Almanya'dan olası bir saldırıya karşı üç senaryo hazırlığı

Almanya'nın hava trafiğinden sorumlu kurumu DFS Deutsche Flugsicherung’un Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Arndt Schoenemann, Euronews’e yaptığı açıklamada Almanya’nın kendini savunması gerekeceği olası bir senaryoda hava sahasını hızla hazır hâle getirmek için planlar hazırladığını ve havayolları ile havalimanlarının böyle bir olasılık konusunda hâlâ “fazla saf” davrandığını belirtti.

Schoenemann, “Savunma durumuna hazırlıklı olmak için Savunma Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı ile birlikte bir gereklilik kataloğu üzerinde çalışıyoruz,” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Savunmanın üç seviyesi var. İlk seviye yalnızca bir tehdit söz konusu olduğunda. İkinci seviye NATO’nun 5. Madde kapsamında bir savunma durumunu ifade ediyor. Üçüncü seviye ise ülkenin doğrudan savunulmasıdır.”

“Bu üç durum için farklı gereklilikler geliştiriyoruz ve bunları açık bir ana plana göre yerine getirmekle yükümlüyüz.”

Almanya, yıllarca süren yetersiz yatırımların ardından şimdi savunma harcamalarını büyük ölçüde artırarak Avrupa’nın en güçlü ordusuna dönüşmeyi hedefliyor.

Berlin’in bu kararı, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı işgaliyle ve Almanya iç istihbaratının, Moskova’nın bir NATO üyesine saldırarak 5. Maddeyi test edebileceği yönündeki uyarılarıyla tetiklendi.

Öte yandan NATO, bir saldırı durumunda müttefik güçlerin hızlı bir şekilde konuşlandırılmasını sağlamak için bölgesel savunma planlarını kabul etti.

Avrupa Birliği ise 27 üyeli blok içinde savunma ekipmanı üretimini, tedarikini ve askerî hareketliliği artırmaya yönelik bir dizi paket hazırladı.

'Farkındalık eksikliği'

Almanya, dünyanın en yoğun hava sahalarından birine sahip. Zirvenin yaşandığı yıllarda yaklaşık 3 milyon uçuş, yani günde 10 bine kadar uçağın, ülkenin hava sahasına giriş yaptığı belirtiliyor. Devlete ait bir şirket olan DFS ise Almanya’nın tüm hava sahasının yönetiminden sorumlu.

Ancak Schoenemann’a göre kurumun karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, birçok sivil paydaşın ve işletmecinin, askerî hareketliliğe imkân tanımak için hava sahasının geçici olarak yeniden önceliklendirilmesi gerekebileceğinin farkında olmaması.

Schoenemann, “Havayolları, sivil havacılık şirketleri ya da havalimanları, ülkede askerî faaliyetlerin yaşanabileceği bir senaryoya girebileceğimizi düşünmekten çok uzak,” dedi ve ekledi:

“Bu yüzden üzerinde çalışmamız gereken nokta, hava sahasının kapanması gibi durumlarda tam olarak neler olacağını bilmelerini sağlamak.”

DFS, bu kapsamda hangi önlemlerin devreye girebileceğini açıklamak için şu anda bilgilendirme oturumları düzenliyor.

Diğer bir zorluk ise, operasyonların sorunsuz yürütülmesini sağlayacak teknolojinin finansmanı.

Schoenemann, 2030 öncesi savunma hazırlığını artırmayı amaçlayan AB fonlarına atıfla şöyle dedi: “Önümüzdeki 10 yıl içinde radarlarımızı yeniliyoruz ve bana göre bunun bir kısmı askerî hareketlilik tarafından da ortak finanse edilebilir; çünkü bu yatırımlar, askerî trafiğin güvenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlıyor.”

Komisyon, üye devletlerin hava savunması ve askerî hareketlilik gibi öncelikli alanlara yatırım yapabilmesi için SAFE adı altında 150 milyar euroluk bir savunma kredi programı önerdi.

Aynı zamanda, AB’nin 2028’de başlayacak bir sonraki yedi yıllık bütçesinde savunma ve uzay harcamalarının payının artırılması da teklif edildi. Buna göre toplam bütçe 130 milyar euronun üzerine çıkacak ve bunun ek 17 milyar euroluk kısmı askerî hareketlilik projelerine ayrılacak. Bu rakamlar, söz konusu alanlarda sırasıyla beş kat ve on kat artış anlamına geliyor.

Hava sahasına izinsiz giren dronelar

DFS’in faaliyetlerini etkileyen bir diğer jeopolitik gelişme ise hibrit saldırıların, özellikle de hava sahasına izinsiz giren dronların artması.

Bu yıl ekim ayı sonu itibarıyla Alman havalimanları yakınlarında 190’dan fazla drone tespiti bildirildi. Bu sayı, 2024 yılının tamamında kaydedilen 143 vakayı geride bıraktı.

Münih Havalimanı, ekim ayının başlarında iki gün içinde iki kez operasyonlarını durdurmak zorunda kaldı. Berlin Brandenburg Havalimanı ise aynı ay içinde bir görgü tanığının drone gördüğünü bildirmesi üzerine iki saat boyunca uçuşları askıya aldı.

DFS, Almanya genelinde insanların dronelarını nerede güvenli şekilde uçurabileceklerini gösteren bir platform geliştirdi ve şimdi insansız hava araçlarının hava trafik yönetimi çatısı altında kontrol altına alınmasını sağlayacak bir ortaklık üzerinde çalışıyor.

Schoenemann, “Kooperatif olmayan droneların sorunu, yazılım ve donanımlarının değiştirilmiş olması; bu yüzden piyasadan kolayca temin edilebilen standart sistemlerle görünür hâle getirilemiyorlar,” dedi ve ekledi:

“Bu nedenle ağ hizmetlerini bir araya getirmemiz gerekiyor, hava sahasının bütün resmini ortaya koymamız gerekiyor ve droneları engellemek için sinyal karıştırma (jamming) dâhil savunma kabiliyetlerini bir araya getirmemiz gerekiyor.”

Ancak Schoenemann, havalimanları yakınında droneların vurularak düşürülmesi fikrini tamamen reddetti. Böyle bir yöntemin, iniş izni bekleyen uçakların bekleme paterninde güvenliğini tehlikeye atabileceğini söyledi.