DEM Parti İçişleri Bakanlığı'nın önünde: Bir taraftan barış diyorlar, bir taraftan kayyum atıyorlar
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekilleri Gülistan Koçyiğit ve Sezai Temelli ile DEM Partili milletvekilleri Perşembe günü İçişleri Bakanlığı önünde bir araya gelerek, kayyum kararlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
İçişleri Bakanlığı'nın kayyum politikalarının bir aracı haline getirildiğini belirten Koçyiğit, "Bir taraftan barış diyorlar, bir taraftan kayyım atıyorlar. Barışın yolu kayyımdan geçmez, darbelerden asla geçmez. Bugün barış ortamını zehirleyen bir kayyım rejimi vardır," diye konuştu.
1 Ekim 2024'de TBMM açılışında DEM Parti sıralarıyla tokalaşan iktidar ortağı Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tokalaşmanın sorulması üzerine "Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım," yanıtını vermişti.
'Demokratik cumhuriyeti de barışı da AK Parti'ye rağmen inşa ederiz'
Hükümetin, halkın iradesini sürekli baskı altında tutarak demokrasiyi tehdit ettiğini savunan Koçyiğit sözlerine şöyle devam etti: "Bütün demokratik muhalefet, mücadelenin paydaşları, bizler yana yana gelip omuz omuza mücadele edersek, Esenyurt'tan Hakkari’ye kardeşlik ve demokrasi köprüleri kurarsak işte o zaman bu iktidarı yeneriz, bu faşizmi yeneriz. Bu ülkede demokratik cumhuriyeti de barışı da AKP’ye rağmen inşa ederiz."
"Hiç kimse halkımızın iradesini yok sayan bu ceberut rejime, bu faşist akla diz çökeceğimizi, teslim olacağımızı sanmasın."
Koçyiğit, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) hükümetinin özellikle 2015'ten sonra sistematik olarak halkın iradesini yok saydığını ve bunu olağanüstü hâl (OHAL) döneminde çıkarılan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile pekiştirdiğini belirtti.
31 Mart 2019 Yerel Seçimleri'nde büyük şehirlerde iktidarın kaybetmesinin ardından halkın sesine kulak verilmediğini ve bazı yerel yönetimlerin seçilmiş başkanlar yerine kayyumlarla yönetildiğini ifade etti.
Koçyiğit, "2019 seçimlerinden sonra 'mesajı aldık' diyen AKP’nin demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü kabul edeceğini düşündük. Ancak kısa bir süre içinde kayyum atamaları tekrar devreye girdi. Bu sürecin başlangıcı Hakkari'den Esenyurt'a kadar yayıldı. Bu durum, halkın seçme ve seçilme hakkını hiçe sayan, demokrasiyi zedeleyen bir sistemin devamı olarak karşımıza çıkıyor," diye konuştu.
'Bu süreç Türkiye halklarına yapılıyor'
Koçyiğit, kayyum uygulamalarının yalnızca Kürt coğrafyasını hedef almadığını, aksine bu hukuksuzluğun tüm Türkiye’ye yayıldığını belirtti.
"2016 yılında kayyum atandığında, bu uygulamaların Türkiye’nin farklı yerlerine de sıçrayacağı konusunda uyarıda bulunduk. Bugün Esenyurt’ta CHP’li belediyeye kayyum atanması, bu sözlerimizin doğruluğunu gösteriyor," diyerek kayyum politikalarının yalnızca belirli bölgelere değil, Türkiye demokrasisine yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı.
Bu hukuksuz sürecin "demokratik bir cumhuriyetin temellerini zayıflattığını" ifade eden Koçyiğit, demokrasi güçlerine ve tüm halklara bir çağrıda bulunarak "Yan yana gelmemiz ve demokrasiyi savunmamız gerekiyor. Kayyumlar, halkın iradesini gasp eden, kadın özgürlük mücadelesini hiçe sayan ve Türkiye’de demokrasiyi yok eden bir rejimin sembolü haline gelmiştir," dedi.
Toplumsal dayanışmanın da önemine vurgu yapan Koçyiğit, "Esenyurt’tan Hakkari’ye kadar kardeşlik ve demokrasi köprüleri kurulması gerektiğini" belirtti.
Barışın ancak kayyum politikasına karşı durularak sağlanabileceğine dikkat çeken Koçyiğit, Türkiye halklarının eşit, özgür ve demokratik bir ülkede yaşaması için omuz omuza mücadele edilmesi çağrısında bulundu.
"Bu iktidarı ancak böyle yeneriz ve demokratik bir cumhuriyet inşa edebiliriz," dedi.
Sezai Temelli: 'Atanmışlar ve seçilmişlerin karşı karşıya geldiği bir noktadayız'
DEM Parti'nin bir diğer Grup Başkanvekili Sezai Temelli de İçişleri Bakanlığı önünde yaptığı konuşmada, kayyum atamalarının Türkiye’nin demokrasi ve barış umutlarını yok ettiğini ifade etti.
Temelli, “Bugün atanmışlar ve seçilmişlerin karşı karşıya geldiği bir noktada duruyoruz. Atanmış bir İçişleri Bakanı, halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarına karşı hareket ediyor. Bu sistem, antidemokratik uygulamaları meşrulaştırmak için halkın seçilmişlerini hedef alıyor,” diye konuştu.
Temelli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bir kayyum sistemi haline geldiğini ve kayyum uygulamalarının yolsuzlukları örttüğünü belirterek, "2016’dan beri uygulanan kayyumların yolsuzluk ve gasp eylemleri ortadadır. Buna rağmen, hükümet bu suçlarla ilgili soruşturma başlatmak yerine, kayyum atamaları ile sistemi sürdürüyor," ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
DEM Parti yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Şanlıurfa'nın Halfeti belediye başkanlarının 4 Kasım Pazartesi günü görevden uzaklaştırılmasına karar verilmişti.
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan ve Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük görevden alınmıştı.
Kayyum kararına gerekçe olarak, üç belediye başkanının "silahlı terör örgütüne üye olma" suçunda aldığı cezalar ve süren davalar gösteriliyor.
Mardin Valisi Tuncay Akkoyun Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne, Batman Valisi Ekrem Canalp Batman Belediyesi'ne, Halfeti Kaymakamı Hakan Başoğlu Halfeti Belediyesi'ne kayyum olarak atandı.
DEM Partili belediyeleri yapılan kayyum atamalarından hemen önce de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanmıştı.
Mart 2024'teki yerel seçimlerde CHP'den Esenyurt Belediye Başkanı olarak seçilen Ahmet Özer, 30 Ekim Çarşamba günü sabah saatlerinde evinde gözaltına alınmıştı.
Özer, Çarşamba gece saatlerinde çıkarıldığı mahkemece "PKK/KCK terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Özer’in tutuklanmasının ardından yerine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy kayyum olarak atandı.
Today