...

Logo Pasino du Havre - Casino-Hôtel - Spa
in partnership with
Logo Nextory

Araştırma: İngiltere'de siber taciz 2012'den bu yana yüzde 70 arttı

• Jul 31, 2025, 6:20 AM
3 min de lecture
1

İstenmeyen kısa mesajlar, e-postalar alıyor, canlı yayınlarda taciz ediliyor ya da izniniz olmadan kişisel fotoğraflarınızın internette yayınlandığını mı görüyorsunuz?

Eğer öyleyse, İngiltere'de giderek yaygınlaşan bir çevrimiçi davranış olan siber tacizin kurbanı olabilirsiniz.

British Journal of Criminology'de yayınlanan yeni bir çalışma, siber tacizin geleneksel taciz türlerinden daha hızlı bir şekilde arttığını ortaya koydu.

İngiltere ve Galler'de suç anketlerini yanıtlayan yaklaşık 147 bin 800 kişinin yanıtları incelendi. Anketlerde 2012'den 2020'ye kadar siber taciz, fiziksel taciz ve siber destekli tacizin yaygınlığı ve algısı soruldu.

İngiltere Kraliyet Savcılık Ofisi siber takipçiliği, bir kişiye çevrimiçi olarak yöneltilen "tehditkâr davranışlar veya istenmeyen ilerlemeler" olarak tanımlamakta. Diğer takip veya taciz türleriyle birleştirilebilir.

Ofis, siber tacizin tehdit edici veya istenmeyen kısa mesajları ve e-postaları, canlı sohbetlerde tacizi veya belirli bir kişinin, çocuklarının veya işyerinin fotoşoplu fotoğraflarını sosyal medyada yayınlamayı içerebileceğini söyledi.

Siber-etkin suçlar ise, teknolojiye bağlı olmayan ancak siber zorbalık, trolleme ya da sanal mobbing gibi teknoloji sayesinde önemli ölçüde değişen suçlardır.

Sekiz yıllık dönemde, katılımcıların yüzde 1,7'si siber takibe maruz kaldıklarını söylerken, bu oran 2012'de yüzde 1'di.

Siber taciz 'yanlış ama suç değil' olarak tanımlandı

Araştırmacılar, fiziksel takip genel olarak daha yaygın olmaya devam ederken, sekiz yıllık dönemde siber takipteki yüzde 70'lik artışın, zaman içinde "önemli" bir artış gösteren tek tür olduğunu tespit etti.

Fiziksel ısrarlı takip şikâyetleri yüzde 15 oranında artarken, siber ortamdaki ısrarlı takip şikâyetleri bu süre zarfında düşüş gösterdi.

Araştırmaya göre kadınlar, gençler ve LGBTQ+ bireyler diğer gruplara kıyasla daha fazla siber takibe maruz kaldıklarını ifade ettiler.

Bir önceki yıl siber takibe maruz kalan katılımcıların neredeyse yarısı yaşadıkları deneyimin "yanlış olduğunu ama suç olmadığını" ifade etti.

Çalışmanın yazarlarından ve University College London'da şiddet, sağlık ve toplum grubunda araştırmacı olan Madeleine Janickyj yaptığı açıklamada, "Siber tacizin yaşanmış deneyimi ile yasal ve sosyal olarak nasıl anlaşıldığı arasında açık bir kopukluk var," dedi.

"Bu sadece mağdurların yardım isteyip istemediğini değil, aynı zamanda polisin ve diğer hizmetlerin nasıl tepki verdiğini de etkiliyor," diye ekledi.

Janickyj, sorunun bir kısmının gençlerin "siber tacizlere o kadar alışmış olmaları ve bunu bir suç olarak görmemeleri" olabileceğini söyledi.

Araştırmacılar, İngiltere hükümetinin kamu eğitimini iyileştirmesi, yasal tanımları netleştirmesi ve siber taciz mağdurları için ek destek sağlaması gerektiğini belirtti.