İtalya Filistin’i devlet olarak tanımıyor: Peki, halkı ne düşünüyor?

İtalya'nın sağcı hükümeti, diğer bazı Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin bu hafta Filistin'i devlet olarak tanıma yönünde adım atmasına rağmen Filistin'i tanımayacak. Ancak Başbakan Giorgia Meloni'nin tutumu, İtalyan kamuoyunun hassasiyetiyle çelişiyor ve İtalyan şehirlerinde bir protesto dalgasını tetikliyor.

USB sendika federasyonundan yapılan açıklamada, "Gazze Şeridi'nde devam eden soykırıma, İsrail ordusunun insani yardımları ablukaya almasına ve uluslararası Global Sumud Filosu misyonuna yönelik tehditlere" tepki olarak pazartesi günü İtalya genelinde yaklaşık 500 bin kişinin katıldığı bir genel grev gerçekleştirildiği belirtildi.

Filistin'in tanınması, sivil toplum örgütleri, tabandan gelen sendikalar ve geçici vatandaş derneklerinden oluşan heterojen grup "Filistin yanlısı Hareket'in" taleplerinden biri.

Bu talep, savaşı durdurması için İsrail'e baskı yapılması çağrısı ve İtalya'dan İsrail'e her türlü silah ve askeri malzeme ihracatının yasaklanması talebiyle birlikte dile getiriliyor.

Yakın zamanda yerel medyada yer alan bir ankete göre, İtalyanların yüzde 40,6'sı sunulan seçenekler arasında en çok tercih edilen tam egemen bir Filistin devletini tanımayı desteklerken, katılımcıların yüzde 21,9'u geçici bir uluslararası yönetimin kurulmasını tercih etti.

İtalyan YouTrend projesi tarafından yapılan bir başka anket, İtalyanların 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırılarının ardından İsrail'in eylemlerini nasıl eleştirdiğini gösteriyor.

Ankete katılanların yüzde 60'ı İsrail'in "Batı Şeria'da işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesi gerektiğini," yüzde 63'ü "Gazze Şeridi'nde soykırım yaptığını," yüzde 64'ü "Filistin halkına baskı uygulandığını ve sistematik olarak ayrımcılığa maruz bırakıldıklarını" ve yüzde 65'i İsrail'in Hamas saldırılarına verdiği tepkilerin "orantısız" ve "çoğunlukla masum sivilleri hedef aldığını" düşünüyor.

YouTrend'in kurucu ortağı Lorenzo Pregliasco'ya göre, 2025'in başlangıcı İtalyan kamuoyunda bir dönüm noktası oldu. Sağcı Fratelli d'Italia ya da merkez sağ Forza Italia gibi İsrail'e yakın siyasi partilerin seçmenleri bile İsrail hükümetinin eylemlerine karşı eleştirilerini dile getirmeye başladı.

Pregliasco Euronews'e verdiği mülakatta, "Gazze savaşının medyada geniş yer bulmasının ve Gazze Şeridi'ndeki insani sorunların gözler önüne serilmesinin, bu konuda güçlü bir fikri olmayan insanları etkilediğini düşünüyorum," dedi.

Pregliasco'ya göre, bu durum Giorgia Meloni hükümetinin tutumunda da kademeli bir değişime neden oldu. "Elbette sol partiler gibi radikal bir yaklaşıma sahip olmak istemiyorlar. Ancak özellikle son dönemde savaşa, Gazze'nin karadan işgaline ve İsrail bombardımanının insani sonuçlarına yönelik güçlü eleştirilerle birlikte net bir evrim gözlemledim," dedi.

İsrail'in eleştirilmesi ve Filistinlilerin savunulması uzun zamandır İtalyan sol partilerini karakterize ediyor ancak Pregliasco bugün hükümetin ve muhalefetin bu konudaki duruşları arasında daha az mesafe görüyor.

Bununla birlikte, "sembolik" olarak değerlendirdiği bazı farklılık unsurları varlığını sürdürüyor. Meloni, İsrail'in Gazze'deki askeri eylemlerini "soykırım" olarak nitelendirmeyi ya da solcu Demokrat Parti (PD), Beş Yıldız Hareketi (M5S) ve Yeşil/Sol İttifak (AVS) tarafından desteklenen Filistin devletini tanımayı reddediyor.

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani'nin kısa bir süre önce söylediği gibi, Roma statükoya sadık: "Bir Filistin Devleti şu anda mevcut değildir ve bu nedenle tanınamaz."

Tajani New York'taki BM Genel Kurulu'nun oturum aralarında, "Tanımadan önce bir devlet kurulmalıdır. Hamas'a bir hediye veremeyiz," dedi.

İtalya "iki devletli çözümden" yana olsa da, Tajani diğer ülkelerin Filistin'i tanımasının şu anda "pek bir işe yaramayacağını" düşünüyor.

Almanya gibi Roma hükümeti de, diğer AB üyesi ülkelerin çoğunluğu Filistin'i tanısa bile, Filistin'i tanımayı reddetmeye devam edecek gibi görünüyor.

Ancak Almanya’nın aksine, Meloni bu konuda kamuoyunda hakim olan görüşü temsil etmiyor.

Lorenzo Pregliasco, Meloni için Filistin meselesinin tamamının "çok kısa bir battaniye gibi olduğunu, her şeyi aynı anda örtemeyeceğini" söylerken, Meloni'nin siyasi çizgisini korumaya ve kamuoyunun artan baskısına karşı koymaya çalıştığını belirtiyor.