.

Orman biyokütlesine olan yoğun bağımlılıklarıyla bilinen Helsinki ve Stockholm, tarihsel olarak biyokütle üretimlerini yenilenebilir enerji hedeflerini karşılamak için kullandı.

Ancak iki ülkenin liderleri, salı günü yayımladıkları ortak mektupta, AB’nin orman kurallarının İsveç ve Finlandiya ormancılığı üzerinde “makul olmayan ve haksız” kısıtlamalara yol açan “önemli bir sorun” haline geldiğini belirtti.

Çevreci sivil toplum kuruluşu Fern’in Avrupa Orman Kampanyacısı Kelsey Perlman, Euronews’e, “Finlandiya’da ağaç kesimi o kadar yoğun ki, en az son beş yıldır ormancılık sektörü, kalan ormanların yakalayabileceğinden daha fazla sera gazı salıyor,” dedi.

Kelsey Perlman şöyle devam etti:

“İsveç’te ise ormanların büyük kısmı ağaç plantasyonlarıyla değiştirildi; bunlar giderek kabuk böceklerinin tehdidi altındaki kırılgan monokültürler. Her iki ülkenin hükümetlerinin de AB iklim mevzuatındaki LULUCF hedeflerinden kurtulmak istemesi şaşırtıcı değil: Bu hedefler, orman endüstrilerine kesim baskısını azaltmalarını söylemek zorunda bırakır ve onlar bu fikri hiç sevmiyor.”