Stephen King, Agatha Christie’yi geride bırakarak en çok uyarlanan yazar oldu

Korku edebiyatı ikonu Stephen King, bu yıl beyaz perdede büyük bir çıkış yakaladı. 'Maymun,' 'Chuck’ın Yaşamı' ve bu hafta vizyona girecek 'Uzun Yürüyüş' uyarlamalarının yanı sıra kasım ayında gösterime girecek 'The Running Man' yeniden çevrimi de onun üretkenliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Ancak King’in sinema ve televizyon kariyerine küçük ekrandaki diziler dahil değil. Dolayısıyla 'The Institute,' 'It: Derry’ye Hoş Geldiniz' ve yakında gösterime girecek 'Carrie' mini dizisi de bu kapsamda sayılmıyor.
King’in eserleri onlarca yıldır hem beyaz perdeye hem de televizyona uyarlanıyor. 1976 yapımı 'Carrie'den bu yana 55’ten fazla kitabı filme aktarıldı. TV şovları ve mini dizilerle birlikte hikayeleri 100’den fazla kez ekranlara taşındı.
77 yaşındaki King, William Shakespeare’in ardından ve Agatha Christie’nin hemen üstünde, tarihte en çok sinema uyarlaması yapılan ikinci yazar konumunda bulunuyor. Portland, Maine doğumlu yazar için oldukça etkileyici bir başarı.
Ancak King sadece hikayeleri beyaz perde için biçilmiş kaftan olan usta bir anlatıcı değil; aynı zamanda bir sinefil ve açık sözlü bir Trump eleştirmeni. Film Twitter’ını memnun edecek şekilde, “belirli bir sıralama olmaksızın” en sevdiği 10 filmi paylaştı.
Kendi eserlerinden uyarlanan 'Misery,' 'The Shawshank Redemption,' 'The Green Mile' ve 'Stand By Me' gibi filmleri listenin dışında bırakan King’in seçkisi arasında şunlar yer alıyor:
1977 yapımı aksiyon-gerilim 'Sorcerer'
'The Godfather Part II'
Steve McQueen’li gerilim 'The Getaway'
90’lar komedi klasiği 'Groundhog Day'
Savaş zamanı destanı 'Casablanca'
1948 yapımı Western 'The Treasure of the Sierra Madre'
Martin Scorsese’nin 'Mean Streets'
Steven Spielberg’in 'Jaws' ve 'Close Encounters of the Third Kind'
1944 yapımı suç filmi 'Double Indemnity'
King’in bu seçkisi, hem sinemaya olan tutkusunu hem de kendi eserleri dışında da kaliteli filmlere olan ilgisini gözler önüne seriyor.
İçinde 'Büyücü'nün yer aldığı her liste, King’in onayını alıyor. Ancak korku filmlerinin eksikliği (Jaws bir yana), ayrıca 'Ratatouille', 'The Exorcist' ve David Lynch’in listede bulunmaması şaşırtıcı bulundu. King’in favori filmleriyle ilgili yorumlar, takipçilerin kendi listelerini oluşturmasına ilham veriyor.
Özellikle 1970’ler ağırlıklı listesi dikkat çekti. King’in süper kahraman türüyle ilgili eleştirileri de gündemde: The Times’a verdiği demeçte, 'The Long Walk' filminin senaristi JT Mollner ve yönetmeni Francis Lawrence’a, kazanan hariç tüm yarışmacıların vahşice öldürülmesini göstermeleri konusunda ısrar ettiğini açıkladı.
“Bu süper kahraman filmlerine bakarsanız… bütün şehir bloklarını yok eden bir süper kötü görürsünüz ama hiç kan görmezsiniz. Ve dostum, bu yanlış. Neredeyse pornografik gibi,” dedi King. “Dedim ki, ['The Long Walk'da] göstermeyecekseniz hiç zahmet etmeyin. Ve böylece oldukça acımasız bir film yaptılar.”
King’in 1979’da Richard Bachman takma adıyla yayınlanan romanı 'The Long Walk', distopik bir ABD’de geçiyor. Hikâyede, 100 genç yarışmacı, saatte dört mil (6,4 km/sa) hızla yürümek zorunda; aksine ölümle karşılaşıyorlar. Kazanan ise hayatta kalan son yürüyüşçü oluyor.
Cooper Hoffman, David Jonsson ve Charlie Plummer'ın başrollerini paylaştığı film Cuma günü ABD, İngiltere, İrlanda, İtalya ve diğer ülkelerde vizyona girerken, Fransa, Belçika, Hollanda, İspanya ve İsveç gibi ülkeler filmi izlemek için Ekim başına kadar beklemek zorunda kalacak.
Today