Hemşire eksikliği cerrahi hastalarında daha yüksek ölüm ve komplikasyon riski ile bağlantılı: Araştırma

Yeni bir çalışma, hemşire eksikliğinin hastalar için tıbbi sorunlar ve ölüm riskini artırdığını ortaya koydu.

Çalışma, özellikle hemşire ve hemşire yardımcılarının yetersizliğinin, cerrahi ortamlarda enfeksiyonlar ve diğer olumsuz cerrahi sonrası sonuçlar da dahil olmak üzere daha yüksek komplikasyon riskiyle ilişkili olduğunu vurguladı.

Çalışmanın başyazarı ve İngiltere'deki Southampton Üniversitesi'nde kıdemli araştırma görevlisi olan Paul Meredith yaptığı açıklamada, "Ameliyat geçiren hastaların güvenliği her şeyden önemli ve uygun sistemler, politikalar ve prosedürler üzerinde önemli bir etkisi var," dedi.

"Bu araştırma, iş yükünün de önemli bir risk faktörü olduğunu ve cerrahi hastalarına yönelik risklerin acil ameliyat döneminin ötesinde de devam ettiğini zamanında hatırlatıyor. Ameliyata giren ve ameliyattan çıkan hastaların güvenliğini sağlamak için servislerde yeterli hemşire kadrosu hayati önem taşıyor."

Araştırmacılar, dört İngiliz Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) kurumunda Nisan 2015'ten Şubat 2020'ye kadar olan dönemi kapsayan yaklaşık 214.000 hastane yatışından elde edilen cerrahi hasta ve personel verilerini analiz etti.

Bulgular, British Journal of Surgery dergisinde yayımlandı.

Çalışma, kayıtlı hemşire ve hemşire asistanı eksikliğinin hastaneye yeniden yatış riskini yüzde 2,3 oranında artırdığını, sadece hemşire asistanı eksikliğinin ise yüzde 1,4 oranında artırdığını gösterdi.

Personel yetersizliği ayrıca, derin ven trombozunda (kan pıhtılaşması) yüzde 4,8'lik bir artış, zatürre vakalarında yüzde 5,7'lik bir artış ve özellikle ameliyat geçiren hastalarda yaygın olan basınç ülserlerinde veya yatak yaralarında yüzde 6,4'lük bir artışla da bağlantılı.

Ayrıca, yeterli sayıda kayıtlı hemşirenin bulunmadığı her gün için ölüm riskinin yüzde 9,2 ve yeterli sayıda hemşire yardımcısının bulunmadığı her gün için ise ölüm riskinin yüzde 10,3 oranında arttığı belirlendi.

Artan eksiklikler

Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ-WHO) göre, COVID-19 salgınının ilk dalgası sırasında Avrupa'da sağlık çalışanları arasında işe devamsızlık yüzde 62 oranında arttı.

Ayrıca, her 10 hemşireden dokuzunun bu süre zarfında işten ayrılma niyetinde olduğu ve yüzde 80'inden fazlasının psikolojik sıkıntı bildirdiği rapor edildi.

Pandeminin ötesinde, hemşireler mesleklerinde de çok sayıda zorlukla karşılaştı.

Royal College of Nursing tarafından 2021 yılında yapılan bir istihdam anketi, hemşirelerin yüzde 56,8'inin görevlerinden ayrılmayı düşündüğünü veya planladığını ortaya koydu.

Nedenler çeşitlilik gösterse de en yaygın sebepler arasında değer verilmediğini hissetmek ve aşırı baskı yaşamak yer alıyor.

Buna ek olarak, Avrupa Hemşire Dernekleri Federasyonu (EFN) tarafından hazırlanan bir rapor, güvenli olmayan çalışma koşullarının hemşirelerin çalışma saatlerini azaltmalarına neden olduğunu vurguladı.

Rapora göre, Avrupa'daki hemşireler sözlü ve fiziksel saldırıların yanı sıra cinsel taciz de dahil olmak üzere çeşitli şiddet türlerine maruz kalıyor.

Örneğin; Danimarka, Portekiz ve İngiltere gibi ülkelerdeki hemşirelerin yüzde 30'u iş yerinde cinsel tacize maruz kaldıklarını bildirdi. Bu tür saldırıların genelde rapor edilmemesi nedeniyle sayının çok daha yüksek olabileceği düşünülüyor.

Şiddetin sadece hastalardan değil, aynı zamanda hasta yakınları ve diğer sağlık çalışanları tarafından da uygulandığı tespit edilirken, hemşirelerin yüzde 41'i diğer sağlık çalışanlarının tacizine maruz kaldığını bildirdi.