Elon Musk'ın söylemleri şirketi Tesla'yı batırıyor mu?

Tesla'nın hisse fiyatı, şirketin son ilk çeyrek satış rakamlarının teslimatlarının yüzde 13 düşmesiyle yatırımcıları sevindirememesinin ardından Çarşamba öğleden sonra ABD borsaları açılışında yaklaşık yüzde 6 değer kaybetti.

Tesla'nın CEO'su Elon Musk pazar günü, Wisconsin Yüksek Mahkemesi seçimlerinde liberal aday Susan Crawford'a karşı yarışan sağcı aday Brad Schimel'i desteklemek için Wisconsin'de düzenlenen bir mitinge katıldı.

Musk'ın 21 milyon doların üzerindeki desteği, yarışı ABD tarihindeki en pahalı tek yargı seçimi haline getirerek varlıklı bireylerin yargı ve siyaset üzerindeki etkisi hakkında tartışmalara yol açtı.

Musk mitingde, "Tesla hisselerinin ve Tesla'yı elinde tutan herkesin hisselerinin gittiğini, kabaca yarı yarıya azaldığını" itiraf etti ve şu anda Hükümet Verimliliği Departmanı veya DOGE başkanı olarak görevinin "çok pahalı bir iş" olduğunu söyledi.

Musk DOGE'deki rolü için maaş almasa da, güç merkezlerine yakın olarak ya iş kararlarını şekillendirmeye yardımcı olacak içgörülere sahip olacağı ya da son derece etkili bir hükümet pozisyonundaki konumunun yatırımcılara güven vereceği düşünülüyordu.

Aralık ayında, Trump'ın göreve başlamasından önce, ancak Musk'ın yeni başkanla - özellikle de kampanyasına en çok katkıda bulunan kişi olarak - geniş çapta ilişkilendirilmesinden sonra Musk'ın net değeri yaklaşık 400 milyar dolara ulaştı. Tesla ile ilgili olarak, hisse senedi 17 Aralık'ta 479,86 dolar kapanış fiyatı ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.

Ancak Trump'ın söylemleri - ve Musk'ın buna eşlik eden desteği, ABD ve küresel siyasi meseleler ve özellikle de Avrupa meseleleri hakkındaki sürekli yorumlarıyla birlikte - hisse senedinin değerini Mart ayı başlarında yaklaşık 220 dolara kadar düşürdü.

Musk'ın servetinin 120 milyar dolar azalarak 280 milyar dolara düştüğü tahmin ediliyor.

Paralarını politikalarının olduğu yere koyuyorlar

Musk, bölücü yorumlarının ve Trump yönetimiyle ilişkisinin şirketlerinin kârlılığını ne kadar etkileyebileceğini hafife almış olabilir.

Ancak Tesla, kişisel servetinin yalnızca yüzde 27'sini kapsıyor. En büyük finansal varlığı ve servetinin yüzde 40'lık en büyük kısmı SpaceX'e bağlı. Tesla, doğrudan tüketici talebine veya araç satışlarına en çok bağlı olan şirket.

Ortalama tüketicilerin SpaceX, Neuralink, xAI ve hükümet sözleşmeleri, teknoloji yatırımcıları, risk sermayesi veya diğer şirketlerinden çapraz finansman yoluyla finanse edilen diğerlerinin kârlılığı üzerinde daha az etkisi bulunuyor. Dolayısıyla Trump'ın yanında yer alma hamlesinin bu açıdan daha kârlı olduğu ve Tesla üzerinden uğradığı zararı telafi ettiği söylenebilir.

Avrupa'da Çin'in BYD (Build Your Dreams) elektrikli araçları, Çin ürünlerine şüpheyle yaklaşan ancak fiyat konusunda daha hassas olan bir pazarda güçlü adımlar atıyor.

BYD, Tesla'nın önde gelen küresel rakibi haline geldi ve ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine kıyasla birim satışlarda yüzde 60'lık etkileyici bir artış sağladı. Avrupa'da mevcut olan en ucuz modelin fiyatı yaklaşık 20.000 euro. Bu fiyat, Çin pazarında mevcut olan en ucuz BYD modeli Seagull'un yaklaşık 9.700 dolar olması nedeniyle, fiyatı artıran gümrük tarifeleri ve çevre standartlarını hesaba katmaktadır.

Eyfel Kulesi kadar Avrupalı

Tesla otomobillerinin orta sınıf ve lüks pazarda faaliyet gösterdiği düşünülüypr ve şu anda en ucuz model 46.000 euro ile Model 3 Sedan.

Avrupalı otomobil üreticisi devlerin sunduğu fiyatlarla karşılaştırıldığında, Peugeot e-208'in fiyatı şu anda 32.500 euro ve hem Volkswagen'in ID.3'ü hem de Renault'nun Zoe'si 36.000 euro'dan başlıyor.

Almanya'nın eski otomobil üreticisinin yeni teklifleri arasında en pahalısı olan ve premium benzinli otomobilleriyle tanınan BMW'nin i4'ü (58.000 euro) bile Avrupa pazarlarında daha iyi bir performans sergileyerek yalnızca Ocak ayında yüzde 36'lık bir artış kaydetti. i4 ayrıca ABD'de doğrudan Tesla rakibi Model 3'ü geride bırakarak geçen yılın aynı dönemine kıyasla satışlarda yüzde 57'lik bir artış kaydetti.

BMW gibi eski bir Avrupa markasının daha yüksek bir fiyata sahip olmasına rağmen sadece Avrupa'da değil, ABD'de bile Tesla'yı geride bırakması, giderek büyüyen bir gerçeğin altını çiziyor: Elektrikli araç pazarı, kamusal yaşamın diğer bölümleri kadar siyasi sembolizme de duyarlı.