Şamil Tayyar'dan seçim hukuku uyarısı: 2017 referandumunun mühürsüz oy kararı kaldırılırsa ne olur?

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) iki sene önceki İstanbul kongresi, mahkeme kararıyla iptal edildi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve mevcut yönetimin görevden alınmasına karar verildi.
196 delegenin tedbiren görevden uzaklaştırılmalarına karar verilirken mevcutta yürüyen kongre sürecinin de durulmasına karar verdi.
İstanbul İl Başkanlığı'na geçici olarak Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz, Erkan Narsap oluşan heyet görevlendirildi.
İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin eski milletvekili Şamil Tayyar, Özgür Çelik ve yönetiminin görevden alınmasına ilişkin X hesabından yaptığı açıklamada, seçim hukukunu sulh hukuk mahkemelerinin belirlemesi halinde geçmişteki tüm seçimlerin meşruiyetinin sorgulanabileceğini vurguladı.
2011 ve 2018 yılları arasında AK Parti Gaziantep Milletvekili olarak görev yapan Tayyar, 2017 yılında yapılan anayasa değişikliği referandumunu Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) "mühürsüz oy" kararını hatırlatarak, "Misal, 2017 referandumundaki sandıklar açılmadan mühürsüz oyların geçerli sayılmasına ilişkin seçim kurulu kararı, yarın bir sulh hukuk mahkemesince kaldırılırsa, ne olur?" diye sordu.
'Cumhur İttifakı’na faydası yok'
Tayyar, tartışmaların siyasi açıdan iktidar blokuna da kazanç sağlamayacağını dile getirdi.
CHP’nin meşru zeminde mücadelesini sürdürmesi gerektiğini ifade eden Tayyar, "İktidar burada hukuki boşluk varsa tartışmaları sona erdirecek adımlara katkı sunmalıdır," ifadelerini dile getirdi.
Şamil Tayyar, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve il yönetiminin görevden alınmasının CHP'nin 38. Olağan Kurultay'ına ilişkin devam eden dava üzerinde doğrudan etkisi olabileceğini belirtti.
Sürecin bu şekilde devam etmesi halinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in liderliğinin de sona erebileceğini iddia etti.
CHP'nin 38. Olağan Kurultay davası
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 4-5 Kasım 2023 tarihlerindeki Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 38. Olağan Kurultayı'na ilişkin başlatılan soruşturmaya dair iddianame Haziran ayında hazırlandı.
Euronews tarafından ulaşılan iddianamede Kasım 2023'te yapılan kurultaya divan başkanlığı yapan ve İBB İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik "yolsuzluk" soruşturmaları kapsamında tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte toplamda "şüpheli" sıfatıyla yer alan 12 kişi için üç yıla kadar hapis cezası ile "siyasi yasak" talep edildi.
İddianamede CHP'nin eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş "müşteki (şikayetçi)" ve tanık sıfatlarıyla belirtilirken, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "mağdur" sıfatıyla yer aldı.
812 delegenin oyunu alarak genel başkanlığa seçilen CHP lideri Özgür Özel'e karşı dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 536 oy ile seçimi kaybetmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Şubat 2025'te CHP delegelerine "oy karşılığında para, telefon ve ev verildiği" iddialarıyla kurultay hakkında soruşturma başlatmıştı.
Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 30 Haziran'da görülen dava duruşmasında mahkeme, ceza yargılaması ve görevsizlik kararına itiraz süreçlerinin beklenmesini kararlaştırarak davayı 8 Eylül'e ertelemişti.
Ardından CHP'nin başvurusuyla gelecek duruşmasının tarihinin 15 Eylül'e ertelendiği bildirildi.
İlk duruşma öncesi iktidardaki AK Parti'nin YSK temsilcisi Recep Özel 'mutlak butlan' kararına karşı çıkmıştı.
Özel, "YSK'nın kararını mahkeme bozamaz. Eğer mahkeme bu kararı bozarsa bütün sistem allak bullak olur," ifadelerini dile getirmişti.
Mutlak butlan, bir hukuki işlemin, baştan itibaren kanuna aykırı olması nedeniyle geçersiz sayılması anlamına geliyor. Mutlak butlan sonucunda bu tür işlemler, hukuk sisteminde hiç yapılmamış sayılıyor.
Özgür Çelik ve Cemil Tugay da 'şüpheli'
"Kurultay davasına" ilişkin hazırlanan iddianamede İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve tutuklu Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat hakkında Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. maddesindeki "oylamaya hile karıştırma" suçlamasıyla hapis cezası ve ceza süresince siyasi yasak talep edildi.
İmamoğlu, Çelik, Tugay ve Akpolat dışında,
- Bursa Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın
- CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş
- CHP Sancaktepe İlçe Başkanı Özgen Nama
- CHP Bitlis İl Başkanı Metin Güzelkaya
- CHP Parti Meclisi Üyesi Baki Aydöner
- CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Serhat Can Eş
- Eski CHP Mardin İl Başkanı Mehmet Kılınçaslan
- Ve eski CHP Parti Meclisi Üyesi Hüseyin Yaşar hakkında da hapis cezası ve siyasi talep edildi.
Rıza Akpolat, "suç örgütüne üye olma", "ihaleye fesat karıştırma" ve "haksız mal edinmek" iddialarıyla Ocak ayında tutuklanmış, ardından İçişleri Bakanlığı'nın kararıyla görevden uzaklaştırılmıştı.
Lütfü Savaş ve bazı CHP'li delegeler 'tanık'
Eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı CHP'li delegeler Şubat ayında, CHP'nin 6 Nisan 2025'te yaptığı olağanüstü kurultay kararının durdurulması ve iptali için mahkemeye başvurmuştu.
İddianamede, Lütfü Savaş'ın şikayet dilekçesinin savcılığın soruşturma dosyası ile birleştirildiği belirtildi.
İlk olarak şikayetçi sıfatıyla ifade veren Savaş, 25 Şubat'taki şikayet dilekçesinde, "Ben parti üzerindeki 'şaibeli kurultay' iddiasının dilekçemde belirttiğim ayrıntıları dikkate alınarak araştırılmasını, incelenmesini ve hukuki gerçeğin aydınlatılmasını istiyorum," dedi.
İmamoğlu'nu hedef alan Savaş, "Kurultay üzerinde şaibe iddialarının oluşmasına sebebiyet veren ve Kurultay Divan Başkanlığı görevini yürüten İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve onun çevresinde onunla birlikte hareket edip usulsüzlüklere iştirak eden tespit edilecek diğer kişilerden bu eylemleri nedeniyle ayrı ayrı davacı ve şikayetçiyim," diyerek ifade verdi.
Aynı gün (25 Şubat) tanık sıfatıyla da ifade veren Savaş, "Benim bu süreçte gördüğüm kadarıyla İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ve çevresindeki kendisini destekleyen kişilerin Kemal Kılıçdaroğlu'na oy veren delegelere baskı uyguladığı, geçersiz oyların iptali için hukuka aykırı bir şekilde hareket edildiği, bazı oyların usulsüz bir biçimde işaretlenerek geçersiz bir hale getirildiğidir. Bu eylemler hem TCK'ya göre resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturur, hem de Seçim Mevzuatı ve Siyasi Partiler Kanunu ve ilgili mevzuata aykırılık oluşturduğunu düşünüyorum," dedi.
Today