Geçmişin haritalanması: 300.000 kilometrelik Roma yolu yeni bir dijital proje kapsamında ortaya çıkarıldı
Günün birkaç saatinde Roma İmparatorluğu’nu düşündüğünü iddia eden erkekleri konu alan o viral TikTok akımını hatırlıyor musunuz?
Biz de düşünüyoruz ve anlaşılan yalnız değiliz.
Itiner-e adlı proje, imkânsız gibi görünen bir şeyi başardı: Roma yollarının toplam 299 bin 171 kilometrelik ağını eşi benzeri görülmemiş bir hassasiyetle haritalandırdı. Bu rakam, şimdiye dek en kapsamlı dijital kaynaklarda toplanan 188 bin 555 kilometrelik verinin neredeyse iki katı.
Ortaya çıkan sonuç sadece Roma yollarına dair harita bilgisini ikiye katlamakla kalmıyor; aynı zamanda Roma İmparatorluğu’nun nasıl işlediğine dair anlayışımızı da kökten değiştiriyor: lejyonların nasıl hareket ettiği, malların nasıl taşındığı, imparatorluk emirlerinin nasıl iletildiği ve nihayetinde Roma’nın yüzyıllar boyunca antik çağın en güçlü imparatorluğunu nasıl kurup sürdürdüğü artık çok daha net görülüyor.
Barselona Özerk Üniversitesi ve Danimarka Aarhus Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü bu iddialı çalışma, Nature grubuna bağlı Scientific Data dergisinde yayımlandı.
Çalışma, yüzyıllara yayılan arkeolojik ve tarihsel araştırmaların şimdiye kadarki en kapsamlı sentezi olarak değerlendiriliyor.
Veri seti, Roma İmparatorluğu’nun en geniş sınırlarına ulaştığı MS 150 civarındaki dönemi kapsıyor ve Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu dâhil olmak üzere yaklaşık 4 milyon kilometrekarelik bir alanı içeriyor.
Gerçek anlamda devrim niteliğinde olan bulgu ise şu:
Bu yolların yalnızca yüzde 2,737’sinin konumu kesin olarak belirlenmiş durumda; yüzde 89,818’i tahmini, yüzde 7,445’i ise varsayımsal.
Bu da bir yolun var olduğunu bilmekle, onun tam olarak nereden geçtiğini bilmek arasındaki uçurumun ne kadar büyük olduğunu ortaya koyuyor.
Roma yollarının en ayrıntılı haritası nasıl oluşturuldu
Itiner-e ekibi, bu dijital atlası oluşturmak için üç aşamalı bir yöntem izledi. İlk olarak, yollar arkeolojik, tarihsel ve epigrafik kaynaklar aracılığıyla belirlendi: kazılar, saha araştırmaları, Roma mil taşları (kilometre göstergeleri) ve Antonine Itinerary ile Tabula Peutingeriana gibi antik belgeler.
Ekip ayrıca, 8 bin 388 Latince yazıtlı mil taşı içeren LIRE (Latin Inscriptions of the Roman Empire) veri tabanından yararlandı.
İkinci aşamada, bu yolların konumları modern ve tarihsel topoğrafik haritalar, hava fotoğrafları (1950’lerdeki ABD Hava Kuvvetleri görevleri dâhil), güncel uydu görüntüleri ve Corona programı (1967–1972) kapsamında çekilmiş tarihî fotoğraflar karşılaştırılarak belirlendi. Özellikle Corona görüntüleri, günümüzde baraj gölleri altında kalan bölgelerin tespitinde kritik rol oynadı.
Son olarak, her bir yol kesiti 5 ila 200 metre arasındaki mekânsal çözünürlükle elle dijitalleştirildi. Bu işlemde düz çizgiler yerine dağ geçitleri, vadiler ve doğal koridorlar gibi gerçek arazi özellikleri dikkate alındı.
Ortaya çıkan harita, iki kademeli bir hiyerarşiyle düzenlenmiş 14 bin 769 yol kesitinden oluşuyor:
- Ana yollar (103 bin 477,9 km – toplamın yüzde 34,58’i): Mil taşları veya tarihsel kaynaklarla belgelenmiş, imparatorluk idaresi ve ordunun omurgasını oluşturan ana güzergâhlar.
- İkincil yollar (195 bin 693,3 km – yüzde 65,42): Yerel ve bölgesel hareketliliği ortaya koyan bağlantı yolları.
Proje ayrıca, verilerin eksik olduğu bölgeleri ve gelecekteki araştırmaların odaklanabileceği alanları görselleştiren “güven haritaları” da üretti.
Antik dünyayı anlamak için yaşayan bir kaynak
Proje liderleri Pau de Soto, Adam Pazout ve Tom Brughmans, “Itiner-e projesiyle oluşturulan kapsamlı veri seti, Roma yol sisteminin antik çağda insanların, malların, fikirlerin ve hatta hastalıkların hareketini nasıl şekillendirdiğini anlamak açısından son derece dönüştürücü bir nitelik taşıyor,” diye açıkladı.
Haritanın yüksek çözünürlüğü, bağlantısallık, ulaşım maliyetleri ve idari kontrol üzerine yeni hesaplamalı araştırmaların yanı sıra, kara ulaşımının binlerce yıllık gelişimi üzerine çalışmalar yapılmasına da olanak tanıyor.
Itiner-e’nin disiplinler arası, iş birliğine açık ve açık kaynaklı yapısı, onu yaşayan bir platform haline getiriyor. Araştırmacılar kendi verilerinin telifini koruyarak yeni bulguları sisteme ekleyebiliyor. Projeye ise https://itiner-e.org adresi üzerinden ücretsiz erişim sağlanabiliyor.
En iyi belgelenmiş bölgeler arasında İber Yarımadası, Yunanistan, Kuzey Afrika, Levant ve Küçük Asya (Anadolu) yer alıyor; bu da Mercator-e ve Desert Networks gibi önceki projelerin katkıları sayesinde mümkün olmuş durumda.
Harita, mevcut bilgi birikimindeki önemli boşlukları da ortaya koyuyor: Kuzey İngiltere, Cornwall, Orta ve Yukarı Tuna havzası, Toskana, Korsika ve Orta Anadolu gibi bölgelerde veri temsiliyeti oldukça düşük. Bu bölgeler, gelecekteki araştırma çalışmalarında öncelikli alanlar olarak değerlendiriliyor.
Ayrıca proje, Kuzey Afrika çölleri ile dağlık bölgelerin, belgelenmesi en zor alanlar olduğunu da belirledi.
Itiner-e, bugüne kadar oluşturulmuş en kapsamlı dijital Roma yolu haritası olma özelliğini taşıyor.
Yaklaşık 300 bin kilometrelik belgelenmiş yol ağıyla bu harita, Roma İmparatorluğu’nun lejyonlarını nasıl hareket ettirdiğini, malların nasıl ve nerelerde taşındığını ve en önemlisi, Romalıların yüzyıllar boyunca iktidarlarını nasıl koruyabildiklerini gözler önüne seriyor.