Avrupa Miras Ödülleri sahiplerini buldu: 30 proje ödüllendirildi

Bilim insanları, arkeologlar ve müze küratörleri, çoğu davetli olarak bu hafta Brüksel’de düzenlenen Avrupa Miras Ödülleri’nde şampiyonlar olarak onurlandırıldı.
Europa Nostra ve Avrupa Komisyonu’nun ortaklaşa düzenlediği etkinlik, 24 ülkeden beşi Grand Prix ödülü olmak üzere toplam 30 seçkin miras projesinin takdir edildiği dört günlük toplantı ve ödül töreniyle sona erdi.
Europa Nostra Genel Sekreteri Sneska Quaedvlieg-Mihailovic, Euronews’e yaptığı açıklamada, “Bu, mirasın toplumlar ve vatandaşlar için ne kadar önemli olduğunu ve Avrupa’da bu mirası koruyup gelecek nesillere aktarmak için sahip olduğumuz olağanüstü taahhüt ve becerilerin bir mozaiği,” dedi.
Miras şampiyonları kategorisinde Grand Prix, kariyerini Grönland’ın mirasını korumaya adayan ve çalışmaları geleneksel ahşap mimariden 20. yüzyıl keşif kabinlerine kadar uzanan küratör Inge Bisgaard’a verildi.
Özellikle iklim değişikliğinin yarattığı zorluklar üzerinde çalışan Bisgaard, "Donmuş toprakların erimesi özellikle uzak bölgelerdeki binalarda pek çok soruna yol açıyor. Buralara her yıl gidip gelemeyiz çünkü bu çok masraflı. Bu yüzden evlerin üzerine daha fazla çakıl koymaya çalışıyoruz, böylece yukarı çıkıyorlar ve su dışarı çıkabiliyor ve belki de bu şekilde binaları kurtarabiliriz," dedi.
Bisgaard ayrıca, Grönland'ın güney bölgesinde yer alan bir subarktik tarım peyzajı olan Kujataa'nın 2017 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmesine 57 binayı listeleyerek katkıda bulundu.
'Buzun Sırları'
Norveç’teki buzul arkeolojisi programı “Buzun Sırları,” Araştırma kategorisinde Grand Prix ödülünü kazandı. Program, 2006 yılında, yerel bir dağcının eriyen buz içinde 3.000 yıllık bir ayakkabı bulmasının ardından başlatıldı. Buzul arkeoloğu Espen Finstad’a göre bu ayakkabı, “Norveç’in en eski ayakkabısı” olarak kabul ediliyor.
6000 yıllık yay ve oklar, tarih öncesi kıyafetler, bin yıllık kayaklar… Ekip, o zamandan beri Norveç’in Innlandet bölgesinde buzda korunmuş 4.500’den fazla eseri gün yüzüne çıkardı.
Norveç Dağ Müzesi Müdürü Mai Bakken, “İnsanlar bu bölgeye ren geyikleri nedeniyle gelmeye başladı. Fransa’dan Norveç’e taşındılar, sonra yerleştiler ve tarımla, tabii ki avcılıkla geçinmeye başladılar” diye açıklıyor.
Buzul arkeoloğu Espen Finstad, kalın buz tabakaları incelmeye başladıkça zamana karşı çalıştıklarını belirtiyor: “Bu bir paradoks. Bu eşsiz eserleri bulmamızı sağlayan şey iklim değişikliği. Ancak onları toplamak için orada olmalıyız; aksi takdirde yok olacaklar, erimiş suda sürüklenecekler ya da taşınacaklar.”
Belçika'daki Antwerp Belediye Binası'nın restorasyonu, koruma ve uyarlanabilir yeniden kullanım kategorisinde Grand Prix'ye layık görüldü.
Sırbistan'ın "Kirpinin evi - Daha İyi Bir Dünya İcat Etmek" adlı projesi, vatandaş katılımı ve farkındalık yaratma kategorisinde Grand Prix'nin sahibi oldu.
Belgrad'daki Yugoslavya Müzesi, Branko Copic'in çocuk şiiri Kirpinin Evi'ni nesiller arası diyalog ve kapsayıcılığı vurgulamak için yeniden tasarladı.
Quaedvlieg-Mihailovic, Sırbistan'da ve ötesinde "bölünme" ve "kutuplaşmanın" yaşandığı bir dönemde "yuva duygusunu, aidiyet duygusunu ve topluluk duygusunu" teşvik ettiğini söyledi.
Maliyetleri azaltmak ve koruma sonuçlarını iyileştirmek için anıtların önleyici bakımını destekleyen Slovakya'dan ulusal bir girişim olan "Pro monumenta," eğitim, öğretim ve beceriler kategorisinde Grand Prix aldı.
Sneska Quaedvlieg-Mihailovic, son olarak, kamu tercihi ödülünün İspanya’nın başkenti Madrid’deki Puerta de Alcala’nın restorasyonuna verildiğini belirtiyor. Bu projenin, Avrupa mirasının korunmasında “toplulukların” ve “şehirlerin” önemini gösterdiğini vurguluyor.
Yesterday