...

Logo Pasino du Havre - Casino-Hôtel - Spa
in partnership with
Logo Nextory

ABD federal yargıcı, Trump'ın doğumla vatandaşlık hakkı kararını ülke çapında engelledi

• Aug 8, 2025, 6:00 AM
2 min de lecture
1

Maryland'de bir federal yargıç, ABD'de yasa dışı ya da geçici olarak yaşayan ebeveynlerden doğan çocukların doğumla vatandaşlık hakkının engellenmeyeceğine karar verdi.

Bu, Trump'ın doğumla vatandaşlık hakkı yasağına karşı haziran ayından bu yana verilen dördüncü mahkeme kararı oldu.

Haziran ayından bu yana, bir temyiz yargıç heyetinin yanı sıra iki bölge mahkemesi daha Trump'ın göreve geldiği ilk gün bir kararname ile yürürlüğe koyduğu doğumla vatandaşlık hakkı yasağını engelledi.

ABD Bölge Yargıcı Deborah Boardman'ın ihtiyati tedbir kararı, temyiz mahkemesinin davayı kendisine iade etmesi halinde böyle bir karar vereceğini söylemesinin ardından bekleniyordu. ABD 4. Bölge Temyiz Mahkemesi davayı temmuz ayı sonunda kendisine geri gönderdi.

Trump'ın 20 Ocak'ta imzaladığı kararname, ABD'de yasa dışı ya da geçici olarak yaşayan ebeveynlerden doğan çocukların vatandaşlığını reddediyordu.

Boardman, kararnamenin ülke çapında uygulanmasını engelleyen ihtiyati tedbir kararı aldı, ancak Yüksek Mahkeme'nin aldığı bir karar Trump yönetimine, pek çok kişinin ABD Anayasası'nın ihlali olarak eleştirdiği bu politikayı sürdürme umudu verdi.

Anayasa'nın 14. Maddesi ABD'de doğan ya da vatandaşlığa kabul edilen herkesin ABD vatandaşı olduğunu öngörüyor.

ABD'nin en üst mahkemesi, Boardman'ın kararını ve Trump'ın emrini ülke çapında engelleyen diğer mahkeme kararlarını bozarak, federal yargıçların ve mahkemelerin ülke çapında tedbir kararı verme yetkisinin olmadığını söyledi.

Ancak yargıçlar, toplu davalar ve eyaletler tarafından açılan davalar da dahil olmak üzere ülke çapında etkileri olabilecek diğer mahkeme kararlarını göz ardı etmedi.

Boardman'ın perşembe günkü kararı, 19 Şubat'tan sonra ABD'de doğan veya doğacak olan çocukları kapsıyor.

Boardman, kendisine açılan davadaki davacıların, ABD başkanının emrinin anayasal bir ihlal olduğu yönündeki iddialarını kazanmalarının "son derece muhtemel" olduğunu ve ayrıca emrin yürürlüğe girmesi halinde "telafisi mümkün olmayan zarara" uğramalarının da muhtemel olduğunu savundu.