AB, Ukrayna'ya tazminat kredisi planıyla Putin ve Trump'a meydan okuyor
Ukrayna'nın kaderi konusunda Rusya ile doğrudan müzakerelerde Beyaz Saray tarafından saf dışı bırakılan Avrupalılar, müzakere masasına geri dönmenin yollarını arıyor.
Henüz oynamadıkları bir kart, Şubat 2022'den bu yana AB yaptırımları altında hareketsiz bırakılan Rus Merkez Bankası'nın 210 milyar euroluk varlığı.
Modern tarihte emsali olmayan bir plan çerçevesinde AB, Rus varlıklarını Ukrayna'nın 2026, 2027 ve muhtemelen daha sonrası için mali ve askerî ihtiyaçlarını desteklemek üzere sıfır faizli bir tazminat kredisine dönüştürmeyi planlıyor.
Kiev'den krediyi ancak Moskova'nın saldırı savaşını sona erdirmesi ve ülke genelinde yarattığı tahribatı telafi etmeyi kabul etmesi halinde geri ödemesi istenecek.
Eylül ayından bu yana üzerinde çalışılan Rusya'ya ödeme yaptırma planı, geçtiğimiz ay ABD ve Rus yetkililer tarafından gizlice hazırlanan ve savaş sonrası çerçevenin ilk şartlarını belirleyen 28 maddelik bir planla ele geçirilmeye çok yaklaştı.
Belgede yer alan maddelerin birçoğu, bu maddeleri açıkça Rusya'nın lehine ve Ukrayna'nın aleyhine olarak gören Avrupalılar için bir şok oldu. Bir barış anlaşmasından çok, teslimiyetin başlangıcı gibi görünüyordu.
Avrupalılar için planın tartışmalı 14. Maddesi, dondurulan Rus varlıklarının hem Washington hem de Moskova'nın ticari kazanç elde etmesini sağlayacak iki ayrı yatırım aracına bölünmesini önerdiği için şaşkınlık ve öfke yarattı.
Kremlin tazminat ödemek yerine mali kazanç elde edecekti. 14. madde ayrıca Başkan Donald Trump yönetimindeki ABD yönetiminin dış politikaya giderek daha fazla ticari bir gözle baktığının altını çizdi.
Sızdırılan taslak AB için safları sıklaştırma ve en güçlü kozu olan dondurulan Rus varlıklarını kendine yakın tutma aciliyetini arttırdı.
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz çarşamba günü yayınlanan yeni bir köşe yazısında, "Eğer bu konuda ciddiysek, saldırgan bir devletin kendi hukuk devletimizin yetki alanı içinde ve kendi para birimimizle yasal olarak dondurulmuş mali kaynaklarına ne olacağına karar vermeyi Avrupalı olmayan devletlere bırakamayız," dedi.
"Şimdi vereceğimiz kararlar Avrupa'nın geleceğini şekillendirecek."
Bu arada Brüksel'de Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, tazminat kredisinin hayata geçirilmesi için gerekli yasal metinleri sundu.
Çok yönlü paketin en dikkat çekici unsuruegemenlik varlıklarının Rusya'ya iadesini yasaklayacak yeni bir yasa. Bu yasa, mevcut yaptırımlara paralel olarak işleyecek ve bir başka öngörülebilirlik katmanı ekleyecektir.
Yasak, geçmişte enerji krizi gibi ekonomik acil durumlarla başa çıkmak için kullanılan AB anlaşmalarının 122. Maddesine dayanıyor. Daha da önemlisi, 122. Madde sadece nitelikli çoğunluk gerektirdiğinden, toplu eylemi sık sık durduran ve bloğu Macaristan'ın ellerine bırakan oybirliği politikasını geçersiz kılacaktır.
Onaylanması halinde yasak her 12 ayda bir gözden geçirilecek ve çok yüksek bir çıta belirleyecek. Metne göre, Rusya'nın eylemleri Avrupa ekonomisi için "objektif olarak önemli riskler oluşturmayı bıraktığında" ve Moskova, blok için "ekonomik ve mali sonuçlar doğurmadan" Ukrayna'ya tazminat ödediğinde varlıklar serbest bırakılacak.
Serbest bırakmayı tetiklemek için yeni bir nitelikli çoğunluk gerekecek.
Pratikte bu, Rus varlıklarının öngörülebilir bir gelecekte hareketsiz kalacağı ve dış baskı altında saf değiştirmeye meyilli üye devletlerin bireysel vetolarına karşı korunacağı anlamına geliyor.
Böl ve yönet taktikleri etkisini yitirecek ve sızdırılan bir belgede ne yazıldığına ya da kapalı kapılar ardında yapılan toplantılarda ne konuşulduğuna bakılmaksızın, 27 başkentin 210 milyar euronun akıbetini belirlemek üzere vardığı uzlaşma geçerli olacak.
Von der Leyen sunum sırasında şunları söyledi: "Bu tazminat kredisi (...) barış müzakerelerine olumlu katkıda bulunacaktır çünkü Ukrayna ile uzun vadeli bir ilişki içinde olduğumuzu açıkça ortaya koyan bir kaldıraç."
"Bu aynı zamanda Rusya'ya da savaşın kendi taraflarında uzamasının kendileri için yüksek bir maliyet getireceği yönünde çok açık bir mesajdır. Öte yandan Ukrayna'yı mali açıdan güvence altına alan bir pozisyona sokuyor (...) böylece bu müzakerelerde güçlü bir pozisyonda oluyorlar."
Yine de Komisyon, cuma akşamı Belçika Başbakanı, Almanya Şansölyesi ve von der Leyen arasında yapılacak toplanı öncesinde, varlıkların ana koruyucusu olan Belçika'nın sert direnişiyle karşı karşıya.
AB akademisyenleri, Komisyon'un anlaşmaların yasal parametrelerinin sunabileceği tüm hareket alanını tükettiğini ileri sürüyor. Artık her şey siyasete bağlı.
Today