Altın mozaikler ve dev freskler: Bu yıl Avrupa'da ziyaret edilebilecek sanat dolu 4 kilise

Doğu Ortodoks ve Batı kiliseleri, 13 gün arayla değişen takvimleri takip etmelerine rağmen bu yıl Paskalya'yı aynı Pazar günü kutluyor.

Avrupa'nın dört bir yanında insanlar bugün kutlama için görkemli dini yapılarda bir araya geliyor.

Büyüleyici tarihleri ve sanatsal ihtişamlarıyla bu inanılmaz ibadethanelerden bazıları aynı zamanda önemli turistik cazibe merkezleri haline geldi.

Eğer sanat tarihine meraklıysanız, bir sonraki bahar tatilinizi bu ibadethaneleri ziyarete ayırmayı bile düşünebilirsiniz. İşte Avrupa'da şu ana dek radarınızsan kaçmış olabilecek sanat açısından zengin bazı kilise ve manastırlar:

Gürcistan'ın Gelati Manastırı'ndaki dev freskler

Gürcistan'ın Imereti bölgesindeki Gelati Manastırı kompleksi, yemyeşil bir vadiye bakan yüksek bir yamaçta yer alıyor.

Ancak asıl hazineler, en eskisi 1106 yılından kalma, zarif bir şekilde orantılanmış bej renkli taş binaların içinde yatıyor.

Kiliselerin iç mekanları, duvarların ve kubbeli tavanların her santimetresinin canlı fresklerle kaplı olduğu zengin bir renk senfonisi.

Devasa bir Meryem Ana yaldızlı bir apsisten aşağı bakıyor, mücevherlerle süslü melekler görkemli bir şekilde poz veriyor ve vakur azizler devasa sütunların tepesinde heykel gibi oturuyor.

Gürcistan'ın iki kralının yönetimi altında inşa edilen manastır UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor.

Romanya'nın Boyalı Manastırları

Romanya'nın kuzeyindeki Bucovina bölgesinde, 15. ve 16. yüzyıldan kalma manastırlardan oluşan bir koleksiyon, göz alıcı dış cepheleriyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Boyalı Manastırlar olarak bilinen bu manastırların duvarları Ortodoks azizler ve peygamberler, melekler ve şeytanlar ile cennet ve cehennem sahnelerinin mücevher rengindeki freskleriyle kaplı.

Moldovița Manastırı, Konstantinopolis Kuşatması'nın destansı bir sahnesini taşırken, 'Doğu'nun Sistine Şapeli' olarak bilinen Voronet Manastırı, yoğun 'Voronet Mavisi' tonuyla ünlü.

Sucevita Manastırı en dramatik sahnelerden birine sahip. Cennete Giden Merdiven, kırmızı kanatlı meleklerin erdemli insanlara cennete kadar yardım etmesini, günahkârların ise basamaklardan kayarak cehennemdeki şeytanlara doğru ilerlemesini tasvir ediyor.

Padua'nın Scrovegni Şapeli'ne bir göz atın

Kuzey İtalya'nın Padua kenti, Ortaçağ ustası Giotto'nun en ünlü eserlerinden birine ev sahipliği yapıyor.

Scrovegni Şapeli'nin içi, sanatçının 1305 yılı civarında tamamladığı fresk döngüleriyle süslenmiş durumda.

Batı sanatında önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen bu başyapıt, mekânsal temsilde devrim yaratarak daha natüralist ve etkileyici bir üslubun habercisi oldu.

Giotto'nun figürleri duygu yüklü: İsa çarmıhtan indirilirken perişan olan Meryem Ana ve Mecdelli Meryem; Romalı askerlerden oluşan öfkeli bir kalabalık; ve İsa'nın mucizelerinin şaşkın tanıkları.

Aynı zamanda sanat tarihinin ilk öpücüğü olarak kabul edilen Anne (Meryem Ana'nın annesi) ve kocası Joachim'in çocuk sahibi olacaklarını duyduklarında şefkatle kucaklaşma sahnesi de şapeldeki süslemeler arasında.

Padua'nın çevresinde, 14. yüzyıldan kalma fresklere ev sahipliği yapan ve şapelle birlikte UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan yedi dini veya seküler yapı kompleksi daha bulunuyor.

Palermo'daki Palatine Şapeli'nde mozaiklerin büyüsü

Sicilya'nın başkenti Palermo, Arap-Norman olarak bilinen eşsiz bir mimari tarza ev sahipliği yapıyor. Bu 12. yüzyıl füzyonunun en önemli örneklerinden biri de Kraliyet Sarayı'nın içinde yer alan Palatine Şapeli.

Sicilya'nın Norman kralı Roger II tarafından yaptırılan şapel, Bizanslı sanatçıların parıldayan altın mozaikleriyle kaplı dev bir hazine gibi. Sahneler arasında zarif azizlerin uzun orantılı ve akıcı perdeli tasvirleri yer alıyor.

Binayı farklı Arap-Norman tarzının bir parçası olarak tanımlayan, üzerindeki çarpıcı mukarnas tavan.

Karmaşık geometrik katmanlardan oluşan bu son derece süslü, üç boyutlu yapı, muhtemelen Kuzey Afrika'dan getirilen ve şu anda yalnızca Sicilya'da bulunan bir tasarım.