Londra polisiyle Masonlar karşı karşıya: Üyelik bildirimi krizi
Özgür Masonlar (Freemasons), Londra Metropolitan Polisi’nin (Met) polis memurlarına Mason üyesi olup olmadıklarını yöneticilerine bildirme zorunluluğu getiren yeni uygulamasını durdurmak için yüksek mahkemeden acil tedbir talep etti.
Masonlar, Noel arifesinde Londra’da açtıkları davada, söz konusu uygulamanın Mason olan polis memurlarına yönelik 'dini ayrımcılık' anlamına geldiğini savundu.
Masonlara göre Met’in başındaki isim Sir Mark Rowley 'hukuku keyfi biçimde yeniden yazıyor' ve teşkilat, Masonların etkisine ilişkin 'komplo teorilerini körüklüyor'.
Metropolitan Polisi ise bu politikayı savunuyor ve uygulamanın güveni yeniden tesis etmeye yönelik olduğunu belirtiyor. Polis, halihazırda incelenen bir dosyada Mason etkisi ve olası usulsüzlüklere dair iddiaların bulunduğunu da kabul ediyor.
Aralık ayında Met 'üyelerinin birbirini korumasını gerektiren hiyerarşik yapılara' üye olan herkesin bunu beyan etmesi gerektiğini duyurmuştu. Polis teşkilatı, personel arasında yapılan bir ankette katılımcıların üçte ikisinin bu kuralı desteklediğini, çünkü bunun kamuoyunda tarafsızlık algısını etkileyebileceğini düşündüklerini belirtti. Geçmişte Masonlukla yolsuzluk iddialarının ilişkilendirildiği de vurgulandı.
Mason Büyük Locası’nın icra kurulu başkanı Adrian Marsh, ihtiyati tedbir başvurusunun önümüzdeki ay hatta daha erken bir tarihte görüşülebileceğini söyledi. Mahkemenin tedbir kararı vermesi halinde, uygulama yargısal inceleme sonuçlanana kadar askıya alınacak.
Marsh, Aralık ayında yürürlüğe giren uygulamanın dini inanç temelinde ayrımcılık anlamına geldiğini savundu. Masonluğun inanç temelli bir yapı olduğunu belirten Marsh, “Bu politika yasa dışı, adaletsiz ve ayrımcıdır. Üyelerimizin insan haklarını ihlal ediyor,” dedi.
Met yönetiminin yeterli istişare yapmadığını öne süren Marsh, “Bu karar aceleyle alındı. Danışma süreci yetersiz, taraflı ve adaletsizdi. Bu nedenle yargıya başvurmak zorunda kaldık,” ifadelerini kullandı.
İnsan hakları hukuku kapsamında, din gibi korunan bir özelliğe dayalı ayrımcılık iddialarının güçlü bir hukuki zemini bulunduğu belirtiliyor. Masonlar da bu kapsama girdiklerini savunuyor.
Marsh ayrıca, Met’in avukatlarının, yeni politika konusunda daha kapsamlı bir istişare yapılması gerektiğini kabul ettiğini ileri sürdü. Mason olan polis memurlarının üyeliklerini beyan edip etmediklerini bilmediğini söyleyen Marsh, “Onlara tavsiyemiz, Polis Federasyonu ile görüşmeleri. Federasyon da bu politikaya karşı,” dedi.
Metropolitan Polis sözcüsü ise, “Bildirim yükümlülüğüne ilişkin değişiklikle ilgili açılan davanın farkındayız ve bunu savunacağız,” açıklamasında bulundu. Sözcü, düzenlemenin tarafsızlık algısını zedeleyebilecek ilişkileri önlemek amacıyla yapıldığını belirterek dava süreci devam ederken daha fazla yorum yapmayacaklarını söyledi.
Masonluk meselesi, Londra polisinde uzun süredir tartışma konusu. Geçmişte bazı polis şefleri daha sıkı kuralların gereksiz olduğunu savunurken, bazıları bunun teşkilata zarar vereceğini düşünmüştü.
Guardian’ın aktardığına göre, devam eden bir soruşturmada da Masonluk bağlantılı olabileceği öne sürülen bazı iddialar bulunuyor. Polis, yıllardır Masonluk ilişkileri üzerinden olası yolsuzluklara dair istihbaratlara sahip olsa da bunların hiçbiri ceza hukuku açısından kanıtlanabilmiş değil.
1987’de özel dedektif Daniel Morgan’ın öldürülmesine ilişkin soruşturmada da Masonluk tartışma konusu olmuş, soruşturmayı yürüten bazı polislerin Mason olduğu ortaya çıkmıştı. Ancak resmi rapor, Masonluğun cinayet ya da soruşturmanın örtbas edilmesinde doğrudan rol oynadığına dair kanıt bulunmadığını belirtmişti.
Bugün hâlâ Londra polis teşkilatı bünyesinde, Masonlara ait localar bulunuyor.
Today