Tahran'ın İsrail'e yönelik füze saldırısının arkasında hangi hesaplar yatıyor?
Tahran, İsrail'i hedef alan büyük bir füze saldırısı başlatarak bölgedeki çatışmaya şok bir kararla dahil olurken, ilk göstergeler bu saldırının Nisan ayındakinden çok daha cesur olduğunu gösteriyor.
İsrail üzerinde uçan yüzlerce İran füzesinin görüntüsü ve İsrail'in büyük şehirlerinde sürekli çalan siren sesleri bu saldırıyı önceki misillemelerden çok daha ciddi hale getirdi.
Tahran, saldırının topraklarına ve vatandaşlarına yönelik tekrarlanan saldırılara yanıt olarak bir "meşru müdafaa" eylemi olduğunu savunuyor.
Yaklaşık iki ay süren "sıkı itidalin" ardından Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ve İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) Lübnan'daki üst düzey askeri danışmanı Abbass Nilforoushan'ın ölümlerine misilleme yapmak için bu kararın alındığını iddia ediyor.
DMO açıklamasında Gazze'deki çocukların ve Lübnan halkının kanının intikamını almaktan da bahsetti.
İran neden şimdi saldırdı?
Bu konu son günlerde büyük tartışma yarattı ve İran'ın bölgedeki kilit müttefikini terk ettiğine dair spekülasyonlara yol açtı.
Aslında yeni cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından İsrail'e misilleme yapmadığı için eleştirilere maruz kalmıştı. (İsrail sorumluluğu üstlenmemiş olsa da Haniye'nin ölümünün arkasında İsrail'in olduğuna inanılıyor.)
Sertlik yanlıları bu eylemsizliğin Netanyahu'yu cesaretlendirdiğini savunuyor ve Nasrallah ile Nilforoushan'ın geçen cuma günü Beyrut'ta öldürülmesine atıfta bulunuyor.
Hatta bazı eleştirmenler Netanyahu'nun artık İran içinde, potansiyel olarak İranlı liderleri hedef alan başka suikastlar gerçekleştirecek kadar kendine güvenebileceğini öngörüyor.
Dolayısıyla Tahran, kamuoyunun bir bölümünü yatıştırmak ve komşu ülkelerdeki "Direniş Ekseni"ni yeniden canlandırmak için İsrail'e karşılık vermekten başka seçeneği olmadığını düşündü.
Buna rağmen İsrail'in Lübnan'daki askeri operasyonları devam etti ve İsrail ordusu hedeflerine ulaşana kadar devam edeceklerini açıkladı.
Hangi füzeler kullanıldı ve sivil uçuşlara ne olacak?
İran attığı balistik füzelerin yüzde 90'ının hedefini vurduğunu iddia ederken, İsrailli yetkililer füzelerin çoğunun İsrail hava savunma sistemleri tarafından engellendiğini belirtiyor, ancak bazı askeri üslerin vurulmuş olabileceğini de inkar etmiyorlar.
Devrim Muhafızları yeni Fettah-2 hipersonik füzelerinin en az üç askeri üssü vurmak için ilk kez kullandığını iddia ediyor.
Bu arada İran Sivil Havacılık Örgütü ülkedeki tüm uçuşların perşembe günü yerel saatle sabah 5'e kadar askıya alınacağını duyurdu.
Sefer iptalleri, Tahran'ın İsrail'in hızlı bir misilleme yapmasından duyduğu endişeyi yansıtıyor olabilir. Duyuru, İran'ın İsrail'e en az 180 füze fırlatmasının ve füze saldırısı sırasında Ben Gurion Havalimanı'nın kısa süreliğine kapatılmasının ardından geldi.
İran'ın saldırının başlangıcında hava sahasını tamamen kapatıp kapatmadığı henüz belli değil. Uçaktaki yolcuların pencerelerinden füzeleri izlediklerini gösteren videolar şüpheleri arttırdı ve yaklaşık dört yıl önce DMO tarafından düşürülen Ukrayna uçağının anılarını canlandırdı. Devrim Muhafızları o olayda sivilleri canlı kalkan olarak kullanmakla suçlanmıştı.
Sırada ne var?
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ilk açıklamalarında İran'ın bu saldırıyla büyük bir hata yaptığını ve sonuçlarına katlanacağını açıkça ifade etti. Netanyahu, "Kural şu: Kim bize saldırırsa biz de ona saldırırız," dedi.
İran'ın petrol tesisleri potansiyel bir hedef olmaya devam ediyor ve bazı spekülasyonlar İsrail'in hedefli suikastlara başvurabileceği ya da İran'ın hava savunma sistemlerini vurabileceği yönünde. İsrail'in Nisan ayında İran'daki bir S-300 hava savunma bataryasını hedef alan karşı saldırısı, bu doğrudan saldırı turunun sonu oldu.
Ancak salı günkü füze saldırısına katılan komutanları öldürmeyi amaçlayan bir saldırı olasılığı daha yüksek görünüyor. Bir başka seçenek de İran'ın petrol üretimiyle ilgili rafinerileri olabilir, zira İran bu sektörde çok kırılgan.
Tipik olarak İran'da huzursuzluktan savaş korkusuna kadar herhangi bir krizin ortaya çıkması, benzin istasyonlarında oluşan uzun kuyruklarla kendini gösterir ki bu durum son 24 saatte açıkça görüldü.
Öte yandan, İranlı diplomatlar ve askeri komutanlar operasyonlarının sona erdiğini öne sürerek İsrail karşılık vermediği sürece İran'ın başka bir eylemde bulunmayacağını ima ettiler. Ancak İran, İsrail'in herhangi bir misillemesine daha da güçlü bir karşılık verileceği uyarısında bulundu.
Tahran'ın füze kabiliyetlerinin ötesinde stratejik seçenekleri, özellikle de ABD'nin İsrail'e tam desteğini ifade etmiş olması nedeniyle belirsiz. Çoğu İran'ın eylemlerini kınayan Batılı ülkelerden gelen tepkiler, Washington'un müttefiklerinin de İsrail'in arkasında sağlam bir şekilde durduğunu gösteriyor.
Özellikle İran'ın stratejik müttefikleri Rusya ve Çin'in belirsizliğini koruduğu ve ulusal çıkarlarına göre tutumlarını sık sık yeniden hesapladıkları düşünüldüğünde, bu durum dengeyi açıkça İsrail'in lehine değiştiriyor.
Bazı eleştirmenler, İran'ın füze saldırısını özenli ve pahalı bir gösteri olarak tanımladılar.
Yaklaşık 200 balistik füze atılmasına rağmen hiçbir İsrailli ölmedi ve sadece bir Filistinlinin hayatını kaybettiği bildirildi. Saldırıların trafiğin yoğun olduğu saatlere denk getirilmesinin ve coğrafi olarak yayılmasının kamuoyunu etkilemeye yönelik bir stratejinin parçası olup olmadığı belirsizliğini koruyor.
Ne olursa olsun, savaş ve çatışmaların gerçek kurbanları her zaman sivillerdir. Doğrudan ya da dolaylı olarak şiddete maruz kalırlar ya da ekonomik zorluklar ve psikolojik travma da dahil olmak üzere sonuçlara katlanırlar.
Today