Ukrayna barış görüşmelerinde kaybolan insan unsuru

Avrupalı liderler olası barış müzakerelerini tartışırken, Ukrayna, Rusya'nın insansız hava araçları (İHA) ve roket saldırıları nedeniyle zor günler geçiriyor.
Hepimiz ABD Başkanı Donald Trump'ın savaşta ölen binlerce kişiden bahsettiğini duyduk.
Kendisini ve diğer liderleri, Rus hapishanelerinde işkence gören binlerce Ukraynalı kadın ve erkek ile kaçırılıp Rusya'ya sürülen 20.0000 Ukraynalı çocuk hakkında da konuşmaya çağırıyorum.
Barış müzakereleri savaş mağdurlarının serbest bırakılmasını ve savaş suçlularının cezalandırılmasını sağlamalıdır. Ukrayna demokrasisinin korunmasını sağlamalıyız.
Barış müzakerecilerine, barışın şiddet korkusu olmadan yaşama ve uzun vadeli bir perspektife sahip olma özgürlüğü olduğunu hatırlatmak isterim.
Rusya ile savaşın sadece iki devlet arasındaki bir savaş olmadığını unutmamalıyız. Bu iki sistem arasındaki bir savaştır: otoriterlik ve demokrasi. Her sistemin kendine has değerleri ve tutumları vardır.
Otoriter rejimler, özellikle kadınlara yönelik muamelelerinde, genellikle belirli kültürel tutumları uygularlar.
Örneğin İran'da kadınların "uygunsuz kıyafetler" nedeniyle zulme uğramasının; Afganistan'da kadınların okullara ve üniversitelere girmesinin yasaklanmasının; Rusya'da ise aile içi şiddetin suç olmaktan çıkarılmasının nedeni budur. Bu, her zaman hükümetin kendi ülkesindeki insanlara ne yaptığının bir yansımasıdır.
Dolayısıyla barış anlaşmasını tartışırken Ukraynalıların özgürlük ve demokrasi mücadelesinin baltalanmadığından emin olmalıyız.
Ne de olsa, çok fazla taviz veren bir anlaşma, emperyalist emellerini sürdürmeye kararlı bir Rusya'nın elinde sadece gelecekteki sefalet ve çatışmanın yolunu açar.
Savaş suçları cezasız kalıyor
Ukrayna'nın kendisini müteakip saldırılardan koruyacak ve savaşın diğer ülkelere yayılmasını önleyecek güvenlik garantilerine ihtiyacı var. Bu garantilerden en zorlayıcı olanı NATO üyeliği olacaktır.
NATO'nun kolektif savunma ilkesi Ukrayna'nın egemenliğini ve Avrupa'nın güvenliğini sağlayacaktır. O zamana kadar Ukrayna kapsamlı güvenlik düzenlemeleri ve caydırıcı önlemlerle korunmalıdır.
Rusya'nın sicili bu garantileri gerekli kılıyor. Minsk anlaşmaları 2014-2015 yıllarında Rusya'nın Kırım'ı ve doğudaki bazı bölgeleri yasadışı bir şekilde işgal etmesinin ardından imzalanmıştı. Ancak Putin işine geldiğinde bu anlaşmaların "var olmadığını" ilan etti.
Dolayısıyla adalet olmadan sürdürülebilir bir barış olamaz. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı bu savaşın, Rusya'nın yıllardır cezasız bırakılmasının bir sonucu olduğunu da unutmamalıyız.
Rus askerleri Çeçenistan, Gürcistan, Suriye ve Libya'da savaş suçları işledi ve hiçbir zaman cezalandırılmadılar. Rusya ne isterse yapabileceğine inanıyordu.
Bu acımasızlık, Rusya'nın işgal ettiği topraklarda terörü kullanmasında da kendini gösteriyor. Rus ordusu savaş esirlerine insanca muamele ilkesini ihlal ederek sivilleri kaçırıyor, hapsediyor, işkence ediyor ve öldürüyor.
BM Ukrayna Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu'na göre, esaret altındakiler dayak, elektrik şoku, boğulma, cinsel şiddet, tırnak ve diş çekilmesi, su, yiyecek ve uykudan mahrum bırakılma ve tıbbi bakım eksikliğine maruz kalıyor.
Barış süreci, sınır dışı edilen ve yasadışı olarak alıkonulan tüm Ukraynalı sivillerin derhal serbest bırakılmasını ve savaş esirlerinin takas edilmesini içermelidir. Rusya, bir ön koşul olarak, gözaltı ve tedavi koşullarının derhal iyileştirilmesi için uluslararası, insani ve dini kuruluşlara tam erişim sağlamalıdır.
BM, Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) işgal altındaki bölgelere serbest erişim hakkı tanınmalıdır. Halihazırda, işgal altındaki topraklarda sıkışıp kalan milyonlarca Ukraynalı, Ukrayna kültürünü ortadan kaldırmaya ve halkını kırmaya çalışan bir Rus devletinin elinde ciddi şekilde kötü muamele görüyor.
Doğru bir şekilde uygulandığında Cenevre Sözleşmesi sivillerin işgal altındaki topraklardan Ukrayna'nın özgür topraklarına geçme özgürlüğüne sahip olmasını sağlayacaktır. Yaşam hakkını ve kişisel bütünlüğü, Ukrayna kimliğinin korunmasını ve internet ve medyaya erişim özgürlüğünü garanti altına alacaktır.
Garantisi olmayan bir barış sivilleri korumaz
Rusya'nın elindeki Ukraynalılar arasında en az 20.000 çocuk bulunuyor. Rusya, acımasız yeniden eğitim kampları ve Rus aileler tarafından zorla evlat edinme yoluyla bu çocukların kimliklerini sistematik olarak siliyor.
Yasadışı olarak kaçırılan her Ukraynalı çocuğun yeri tespit edilmeli ve derhal ailelerine iade edilmeli. Bu çocukların güvenli bir şekilde geri dönüşleri Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi tarafından izlenmeli.
Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığı ancak gerekli fonlara sahip olduğunda mümkün. Putin önümüzdeki küresel mücadeleye hazırlanmaktan bahsediyor ve ekonomiyi askeri ihtiyaçlarına hizmet edecek şekilde yeniden yapılandırdı. Rus ekonomisinin Putin'in Ukrayna ve dünyanın diğer bölgelerindeki askeri planlarını finanse etme kabiliyetini kısıtlamak hayati önem taşıyor.
Rusya işgal ettiği tüm Ukrayna topraklarını boşaltana kadar sert yaptırımlar yürürlükte kalmalı. Dondurulmuş Rus varlıklarına el konulmalı ve bunlar Ukrayna'nın savunması, mağdurların tazmin edilmesi ve Putin'in ordusu tarafından tahrip edilen okullar, hastaneler ve enerji tesisleri de dahil olmak üzere Ukrayna'nın ekonomisi ve altyapısının yeniden inşası için kullanılmalı.
Ukraynalılar ölüm ve yıkımın sona ermesini istiyor. Ancak, ülkenin güvenliğini garanti altına almayan, hayal edilemeyecek kadar acı çeken Ukraynalı erkek, kadın ve çocukları korumayan ve Rusya'nın mali kapasitesini kesmeyen bir barış anlaşması, Rusya'nın yıkıcı hedeflerini gerçekleştirme kabiliyetini yok etmeyecek, sadece geciktirecektir.
Ardından da terör saltanatını sınırlarımızın ötesinde sürdürecektir.
Ukraynalılar olarak hayatlarımız için savaşmaya devam ediyoruz ve bizi gelecek için koruyacak bir barış anlaşması için verdiğimiz bu savaş en acil ve önemli savaşlardan biridir.
Oleksandra Matviichuk Ukraynalı bir insan hakları avukatı ve Nobel Barış Ödülü sahibidir.
Yesterday