Airbus yazılım krizi: Binlerce uçaktaki hata düzeltildi
Airbus, A320 yolcu uçaklarında tespit edilen yazılım hatasının büyük ölçüde giderildiğini açıkladı. Şirket altı bin uçaktan oluşan filonun neredeyse tamamının güncellendiğini, 100’den az uçağın ise halen işlem beklediğini duyurdu.
Sorun, yoğun güneş radyasyonunun uçuş kontrol verilerini bozabilmesiyle ilgiliydi. Bu hata; 30 Ekim’de Cancun–Newark uçuşunda JetBlue uçağının ani irtifa kaybına uğramasında rol oynamış olabilir. O olayda 15 yolcu yaralanmıştı.
ABD ve Avrupa’daki havacılık güvenlik kurumları, havayollarına yazılım güncellemesini zorunlu kıldı. Sadece ABD’de 500’den fazla A320 etkilendi. American Airlines, Delta, Lufthansa, Air India ve Japon All Nippon Airways de bu kapsamda güncelleme yapan havayolları arasında.
Airbus, yaşanan gecikmeler ve aksaklıklar için yolculardan ve havayollarından özür diledi. A320 uçak ailesi, dünya çapında en yaygın kullanılan modellerden biri ve Boeing 737’nin en büyük rakibi.
Sorundan etkilenen diğer havayolları arasında Japon ANA (All Nippon Airways), Air India ve Almanya’nın Lufthansa’sı yer alıyor.
737 MAX krizine mi benziyor?
Güneş'te son dönemde -yıldızın doğal döngüsünün bir parçası olarak- patlamaların, rüzgarların ve lekelerin artması, özellikle uçuş kontrol yazılımlarının dayanıklılığı ve yedekleme sistemleri üzerine yeni değerlendirme gereksinimlerini gündeme getiriyor.
Yine de uzmanlara göre sorun, 737 MAX krizine kıyasla yönetilebilir düzeyde.
737 MAX krizi, Boeing’in yeni nesil 737 MAX uçaklarında kullanılan MCAS adlı otomatik uçuş kontrol yazılımındaki tasarım ve güvenlik hatalarından kaynaklanan, modern havacılığın en büyük skandallarından biriydi.
Kriz 2018 ve 2019’da yaşanan iki ölümcül kazayla başlamıştı. İlki, Ekim 2018’de Endonezya’da kalkıştan kısa süre sonra düşen Lion Air uçağında 189 kişinin ölmesiyle, ikincisi ise Mart 2019’da Etiyopya’da Ethiopian Airlines uçağının yine kalkıştan dakikalar sonra düşmesi ve 157 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştı. Her iki kazanın kara kutu incelemeleri, aynı yazılım sorununa işaret ediyordu.
MCAS sistemi, 737 MAX’ın daha büyük ve öne yerleştirilmiş motorlarının uçağın burnunu normalden fazla kaldırmasını engellemek için tasarlanmıştı. Ancak sistem yalnızca tek bir "Angle of Attack" (AoA) sensöründen veri alıyordu. Bu sensör arızalandığında MCAS, uçağın burnunu otomatik olarak tekrar tekrar aşağı bastırmış ve pilotlar bu müdahaleye karşı koyamamıştı.
Krizi derinleştiren en önemli etken ise pilotların MCAS’in varlığından bile haberdar olmamasıydı; zira Boeing, sistemi hem uçuş kılavuzlarında hem de eğitimlerde açıkça belirtmemişti.
İkinci kazanın ardından dünya genelindeki havacılık otoriteleri 737 MAX uçaklarını yerde bırakmış ve Boeing üretimi durdurmuştu.
Boeing, uçağı yeniden sertifikalandırmak için MCAS sistemini tamamen elden geçirdi; artık iki sensörden veri alıyor, pilotlara daha fazla eğitim veriliyor ve yazılımın uçağa müdahale gücü sınırlandırılıyor.
Yapılan kapsamlı güvenlik revizyonlarının ardından 737 MAX, yaklaşık 20 aylık küresel uçuş yasağından sonra 2020’nin sonunda yeniden hizmete döndü.
Today