Kültür seçkisi: Avrupa’da haftanın öne çıkan kültür etkinlikleri

2025’in sonuna yaklaşırken, geride bıraktığımız yılın en iyi film, müzik ve sergilerini hatırlamak için bundan daha iyi bir zaman olabilir mi?

Euronews Kültür ekibi, yılın öne çıkanlarını değerlendirerek her kategori için ilk 20’yi belirledi. Bu listeler, yalnızca tatil döneminde kaçırdıklarınızı yakalamanız için bir rehber değil; aynı zamanda insan yaratıcılığının ulaştığı olağanüstü çeşitliliğin bir kutlaması niteliğinde.

Bir sonraki yıla hazırlanırken, işte 2025’in en önemli kültürel anları — 2026’da çok daha fazlasına!

Sergiler

En iyi sanat sergileri 2025

2025’in sergilerinde her şey vardı: 200 yıllık prezervatifler, ikonik pastel pembe oteller ve çarmıha gerilmiş Donald Trump heykelleri.

Üretken yapay zekanın yol açtığı tartışmaların gölgesinde bile sanat dünyası için son derece canlı, eklektik ve yaratıcı bir yıl geride kaldı. Leigh Bowery’den David Hockney’e, Belle Époque posterlerinden Marie Antoinette’e uzanan geniş bir yelpazede düzenlenen büyük sergiler öne çıkarken, Kıbrıs ve Orta Asya’daki daha küçük ama etkileyici kurumların yükselişi, küresel sanat sahnesinde dikkat çekici bir coğrafi dönüşüme işaret etti.

Bonus not: Kesin tarih hâlâ tartışmalı olsa da, birçok sanat tarihçisine göre 2025, fotoğraf kabinlerinin icadının 100. yılıydı. Londra’daki Photographers’ Gallery, “Strike a Pose! Photobooth’un 100 Yılı” sergisiyle bu ikonik icadın yüzyıllık hikâyesini 22 Şubat’tan itibaren kutladı.

Filmler

'The Housemaid'

Ne zaman: 2 Ocak

Psikolojik gerilimlerinizi beklenmedik sürprizler, abartılı entrikalar ve keyifli bir doz saçmalıkla seviyorsanız, 'The Housemaid' tam size göre. Freida McFadden’ın 2022 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan film, Sydney Sweeney’nin canlandırdığı Millie Calloway’in hikâyesini anlatıyor. Genç kadın, zengin bir ailenin yanında yatılı dadı olarak işe başlar ancak kısa süre içinde evin duvarlarının ardında son derece rahatsız edici sırların gizlendiğini fark eder.

Amerikan banliyösüne kırık bir ayna tutan film, kontrol, manipülasyon ve toplumsal cinsiyet stereotiplerini hem aşırı hem de şaşırtıcı biçimde eğlenceli bir şekilde ele alıyor — izleyiciyi ciddiyet ile kara mizah arasında ustaca bir dengeye davet ediyor.

En İyi Filmler 2025

Netflix’in Warner Bros’u satın alması, dünya genelinde yenilikçi ve bağımsız sinemanın geleceğine dair endişeleri artırdı. Bu birleşme, kültürün giderek daha homojen hale geldiği, filmlerin algoritmaların yönlendirdiği bir hızda ruhsuzca üretildiği bir dönemin habercisi olarak görülüyor. Yine de, tüm bunların arasında hâlâ umut var.

“Günahkârlar”, “One Battle After Another” ve “It Was Just An Accident” gibi filmler, 2025’in özgün hikâyelere, cesur vizyonlara ve farklı seslere hâlâ alan açabildiğini kanıtladı. İzleyicilerin de giderek daha fazla, yalnızca nostaljiye ve formüle edilmiş yapımlara değil, derinlik ve yenilik arayan filmlere yöneldiği açık. İşte bu ruhu yansıtan 2025’in En İyi 20 Filmi listemiz.

Bonus not: 90’ların kült klasiği 'Anaconda,' Jack Black ve Paul Rudd’un başrollerinde yer aldığı eğlenceli bir yeniden çevrimle bu yıl sinemalara geri döndü. Şu anda vizyonda — ve kış depresyonuna karşı birebir.

TV dizileri

'Run Away'

Nerede? Netflix

Ne zaman: 1 Ocak

Harlan Coben'in 2019 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan 'Run Away,' uyuşturucu bağımlısı kızının (Ellie de Lange) tacizci partneriyle kaçmasının ardından bir babanın (James Nesbitt) kaosa sürüklenişini belgeliyor. Kızı arama sürecinde, aile sırlarını da ortaya çıkaran ve tüm ailenin hayatını riske atan karanlık bir yeraltı dünyası ortaya çıkar. Ruth Jones ve Minnie Driver'ın da rol aldığı bu cesur İngiliz gerilimi ideal bir yılbaşı filmi olabilir.

Bonus vurgu: Netflix'in Stranger Things dizisinin final bölümü ise 31 Aralık'ta.

Müzik

2025'in En İyi Müzikleri

Taylor Swift yine yılın müzik manşetlerini domine etse de, 2025 hem büyük hem de bağımsız sahnelerde birbirinden güçlü, özgün ve tanınmayı hak eden birçok albümün yılı oldu. Florence + The Machine’in teatral katharsisi “Everybody Scream”, Cate Le Bon’un “Michelangelo Dying”deki zarif içsel derinliği ve Rosalía’nın sınırları zorlayan fırtınası “LUX”, müzisyenlerin son birkaç yılın yaralarını müzik aracılığıyla sardığını gösterdi.

Yapay zeka ile üretilen müziklerin hızla yaygınlaştığı bir dönemde, bu tür çalışmaların insana özgü duygusal yoğunluğu yeniden hatırlatması daha da anlam kazandı.