10 Ekim Ankara Garı saldırısı: Katliamın 10. yıl dönümünde adalet arayışı sürüyor

Türkiye tarihinin en kanlı katliamlarından biri olan 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın üzerinden 10 yıl geçti. Aradan geçen on yıla rağmen, katliamın yarattığı acı, öfke ve adalet arayışı hâlâ sürüyor.
Bu yıl da binlerce kişi, saldırıda yaşamını yitiren 104 yurttaşı anmak için Ankara Garı önünde bir araya geldi. Ancak anma etkinliği, her yıl olduğu gibi bu yıl da yoğun polis ablukası altında gerçekleştirildi.
Sabah saatlerinden itibaren Gar çevresi bariyerlerle çevrildi, alana girişler arama noktalarıyla sınırlandırıldı.
Katliamda yakınlarını kaybeden aileler, sivil toplum örgütleri ve sendikalarla birlikte “10 Ekim’i unutma, unutturma” pankartları taşıyarak yürüyüş yapmak istedi.
Polis, yürüyüşe izin vermeyince kısa süreli arbede yaşandı. Gaz ve kalkanlarla müdahale edildi.
'Barış mitingi' kana bulanmıştı
10 Ekim 2015 sabahı, Türkiye tarihine kara bir gün olarak geçti.
Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi için toplanan on binlerce kişi, Ankara Tren Garı önünde buluşmuştu. Amaç, çatışmaların son bulması ve barış sürecinin yeniden başlaması çağrısı yapmaktı.
Saat 10.04’te, kalabalığın ortasında İŞİD (Irak Şam İslam Devleti) bağlantılı iki canlı bomba art arda kendini patlattı. Meydanda büyük bir patlama sesi, ardından çığlıklar yükseldi. 103 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 500 kişi yaralandı. Patlamanın şiddetiyle bedenler parçalandı, miting alanı bir anda ölülerin ve yaralıların toplandığı bir sessizliğe büründü.
İhmaller zinciri: 'Önlenebilirdi'
Katliamdan sonra yürütülen soruşturmalar, saldırının önlenebileceğine dair ciddi iddiaları gün yüzüne çıkardı. Canlı bombalardan Yunus Emre Alagöz’ün, daha önce Suruç saldırısında rol alan isimlerle bağlantılı olduğu, güvenlik birimlerince bilindiği ortaya çıktı.
İçişleri Bakanlığı ve Emniyet teşkilatı, olaydan haftalar önce alınan İŞİD istihbarat raporlarını değerlendirmemekle eleştirildi.
Raporda, 'büyükşehirlerde kalabalık toplantılara yönelik canlı bomba eylemi hazırlığı' olduğu belirtilmişti.
Ancak bu uyarılara rağmen miting için hiçbir güvenlik önlemi alınmamış, bomba araması yapılmamıştı.
Katliamın ardından kurban yakınları ve insan hakları örgütleri, defalarca devletin ihmali ve siyasi sorumluların yargılanmaması nedeniyle adalet arayışını sürdürdü.
Dava sonucunda bazı IŞİD’li sanıklar ağır cezalara çarptırılsa da, emniyet ve istihbarat yetkilileri hakkında soruşturma açılmadı. Asıl planlayıcıların ise seneler önce Suriye'ye geçtiği biliniyor.
Yani ihmaller zinciri, istihbarat zaafı ve siyasi sorumluluk hâlâ tartışma konusu.
Bugün, Ankara Garı önünde karanfiller yeniden meydana bırakılırken, geride kalanlar aynı sözü bir kez daha dile getirdi: “10 Ekim’i unutmadık, unutturmayacağız.”
Aileler ise aradan geçen yıllara rağmen hala o acı sabahı yaşıyor.
Yesterday