Güllü'nün oğlu: Ablam çok yalan söyleyen biri, 10 lafından biri yalandır
Arabesk ve fantezi müziğin tanınan isimlerinden Güllü olarak bilinen Gül Tut’un 26 Eylül'de Yalova’daki evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetmesi sonrasında oğlu Tuğberk Yağız Gülter, annesinin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada savcılığa verdiği ifadesinde, tutuklanan ablası Tuğyan Ülkem Gülter hakkında "Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından biri yalandır," sözlerini dile getirdi.
Olayla ilgili Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, daha önce çelişkili ifadeler verdiği tespit edilen kızı Tuğyan Ülkem Gülter “kasten öldürme” suçlamasıyla tutuklanırken, olay sırasında evde bulunan arkadaşı Sultan Nur Ulu hakkında ev hapsi kararı verilmişti.
Soruşturma sürerken, şarkıcının oğlu Tuğberk Yağız Gülter de şikayetçi sıfatıyla Yalova Adliyesi’ne çağrıldı.
Avukatı Aycan Sevsay ile birlikte adliyeye gelen Gülter, savcılığa yaklaşık beş saat ifade verdi. İfadesinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlamayan Gülter, “Gerekli açıklamalarımı yaptım. Bildiklerimi anlattım. Bundan sonraki açıklamaları avukatlar yapacaktır,” dedi.
‘Kervan için annemi öldürebilir’
Gülter, ablası Tuğyan Ülkem Gülter’in özel ilişkileri söz konusu olduğunda çevresindeki herkesi karşısına alabildiğini ve bu nedenle annesinin ölümüne ilişkin ciddi şüpheler taşıdığını söyledi.
Ablasının eski nişanlısı Kervan isimli kişiye karşı yoğun bir bağlılık içinde olduğunu belirten Gülter, annesi Güllü ile Kervan arasında, Kervan’ın evli olması ve amcasıyla yaşanan bir olay nedeniyle ciddi bir gerilim bulunduğunu anlattı.
Ablasının ilişkilerinde “her şeyi yapabilecek” bir karaktere sahip olduğunu savunan Gülter, geçmiş ilişkilerinde de benzer davranışlar sergilediğini öne sürdü.
“Vebal almak istemiyorum ama Kervan için annemi öldürebilir” diyen Gülter, Tuğyan’ın ilişki konusunda zayıf bir karaktere sahip olduğunu ve menfaatleri doğrultusunda hareket edebildiğini iddia etti.
Gülter, ablasının daha önce Bircan isimli kişiyle yaşadığı ilişkiye de değinerek, bu durumu ilk kez televizyondan öğrendiğini, ancak basına yansıyan mesajları okuduğunda kullanılan ifadelerin ablasına ait olduğundan şüphe duymadığını dile getirdi.
'Annem düştü, annem öldü dediler'
Savcılık ifadesinde olay gecesi İstanbul’da olduğunu anlatan Gülter, ablasının kendisini çığlıklar içinde aradığını belirterek, “Ablam ‘Yağız koş, annem düştü, annem öldü diyorlar’ dedi.
Manevi babam Emrah Erkut’u aradım. Yolda komşumuzu aradım, annemin hayatta olup olmadığını sordum. ‘Buraya gelmen lazım’ dedi, ardından ‘başın sağ olsun’ diye ekledi” ifadelerini kullandı.
Gülter, annesinin evindeki güvenlik kameralarına uzaktan erişebildiğini ve bu durumu emniyet yetkililerine bildirdiğini söyledi.
Kamera kayıtlarının incelenmesi için telefonunu kolluk kuvvetlerine teslim ettiğini belirten Gülter, evde aktif olarak çalışan beş kamera bulunduğunu, bazı kameraların ise takılı olmadığını ifade etti.
Hastaneye ulaştığında ablası Tuğyan Ülkem Gülter’in baygın halde olduğunu söyleyen Gülter, annesi ile ablası arasında sık sık tartışmalar yaşandığını ancak bunların daha önce fiziksel şiddete dönüşmediğini öne sürdü.
Gülter, annesinin düzenli olarak alkol kullandığını da ifadesinde dile getirdi.
'Camdan korkardı, kendi isteğiyle yaklaşmazdı'
Gülter, annesinin olay gecesi cam kenarında olmasının tesadüf olamayacağını belirterek bunun ancak üç ihtimalle açıklanabileceğini söyledi. Annesinin açık camlardan korktuğunu vurgulayan Gülter, “Annemin o gün cam açık olmasına rağmen camın orada bulunmasının ancak üç sebebi olabilir,” dedi.
Bu ihtimallerden ilkinin camı kapatma isteği olduğunu dile getiren Gülter, “Birincisi açık olan camı kapatmak için olabilir. Çünkü dediğim gibi açık camdan korkardı, camı kapatmak istemiş olabilir” ifadelerini kullandı.
İkinci ihtimalin ise camdan içeri giren bir böcek olabileceğini söyleyen Gülter, “Belki gerçekten söylediği gibi kelebek gibi bir küçük böcek tarzı bir şey vardı, onu öldürmemek için camdan alıp atmak istemiş olabilir,” dedi.
Üçüncü ihtimal olarak annesinin bir kişi tarafından cam kenarına götürülmüş olabileceğini dile getiren Gülter, bu noktada annesinin karakterine dikkat çekti.
“Çünkü annem kesinlikle kendisi hiçbir sebep yokken o dar açık camın olduğu yere geçmez, oynamak isterse geniş alana geçmek ister” diyen Gülter, ablası Tuğyan Ülkem Gülter’in odada sürekli sigara içtiğini, bu nedenle pencerenin genellikle açık tutulduğunu belirtti. Annesinin sigara kokusundan rahatsız olduğunu ifade eden Gülter, “Annem sigara kokusunu sevmediği için genelde de ablama ‘Yine sigara kokutmuşsun odayı, camı aç.’ gibi şeyler söylerdi” dedi.
Gülter ayrıca, olaydan yaklaşık bir hafta önce odadaki yatağın yerinin değiştirildiğini anlatarak, “Tuğyan'ın odasındaki Tuğyan'ın yatağı bir hafta önce aslında cama paralelmiş. Sonra yatağı cama dikey olarak koymuşlar. O olay anında olduğu gibi,” ifadelerini kullandı.
Bu değişikliğin annesinin isteğiyle yapılmış olabileceğini savunan Gülter, “Benim tahminim ablam deli yatar diye annem düşünüp yatağın o şekilde değiştirilmesini istemiştir. Annem yatağın o şekilde olmasına izin vermez,” dedi.
‘Hadi görüşürüz sözcüğünü annemin söylediğini düşünüyorum’
Gülter, ev içi güvenlik kameralarına yansıyan ve olaydan saniyeler önce kaydedilen seslere ilişkin değerlendirmesinde, “Hadi görüşürüz” ifadesini büyük ihtimalle annesinin söylediğini düşündüğünü ancak bu konuda kesin bir kanaate varamadığını söyledi.
Söz konusu ses kayıtlarını olayın hemen ardından internet üzerinden dinlediğini belirten Gülter, “Annemin Tuğyan'ın odasına girdikten sonraki ses kayıtlarını ben internet üzerinden dinledim. Orada ‘Hadi görüşürüz.’ sözcüğünü söyleyen kişinin annem olduğunu düşünüyorum ama çok da emin değilim,” dedi.
Bu kaydı yalnızca olayın ilk günlerinde bir kez dinlediğini aktaran Gülter, “Olayın olduğu ilk zamanlardı. Annem deyip geçtim. Son zamanlarda tekrar dinlemedim, uzun uzun muhakeme yapmadım” ifadelerini kullandı. Kayıtta net olarak annesine ait olduğunu düşündüğü bazı sözler bulunduğunu söyleyen Gülter, “‘Herkes tamam mı? O ne lan? Valla şahane bak. Bak, manyaklara bak. Gel, gel. Kız gelsene buraya. Kız gel’ şeklindeki sözler anneme aittir,” dedi.
Ancak müzik ve oynama sesleri nedeniyle bazı kelimelerin net olarak ayırt edilemediğini de ekledi.
Ses kaydındaki diğer ifadeleri de değerlendiren Gülter, “Sizin ‘Bırak beni’ olarak duyduğunuz ses de anneme ait” dedi.
Kayıtta duyulan “Ben oynamayı bilmiyorum ki” sözlerinin Sultan Nur Ulu’ya ait olduğunu belirten Gülter, “‘Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan’ kelimelerini de ablam Tuğyan söylüyor” ifadelerini kullandı. Benzer şekilde, “‘Gerek var mı?’ ya da ‘Kelebek var mı?’ şeklinde duyduğum sözleri ablam söylüyor” diyen Gülter, “‘Gel bakalım' diye anladığım sözü de ablam söylüyor” dedi.
Gülter, kaydın sonundaki “Hadi görüşürüz” ifadesine ilişkin ise net bir değerlendirme yapamayacağını vurgulayarak, “Videonun sonundaki ‘Hadi görüşürüz’ kelimelerini bir annemin sesine, bir Tuğyan sesine benzetiyorum. O konuda net bir şey söyleyemiyorum” dedi.
Gülter, “Ben annemin bu ses kaydında dinleyip kesin olarak anneme ait olduğunu düşündüğüm sesleri söyledim. Ama en sondaki ‘hadi görüşürüz’ cümlesinin net olarak kime ait olduğunu belirtemiyorum” ifadelerini kullandı.
'Cinayet ise olaya karışan herkesten şikayetçiyim'
Gülter, yaşadığı süreçte şüphelerinin zaman zaman oluşup kaybolduğunu, bunun temel nedeninin ise ablasının olay sonrası sergilediği yoğun üzüntü olduğunu anlattı. Ablası Tuğyan Ülkem Gülter ya da Sultan Nur Ulu’nun böyle bir eylemde bulunabileceğini başlangıçta düşünmediğini belirten Gülter, “Aslında benim bu süreçte şüphem oluşmuştur. Benim şüphelerim oluşup kayboluyordu,” dedi.
Olay anına ait görüntüleri izlediğinde ablasının tepkilerinin kendisini etkilediğini söyleyen Gülter, “Videoları izlediğimde ablam çok bağırıyordu, ablam olaydan sonra çok üzgündü, sürekli çığlık atıyordu, onun o üzüntüsünü görünce aklıma böyle bir şey yapabileceği gelmedi,” ifadelerini kullandı.
Ancak ablasının kişilik özelliklerini de değerlendirdiğini aktaran Gülter, bu noktada ciddi çelişkiler yaşadığını dile getirdi. “Ablamın kişiliği yukarıda belirttiğim gibi yalancılık vardır, menfaati çok sever, ilişkisi için yapamayacağı şey yoktur” diyen Gülter, ablasının Kervan nedeniyle zaman zaman annesiyle tartıştığını, “sinirli, agresif ve kavgacı bir yapısı” olduğunu söyledi.
Gülter, gelinen noktada Sultan Nur Ulu’nun verdiği ifadeleri de düşündüğünü belirterek, “Şimdi tüm olayları, Sultan'ın verdiği itiraf ifadesini düşününce aklım almıyor, ablamın böyle bir şey yapacağına inanmak istemiyorum. Bunların gerçek olmadığına inanmak istiyorum” dedi.
Olası bir cinayet ihtimaline karşı tavrının net olduğunu vurgulayan Gülter, “Yapmışsa da şikayetçiyim. Eğer annem bir cinayet sebebiyle vefat etmişse, yapan, düşünen, olaya karışan herkesten şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.
Ablasının suçsuz olması halinde bunu kanıtlaması gerektiğini söyleyen Gülter, “Böyle bir şey yoksa kendini inşallah kanıtlar. Böyle bir şey varsa ömürlerinin sonuna kadar yatsınlar. Her şeyden önce çıkarlarsa benimle karşılaşacaklar,” dediği öğrenildi.
Today