Araştırma: Doğum sonrası haftalarda psikoz riski yükseliyor

Yeni bir araştırma, kadınların doğumdan sonraki haftalarda depresyon ve psikoz riski açısından daha yüksek risk altında olduğunu gösteriyor.
Molecular Psychiatry dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, hamilelikten önceki yıla kıyasla, doğumdan sonraki beş ila 15 hafta içinde depresyon riski yaklaşık yüzde 20 daha yüksek.
Öte yandan, analiz, doğumdan sonraki ilk beş hafta içinde psikoz riskinin altı ila yedi kat daha yüksek ve 20. haftaya kadar iki kat daha yüksek olduğunu buldu.
“Bebek hüznü” ya da "lohusa hüznü" olarak bilinen doğum sonrası hafif ve geçici ruh hali değişikliklerinin aksine, doğum sonrası psikoz ciddi bir akıl sağlığı durumu olarak belirtiliyor. Belirtiler arasında sanrılar, halüsinasyonlar, mani, düşük ruh hali ve kafa karışıklığı bulunur, ancak kadınlar doğru tedaviyi alırlarsa tamamen iyileşebilirler.
Araştırmacılar, “Doğum sonrası gözlemlenen dramatik zirve, yeni annelerin kırılganlığını açıkça vurguluyor,” diye yazdı.
Bulgular, 2003 ile 2019 yılları arasında İsveç'te yaklaşık 1,8 milyon doğumdan elde edilen verilere dayanıyordu. Bu veriler, hamilelik sırasında yeni akıl sağlığı tanılarının sayısının azalma eğiliminde olduğunu, ancak doğumdan sonra tekrar arttığını gösteriyor.
Dikkate değer bir şekilde, kadınların hamilelik sırasında veya sonrasında kaygı, stres veya madde bağımlılığı tanısı alma olasılığı, hamilelik öncesine kıyasla daha düşüktü. Araştırmacılar, bunun biyolojik ve yaşam tarzı değişikliklerinin bir kombinasyonundan kaynaklanabileceğini belirtiyor.
Kadınlar ayrıca hamilelik sırasında doktorlarını daha sık görürler. Bu da zihinsel sağlık sorunlarını daha büyük sorunlara dönüşmeden önce tespit etmek için daha fazla fırsat anlamına gelebilir.
Çalışmanın yazarlarından ve Karolinska Enstitüsü'nde araştırmacı olan Emma Brann bir açıklamada, “Daha fazla insanın teşhis edildiğini görmüyoruz, ancak tarama, kadınların daha erken tespit edilmesini sağlayabilir ve ihtiyaç duydukları desteği ve yardımı almadan önce uzun süre acı çekmek zorunda kalmazlar,” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ-WHO) göre, dünya genelinde hamile kadınların yaklaşık yüzde 10'u ve doğum sonrası kadınların yüzde 13'ü genellikle depresyon şeklinde bir akıl hastalığına sahip.
Bununla birlikte, doğum sonrası dönemde kötü zihinsel sağlık riski olmasına rağmen, Karolinska Enstitüsü'nden yapılan bir başka yeni çalışmaya göre, İsveç'teki yeni ebeveynlerin bebekleri doğduktan sonraki haftalarda intihar girişiminde bulunma olasılığı daha düşük.
Özellikle annelerin, hamilelik sırasında veya sonrasında babalara kıyasla intihar girişiminde bulunma olasılığı daha düşük. Bu durum, genel İsveç nüfusunda kadınların erkeklere göre intihar girişiminde bulunma olasılığının daha yüksek olduğu göz önüne alındığında dikkat çekici.
Her iki çalışmada da Karolinska Enstitüsü'nde araştırmacı olarak çalışan Yihui Yang, bulguların doktorların hamilelik sırasında hastaları intihar riski belirtileri açısından izlemeleri gerektiğini gösterdiğini söyledi.
Yang, “Hamilelik sırasında ve sonrasında intihar girişimleri nadir olsa da, yıkıcı sonuçları olabilir ve genellikle önlenebilir,” dedi.
İntiharı düşünüyorsanız ve konuşmaya ihtiyacınız varsa, 32 ülkede yardım hatları bulunan uluslararası bir kuruluş olan Befrienders Worldwide befrienders.org ile iletişime geçin.
Today