Donald Trump'ın Gazze'yi ele geçirme planı uluslararası hukukun ihlali mi?
![1](https://static.euronews.com/articles/stories/09/04/43/40/800x450_cmsv2_d2584205-156d-5cab-b1de-6ce520e7c4f9-9044340.jpg)
ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz hafta ABD'nin Gazze Şeridi'ni "ele geçireceğini" ve bölgeyi "Orta Doğu'nun Rivierası" haline getirmek istediğini söyleyerek tartışmalara yol açtı.
Trump bu sözleri İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile birlikte düzenlediği bir basın toplantısında dile getirmiş, Netanyahu da bu fikri "devrimci" ve "yaratıcı" olarak nitelendirmişti.
Trump o zamandan bu yana, Beyaz Saray yönetiminin yorumlarını yumuşatma girişimlerine rağmen, bu fikri dayatmaya devam etti. Trump'ın planını hayata geçirme ihtimali zayıf olsa da, uluslararası hukuk açısından bir geçerliliği var mı?
Zorla sınır dışı etme: İnsanlığa karşı suç
Bruxelles Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü Olivier Corten Euronews'e yaptığı açıklamada, "Eğer yüz binlerce Filistinli zorla sınır dışı edilir ve kendi topraklarının dışına nakledilirse bu sürgün anlamına gelir," dedi.
Filistin nüfusunun ne kadarının Gazze'den çıkarılmasını istediği sorulduğunda Trump, uluslararası hukuku açıkça ihlal eden bir ifadeyle "hepsi" cevabını verdi.
Bir halkın zorla sınır dışı edilmesi insanlığa karşı işlenen bir suçtur ve Cenevre Sözleşmesi'nin birçok hükmünün yanı sıra Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından da yasaklanmıştır.
Corten, "Bir devletin topraklarının bir bölümünü o devletin rızası ya da mutabakatı olmaksızın kontrol altına almak işgal anlamına gelecektir. Eğer güç kullanılırsa, bu bir saldırıya dönüşür," diye ekledi.
Trump'ın son derece tartışmalı sözleri, İsrail ve Hamas'ın kırılgan bir ateşkes ve rehine anlaşmasının ilk aşaması üzerinde anlaşmaya varmasından haftalar sonra geldi, ancak iki taraf arasındaki anlaşmada Gazze'yi gelecekte kimin yöneteceğine dair net bir plan yoktu.
Ateşkes anlaşması ayrıca, sonraki aşamalar henüz müzakere edilmediği için, İsrail'in insan ve mal hareketleri üzerindeki ablukasının ne zaman kaldırılacağını da belirtmiyor.
Pazartesi günü Hamas'ın rehinelerin serbest bırakılmasının erteleneceğini duyurması ve İsrail'i anlaşmayı defalarca ihlal etmekle suçlamasıyla İsrail-Hamas ateşkes anlaşması giderek daha da kırılgan hale geldi.
Filistin'in toprak bütünlüğünün tehdit edilmesi
Trump ayrıca Filistinlilerin Gazze'deki "büyük moloz yığınını" terk etmekten başka "alternatifleri olmadığını" söyledi. Ancak uluslararası hukuka göre Gazze Şeridi'nin herhangi bir bölümünün Filistin topraklarından ayrılması "toprak bütünlüğü" ilkesine aykırıdır.
Filistin'in toprak bütünlüğü uzun süredir devam eden bir mesele. Temmuz ayında Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), İsrail'in İşgal Altındaki Filistin Topraklarında devam eden varlığının hukuka aykırı olduğuna karar verdi.
Amerika Birleşik Devletleri Filistin'i daimi gözlemci devlet olarak tanımasa da Birleşmiş Milletler (BM) tanıyor. BM, 1967'den bu yana devam ettiğini söylediği Filistin topraklarındaki İsrail işgalinin sona erdirilmesi için defalarca çağrıda bulunmuştur.
Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e yönelik saldırısında 1.200 kişiyi öldürmesi ve 250 kişiyi kaçırmasından bu yana, İsrail'in Gazze'ye yönelik yoğun bombardımanı en az 47.000 kişinin ölümüne neden oldu.
Planının zaman çizelgesi sorulduğunda Trump, Gazze'nin yeniden inşasında "uzun vadeli" bir ABD mülkiyeti öngördüğünü söylerken, yeniden inşayı desteklemek üzere ABD askerlerinin konuşlandırılmasını göz ardı etmeyi reddetti.
BM uzmanları yaptıkları basın açıklamasında, "Büyük bir gücün böylesine bariz ihlallerde bulunmasının askeri saldırganlık konusundaki küresel tabuyu yıkacağını ve diğer yağmacı ülkeleri yabancı toprakları ele geçirme konusunda cesaretlendireceğini, bunun da küresel barış ve insan hakları açısından yıkıcı sonuçlar doğuracağını" belirttiler.
"Bu tür ihlaller, uluslararası hukukun üstünlüğü ve onun getirdiği istikrarın yerine kanunsuz 'en güçlünün üstünlüğü'nü getirecektir," diye eklediler.
Devletlerin Filistinlilere ev sahipliği yapmaya zorlanması
Profesör Corten Euronews'a yaptığı açıklamada, "Uluslararası hukuka uygun olabilecek tek şey Gazze'nin yeniden inşası için ABD yardımı olabilir. Bu, bölge sakinlerinin geçici olarak biraz daha uzağa yerleştirileceği bir anlaşma olurdu ama bahsettiğimiz şey bu değil," dedi.
Trump'ın açıklamaları, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki liderlerden büyük tepki gördü. Trump pazartesi günü Ürdün ve Mısır'ı Gazze'den daha fazla Filistinliyi kabul etmeye ikna etmek için ABD fonlarının bu ülkelerden çekilmesi gerektiğini söyleyerek gerilimi daha da tırmandırdı.
Bu arada Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'ya Arap devletlerinin Trump'ın planlarını kesin bir dille reddettiğini söyledi. Ürdün Kralı Abdullah Salı günü Trump'la yüz yüze görüşmek üzere Beyaz Saray'a gitti.
Corten, "Hiçbir ülke bu yüz binlerce hatta milyonlarca insanı kendi topraklarına kabul etmek istemiyor gibi görünüyor. Devletleri Filistinlilere ev sahipliği yapmaya zorlamak bu devletlerin egemenliğine açıkça aykırı olacaktır," dedi.
Toplam nüfusu 12 milyon olan Ürdün'de 2.2 milyon Filistinlinin yaşadığı tahmin ediliyor. Yaklaşık 113 milyon nüfusa sahip Mısır'ın sınırları içerisinde ise 100.000 Filistinlinin yaşadığı tahmin ediliyor.
Trump'ın Gazze planını yürürlüğe koyma ihtimali düşük olsa da, bunu yapması halinde uluslararası hukuk çerçevesinde bir karşılık verilmesi gerekecektir.
Olası hükümler arasında askeri ve askeri olmayan yaptırımlar yer almaktadır. Corten, "ABD'ye karşı güç kullanılmasını hayal etmek zor. Ancak her halükarda Gazze'yi ABD işgalinden kurtarmaya çalışmak uluslararası hukuka uygun olacaktır," diye ekledi.
Today