Almanya yapay zekaya milyarlarca euro yatırım yapıyor: Peki kim kâr ediyor?

Almanya bu yıl yapay zekâya 1,6 milyar euro (78,1 milyar TL) ayırıyor. Bu miktar, neredeyse hiçbir başka teknolojiye ayrılmayan kadar yüksek. Federal Araştırma, Teknoloji ve Uzay Bakanlığı bu miktarı yapay zekâ eylem planında belirledi. Yıllık bütçe 2017'den bu yana yirmi kattan fazla arttı.
Dijital dernek Bitkom tarafından yapılan bir ankete göre, Alman şirketleri de yapay zekâ uygulamalarına yatırım yapmaya istekli. Bitkom raporuna göre, şirketlerin yaklaşık yüzde 60'ı en azından 2024'tekiyle aynı miktarda para harcamak isterken, şirketlerin dörtte birinden biraz daha azı dijital araçlara daha fazla yatırım yapmak istiyor.
Ancak Weizenbaum Enstitüsü’nden dijitalleşme ve sürdürülebilirlik araştırmacısı Rainer Rehak, “Yapay zekâ için şu anda bir iş modeli yok,” uyarısını yaptı.
Google, Microsoft veya OpenAI gibi büyük teknoloji şirketleri için de, daha küçük ölçeklerde de yapay zekâ hâlâ bir yatırım oyunu olarak kalıyor.
Dijitalleşme araştırmacıları: Yatırımın geri dönüşü yok
Araştırmacı Rehak, “Tamamen yatırım parasıyla dönüyor, milyarlar harcıyorlar ve yapay zekâyı her fırsatta pazara itmeye çalışıyorlar çünkü bir noktada bu yatırımların geri döneceğini umuyorlar,” dedi ve “Ama şu anda böyle bir şey hiçbir yerde yok,” diye uyardı.
Rehak, şirketlerin ancak yapay zekâ uygulamaları üzerinden kâr ve finansal fayda üretmeye başladığında gerçek bir ‘kullanım alanından’ söz edilebileceğini ekledi.
Araştırmacı, “Bu gerçekleşmezse, tüm bu yatırımlar eninde sonunda çökecek,” öngörüsünde bulundu.
Rehak’a göre şirketler şu anda bir yol ayrımında.
Rehak, “Piyasa analizleri artık şu soruyu soruyor: Yapay zekâ balonu patlıyor mu?” dedi.
Uzmanlar ve analistler, yapay zekâya yapılan yatırımların çok hızlı ilerlediği konusunda giderek daha fazla endişe taşıyor.
The Verge dergisindeki bir habere göre, ChatGPT’nin arkasındaki yazılım şirketi OpenAI’nin CEO’su Altman bile yapay zekâ sektöründe yapılan devasa harcamalara şüpheyle yaklaşıyor. Altman, yapay zekâ pazarının giderek bir balona dönüştüğünü söyledi.
Soru şu: Yapay zekâ balonu patlamak üzere mi?
Almanya'nın yapay zekâ yatırımları
Yeni Alman hükümeti, koalisyon anlaşmasında “Almanya’nın bir veri merkezi merkezi ve Avrupa için bir cazibe noktası olarak konumunu güçlendirmeyi” hedef olarak belirledi.
Bitkom Başkanı Dr. Ralf Wintergerst, “Almanya bir zamanlar yapay zekâ araştırmalarında öncüydü ve ulusal bir yapay zekâ stratejisi yayımlayan ilk ülkeler arasındaydı. Ama şimdi özellikle üretken yapay zekâ alanında ABD’nin gerisinde kalıyoruz,” dedi.
Üretken yapay zekâ, yalnızca verileri derleyip analiz etmekle kalmıyor, aynı zamanda yeni içerikler de üretebiliyor. Ancak bunun için güçlü kaynaklar gerekiyor.
ChatGPT’ye yöneltilen istekler ve diğer büyük ölçekli hesaplama işlemleri yüksek performanslı veri merkezlerinde yürütülüyor. Fakat eco İnternet Endüstrisi Derneği’nin yaptığı bir araştırmaya göre, Almanya’nın bu tür veri merkezlerinden yeterince bulunmuyor.
Almanya'nın ne kadar bilgi işlem gücü var?
Almanya merkezli İnternet Endüstrisi Birliği'nin (ECO) araştırmasına göre Almanya’nın bilgi işlem kapasitesi 2030’a kadar 3,7 gigavata çıkarılabilir. Bu da beş yıl içinde yüzde 50’lik bir artış anlamına geliyor.
Ancak sanayiden gelen talebin üç ila beş kat daha yüksek olması bekleniyor. İhtiyaç 12 gigavata kadar çıkabilir; bu da en az on nükleer reaktörün üretimine denk geliyor.
ABD ise Almanya’nın mevcut bilgi işlem kapasitesinin yirmi katına zaten sahip. Üstelik projeksiyonlar, 2030’a kadar ABD’deki büyümenin çok daha hızlı olacağını gösteriyor.
Danışmanlık firması Deloitte, mevcut büyüme hızında 2030’a gelindiğinde yaklaşık yüzde 50’lik bir kapasite açığı olacağı uyarısında bulundu; bu da talebin karşılanabilmesi için “devasa ek yatırımlar” yapılması gerektiği anlamına geliyor.
Peki Almanya daha da fazla parayı yapay zekâya mı akıtmalı ve sadece kârların gelmesini mi beklemeli?
'Yapay zekâyı ağ tabanlı bir ekosistem olarak anlamak'
Osnabrück Üniversitesi’nden Prof. Oliver Thomas, aynı zamanda danışmanlık şirketi Strategion GmbH’nin kurucusu, “Almanya ve Avrupa bugün 1990’ların ve 2000’lerin bilişim devrimciliğinin bedelini ödüyor,” dedi.
Kendi şirketleri ise şimdiden yapay zekâya yatırım yapıyor.
Büyük yapay zekâ modellerinin sağlayıcıları hâlâ bunları gelir getiren hale getirmekte zorlanırken, bazı işletmeler yapay zekâdan şimdiden değer yaratabiliyor.
Thomas’a göre yine de Avrupa, Microsoft ve Amazon gibi Amerikan teknoloji devlerinin ölçeğine ulaşamayacak; çünkü bu şirketler yapay zekânın potansiyelini yirmi yıl önce görüp erken yatırım yaptı.
Kendi şirketinin yaklaşımını uyarlamış olan Thomas, “Daha hızlı olmalıyız. Yani araştırma-geliştirme, uygulama ve ticarileştirme aşamaları ardışık değil, paralel olarak yürümeli,” değerlendirmesini yaptı.
Thomas sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerçekliğe sıçramanın nasıl olacağını mümkün olduğunca erken değerlendirmemiz gerekiyor. Mecazi anlamda yapay zekâ artık gitmesi gereken yere gitmeli, yani Almanya’da değer yaratımının gerçekleştiği yere: KOBİ’lerin ve gizli şampiyonların yanına.”
“Gizli şampiyonlar” olarak adlandırılan bu şirketler, sektörde pazar lideri konumunda olmalarına rağmen kamuoyunda görece az bilinen büyük işletmeler.
Thomas aynı zamanda siyasetçilere de çağrıda bulundu.
Ona göre Alman hükümetinin yapay zekâ eylem planı esasen doğru, ancak “araştırmacılar, üniversiteler ve kurumlar bilgi transferinin işlemesini sağlama konusunda daha fazla sorumluluk üstlenmeli.”
Kârın ancak, federal yapay zekâ fonlarının bugüne kadarki odağı olan araştırma “artık sadece teorik olmaktan çıkıp doğrudan uygulamaya geçirildiğinde” mümkün olacağını savunuyor.
Almanya yapımı teknik uzmanlık?
Thomas, Almanya’daki durumu değerlendirirken, “Yapay zekâ derin bir uykudaydı,” dedi.
Yapay zekânın faydalarını geniş kitleler ancak ChatGPT gibi uygulamalar sayesinde fark etti. Bu farkındalık hem bireysel hem de ticari alanda ilgiyi artırdı.
Thomas’a göre Almanya şimdi kaybedilen potansiyeli telafi etmeye hazır olmalı.
Thomas, “Bilgisayar teknolojisini, ilk yapay zekâ süreçlerini, MP3 standardını, sanal gerçekliği, artırılmış gerçekliği düşünün. Bunların hepsi aslında kapsamlı biçimde araştırdığımız konular ama ticarileştirme yurt dışında yapıldı. İşte bu yüzden pek çok yapay zekâ modeli Almanya’dan çıkmıyor,” dedi.
Thomas’ın çözümü ise, “Made in Germany (Almanya üretimi)” teknolojisine aşırı odaklanmak yerine, yurt dışından gelen yapay zekâ uygulamalarını kullanmaya yönelmek.
Ancak aynı zamanda dijital egemenliğin kaybedilmemesi gerektiği konusunda uyarıda bulunan Thomas, “Eylem planı gibi karşı hamle programları oluşturmak siyasetçilerin görevi” sözleriyle bu konuda siyasetçilere sorumluluk düştüğünü vurguluyor.
İşyerinde yapay zekâlı iş arkadaşları ve sanal asistanlar
Profesör Oliver Thomas, geleceğe bakıldığında yeni tür dijital şirketlerin ortaya çıkacağını öngörüyor.
Ona göre küçük ekipler bile yapay zekâ “meslektaşları” ve kalıcı yapay zekâ asistanlarının yardımıyla milyonlarca euro gelir elde edebilecek.
Örneğin, yapay zekâ tarafından yönetilen bir arşiv saniyeler içinde doğru belgeyi bulup çıkarabilir. Dijital asistanlar e-postaları önceden tasnif edebilir, iş akışlarını organize edebilir ve vergi danışmanlığı ya da denetim gibi alanlarda gerekli adımları belgeler.
Yapay zekâ çalışanları öyle bir noktaya gelebilir ki iş gücüne tamamen entegre edilip resmi kadro yapısının bir parçası olarak görünebilirler.
Today