Trump'ın seçilmesinin ardından Avrupa'da kazananlar ve kaybedenler kimler?
Donald Trump'ın ABD'deki siyasi dönüşü, ABD'nin yeni başkanının kıtanın güvenlik, savunma ve ekonomik çıkarlarını etkileyebileceği yönündeki uyarılara rağmen Avrupa'daki bazı destekçiler tarafından memnuniyetle karşılandı.
Bazı popülist politikacılar eski ABD başkanının kazanmasını siyasi bir zafer olarak nitelendirirken, uzmanlar Trump'ın zaferinin uzun vadede kendilerine yardımcı olmayacağı konusunda uyarıda bulundu.
İşte transatlantik ilişkilerde yaşanacak değişimden kimlerin fayda sağlayıp sağlamayacağını düşündüklerine bir bakış.
Seçim sonrası Avrupa'nın kazananları kimler?
Macaristan Başbakanı Viktor Orban yeni ABD başkanını tebrik eden ilk Avrupalı lider oldu ve seçimi "dünya için çok ihtiyaç duyulan bir zafer" olarak nitelendirdikten sonra bunun "zihinlerde ve fikirlerde bir değişim" getireceğini söyledi.
Avrupa Komisyonu eski üyesi Thierry Breton bu hafta Euronews'e yaptığı açıklamada Orban'ın Trump'ın Avrupa'daki ana muhatabı olacağını söyledi.
Budapeşte'deki Siyasi Sermaye Enstitüsü'nde siyasi analist olan Peter Kreko, Orban'ın Avrupa'da Trump'a kapı açacağını düşünenlerin çoğunlukta olduğunu ancak bu sonucun ülkeyi nasıl etkileyeceği konusunda "çelişkili bir tablo" bulunduğunu söylüyor.
Kreko, Macar başbakanının "ABD'li Cumhuriyetçilerin gözünde giderek daha önemli bir figür haline geldiğini ve bu durumun Orban için kesinlikle iyi olduğunu" ve bundan faydalanabileceğini ifade ediyor.
Ancak örnek olarak Trump Alman otomobil endüstrisine daha yüksek gümrük vergileri koyarsa, bu Macar ekonomisine zarar verebilir.
Kreko, "Diplomatik olarak (Orbán'ın) profilini yükseltir, ancak ekonomik olarak Macaristan'a nasıl gerçek avantajlar getirebileceğini görmek zor," dedi.
Trump'ın zaferini Avrupa için bir kazanç olarak değerlendiren bir diğer siyasetçi de İtalya Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini oldu.
Salvini, Trump'ın "büyük dönüşünü" tebrik etti ve yeni ABD başkanının liderliğinin "sadece İtalya, Avrupa ve tüm dünya için iyi olabileceğini" söyledi.
Belçika'daki Ghent Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Hendrik Vos, Trump yönetiminden fayda sağlayacağını iddia edenlerin göç ve geleneksel değerler konusundaki görüşlerini paylaştıklarını ve aynı zamanda benzer bir siyaset yapma tarzına sahip olduklarını söyledi.
Trump ve ona benzer profillere dair konuşan Vos, "Bu kişiler son derece kutuplaştırıcı, siyasi rakiplerine şiddetle saldıran ve muhalefetin işini olabildiğince zorlaştıran kişiler. Demokratik siyaset oyununun kurallarını çiğniyorlar ve bu nedenle Orban ve Salvini Avrupa'da düzenli olarak eleştiriliyorlar" dedi.
Vos, "Trump'ın ABD'de başkan olmasıyla birlikte bunu bir 'kendilerini doğrulama' olarak göreceklerdir" diye ekledi.
Ancak uzmanlara göre Trump'ın siyasi gündemi ABD çıkarlarını her şeyin üstünde tutmaya devam ediyor.
Cumhuriyetçi Parti'nin Trump'ın tarzını andıran bir tonlamayla yazılmış olan platformunda büyük harflerle "America First (Önce Amerika)" yazıyor ve önceki ABD liderlerinin yapılması gereken işleri denizaşırı ülkelere havale ettiği ve "küreselleşmenin şarkısına körü körüne inandığı" belirtiliyor.
Orban ve Salvini'nin herhangi bir iyilik beklememesi gerektiğini söyleyen Vos, "Eğer Trump Amerikan çıkarları ile Macaristan ya da İtalya'nın çıkarları arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsa, her zaman Amerikan çıkarlarına öncelik verecektir" dedi.
Avrupa'nın siyasi kaybedenleri kimler?
Trump'ın zaferinin Avrupa'da iş dünyası, savunma ve güvenlik alanlarında yankı bulacağı konusunda geniş bir mutabakat var.
ABD'deki Northeastern Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Dünya Kültürleri Merkezi Direktörü Mai'a Cross, Trump seçimlerinin "Avrupa güvenliği ve savunması söz konusu olduğunda kilit güçler" olan Fransa ve Almanya için büyük olasılıkla çok endişe verici olacağını söyledi.
Ancak Cross, ne olursa olsun Trump'ın politikalarının, ithalat üzerine uygulanabilecek yüksek gümrük tarifelerinden bölgedeki istikrar üzerindeki olası etkisine kadar "genel olarak Avrupa için zararlı olacağını" ifade etti.
Trump'ın dönüşünün aşırı sağcılar için kısa vadede pozitif görünse bile ilerleyen zamanlarda durumun böyle ilerlemeyeceğini söyleyen Cross, "Bence uzun vadede, bu durum Avrupa'daki birçok aşırı sağcı grubun göçmen karşıtı ve yabancı düşmanı duruşuna bir çeşit yeniden destek duygusu katıyor olsa da, onlara yardımcı olmayacak çünkü seçmenler bunu görecek" diye ekledi.
Budapeşte'de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Trump'ın Avrupa için iyi ya da kötü olacağını söylemenin kendi görevi olmadığını söyledi.
"Amerikan halkı tarafından seçildi ve Amerikalıların çıkarlarını savunacak. Bu meşru ve iyi bir şey. Asıl soru bizim Avrupa'nın çıkarlarını savunmaya hazır olup olmadığımızdır."
Diğer Avrupalı liderlerden de benzer mesajlar geldi; Polonya Cumhurbaşkanı Donald Tusk seçimler öncesinde Avrupa'nın geleceğinin "her şeyden önce kendilerine bağlı olduğu" uyarısında bulundu.
Trump'ın Rusya'yı savunmaya yeterince harcama yapmayan ülkelere saldırmaya teşvik etmesiyle birlikte liderleri özellikle endişelendiren konu ABD'nin Ukrayna ve NATO'ya verdiği desteğin geleceği.
Vos genel olarak uyarıda bulunarak, "Mesele sadece bazı liderlerin Trump'ı açıkça desteklemesi değil. ABD'den silah almaya ya da Trump yönetimiyle elverişli ikili anlaşmalar yapmaya meyilli ülkeler de olacaktır" dedi.
"Trump kesinlikle AB üyesi ülkeleri birbirine düşürmeye çalışacaktır. Bunu engellemek Avrupa Komisyonu için çok önemli bir görev olacaktır" diye ekledi.
Kreko, Trump'ın kazanmasının "kısa vadede popülist sağın popülaritesini arttırabileceğini, ancak orta ve uzun vadede Avrupa ile bu ilişkinin nasıl gelişeceği konusunda gerçek bir soru olduğunu düşünüyorum" dedi.
Yesterday