Trump, Putin ile Ukrayna'daki savaş hakkında konuştuğunu açıkladı
![1](https://static.euronews.com/articles/stories/09/04/18/18/800x450_cmsv2_18d2b4cb-a365-5a1e-b981-6967d4928cd4-9041818.jpg)
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna'da devam eden savaş hakkında bir ya da birden fazla telefon görüşmesi yaptığını açıkladı.
Cuma günü Air Force One uçağındayken New York Post muhabirine konuşan Trump, Putin için "İnsanların ölmesini durdurmak istiyor," dedi. "Her gün insanlar ölüyor. Ukrayna'daki savaş çok kötü. Bu lanet şeyi sona erdirmek istiyorum."
ABD Başkanı, Rus liderle kaç kez görüştüğünü açıklamayacağını ancak "iyi bir ilişkileri" olduğunu da sözlerine ekledi.
Trump göreve yeniden başlamadan önce, başkan olduğunda savaşı 24 saat içinde sona erdireceğini belirtmişti.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov ise Trump'ın Putin'le telefon görüşmesi ya da görüşmeleri yaptığını "ne doğrulayabileceklerini ne de yalanlayabileceklerini" söyleyerek, "Moskova ve Washington arasındaki iletişim farklı kanallar üzerinden gerçekleşiyor," dedi.
Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için müzakereler ne kadar olası?
Her ne kadar Trump Ukrayna konusunda müzakere görmek istediğini söylese de Putin'in bunu gerçekten isteyip istemediği belirsizliğini koruyor.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden yaklaşık üç yıl sonra Rus askerleri savaş alanında istikrarlı bir ilerleme kaydediyor. Kiev ise asker ve silah sıkıntısıyla mücadele ediyor. Ayrıca yeni ABD Başkanı'nın yakında Ukrayna'ya yapılan büyük çaplı askeri yardımı durdurma ihtimali de masada.
Associated Press'in (AP) görüştüğü Rus ve Batılı uzmanlara göre Putin, savaş yorgunu ülkedeki hedeflerine ulaşmaya her zamankinden daha yakın. ABD Başkanı Donald Trump'ın ikna çabalarına ya da tehditlerine rağmen müzakere masasına oturmaya da pek niyeti yok gibi görünüyor.
Her iki taraf da Ukrayna konusunda telefonla ya da yüz yüze, iltifat ve tehditlerle görüşme sinyalleri veriyor.
Putin, Trump'ın "zeki ve pragmatik" olduğunu söyledi ve hatta 2020 seçimlerini kazandığına dair yanlış iddialarını tekrarladı. Trump'ın açılış hamlesi Putin'e "akıllı" demek ve Rusya'yı gümrük vergileri ve petrol fiyatlarında indirimle tehdit etmek oldu ki Kremlin bu tehditleri savuşturdu.
Trump, ABD'nin Rusya ile Ukrayna konusunda Kiev'in katkısı olmadan konuştuğunu belirtti ve yönetiminin halihazırda "çok ciddi" görüşmeler yaptığını öne sürdü.
Rusya'nın her gün ağır kayıplar verdiği ve ekonomisinin Batı'nın sert yaptırımlarına, enflasyona ve ciddi bir işgücü açığına maruz kaldığı savaşı sona erdirmek için Putin'le birlikte yakında "önemli" adımlar atabileceklerini ifade etti.
Ancak ekonomi çökmüş değil ve Putin, Sovyet döneminden bu yana muhalefete yönelik en sert baskıyı uyguladığı için savaşı sona erdirme konusunda ülke içinde herhangi bir baskıyla karşılaşmıyor.
Kasım ayında Putin'le bir foruma ev sahipliği yapan ve Moskova'nın Dış ve Savunma Politikaları Konseyi'ne başkanlık eden Fyodor Lukyanov, "Batı'da, Putin için bir anlaşmaya varmanın ve olayları sona erdirmenin önemli olduğu fikri bir yerlerden geldi. Oysa durum böyle değil," dedi.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy Putin'in Kiev'i devre dışı bırakarak doğrudan Trump'la görüşmek istediğini belirtiyor. Bu da Joe Biden yönetiminin Zelenskiy'nin "Ukrayna olmadan Ukrayna hakkında hiçbir şey olmaz" çağrısını yineleyen tutumuna ters düşüyor.
AP'ye konuşan Zelenskiy, "Birilerinin bizim adımıza karar vermesine izin veremeyiz," diyerek Rusya'nın "Ukrayna'nın özgürlük ve bağımsızlığının yok edilmesini" istediğini savundu.
Böyle bir barış anlaşmasının maceracılığın Çin, Kuzey Kore ve İran'daki otoriter liderlere fayda sağlayacağı şeklinde tehlikeli bir mesaj göndereceğini öne sürdü.
Putin, Trump'ın Avrupa'nın Ukrayna konusundaki kararlılığını zayıflatmasını bekliyor gibi görünüyor. Avrupalı liderleri Trump'ın fino köpeklerine benzeten Putin, pazar günü yaptığı açıklamada, ABD Başkanı'nın "karakteri ve ısrarı" ile hızlı bir şekilde düzen sağlamasıyla, yakında "efendilerinin ayaklarının dibinde itaatkâr bir şekilde oturacaklarını ve tatlı tatlı kuyruk sallayacaklarını" belirtti.
Trump anlaşma yapma becerisiyle övünse de Putin'in, Rusya'nın "ata toprağı" olarak gördüğü Ukrayna bölgelerinden kolayca vazgeçmeyeceği ya da Kiev'i tarafsızlık politikasına zorlayarak Batı'yı cezalandırma ve ittifaklarını ve güvenliğini zayıflatma fırsatını heba etmeyeceği düşünülüyor.
2016-19 yılları arasında İngiltere'nin ABD Büyükelçisi olarak görev yapan Sir Kim Darroch, Trump'ın bir barış elçisi olarak miras bırakmak isteyebileceğini ancak "tüm bunları elden çıkaran kişi olursa tarihin ona iyi gözle bakmayacağını" belirtti.
Eski NATO sözcüsü Oana Lungescu ise Moskova lehine bir anlaşmanın "Amerika'nın zayıflığı" mesajını vereceğini söyledi.
Zirveye ev sahipliği yapan eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, Trump ve Putin'in en son 2018 yılında Helsinki'de bir araya geldiklerini ve aralarında "karşılıklı saygı" olduğunu belirtti. Ancak Niinistö, Putin'in "sistematik" düşündüğünü, Trump'ın ise "hızlı" kararlar alan bir işinsanı gibi davrandığını ve "birbirlerine çok benzemediklerini" de sözlerine ekledi.
Bu bir çatışmaya neden olabilir çünkü Trump savaşa hızlı bir çözüm isterken, Putin ise askeri konumunu güçlendiren ve hem Kiev'in hem de Batı'nın siyasi iradesini zayıflatan daha yavaş bir çözüm arıyor.
Zelenskiy AP'ye Putin'in "müzakere etmek istemediğini" söyledi. "Bunu sabote edecektir."
Nitekim Putin şimdiden yasal engeller de dahil olmak üzere barış görüşmelerinin önüne set çekti. Hatta Zelenskiy'nin müzakerelere katılamayacağını çünkü "başkan olarak meşruiyetini kaybettiğini" iddia etti.
İşgalden sonra Cenevre'deki görevinden ayrılan eski Rus diplomat Boris Bondarev, Putin'in Trump'ın "sıkılacağını" ya da başka bir konuyla dikkatini dağıtacağını umduğunu söyledi.
Rus uzmanlar, Trump'ın ilk dönemine işaret ederek Putin'in bu tür toplantıların çok az şey kazandırdığını fark ettiğini belirtiyor.
Bunlardan biri, Trump'ın Rusya'nın 2016 seçimlerine müdahale edip etmediği konusunda kendi istihbarat kurumları yerine Putin'in yanında yer aldığı Helsinki'de Moskova için bir halkla ilişkiler zaferiydi. Bir diğeri ise 2019 yılında Singapur'da Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile Pyongyang'ın nükleer programını durdurmak için bir anlaşmaya varamamasıydı.
Kremlin geçen yıl Kiev'in reddettiği bir barış anlaşması taslağının görüşmeler için temel oluşturabileceğini açıkladı.
Ukrayna'nın tarafsızlığını talep etti, NATO üyeliğinin reddedilmesini şart koştu, Kiev'in silahlı kuvvetlerine sınırlamalar getirdi ve Moskova'nın daha sonra yasadışı olarak ilhak ettiği Rus işgali altındaki dört bölgenin statüsüne ilişkin görüşmeleri erteledi. Moskova ayrıca askerlerini geri çekme, Ukrayna'ya tazminat ödeme ve eylemleri nedeniyle uluslararası bir mahkemeye çıkma taleplerini de reddetti.
Putin taviz vereceğini belirtmedi ancak "Müzakere etme ve uzlaşmacı bir çözüm bulma arzusu varsa, bırakın bu müzakereleri herkes yürütsün," dedi.
2016-20 yılları arasında İngiltere'nin Rusya Büyükelçisi olan Sir Laurie Bristow, "Angajman müzakere ile aynı şey değildir," dedi. Rusya'nın stratejisini ise "Benim olan benimdir. Senin olan da müzakereye açıktır," şeklinde tarif etti.
Bondarev de Putin'in müzakereleri sadece "ona istediğini verecek" bir araç olarak gördüğünü belirtti ve Batılı liderlerin Kremlin'in taktiklerini hala anlamamasının "şaşırtıcı" olduğunu ekledi.
Bu da Putin'in, Rusya'yı küresel bir güç olarak tanıtacağı ve ülke içinde iyi bir rol oynayacağı için Trump'la herhangi bir görüşmeyi memnuniyetle karşılayacağı ancak karşılığında çok az şey sunacağı anlamına geliyor.
Trump, Zelenskiy'nin savaştan kaçınmak için Putin'le bir anlaşma yapması gerektiğini ve kendisi görevde olsaydı çatışmanın başlamasına izin vermeyeceğini söyledi.
Londra Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü'nde Rus askeri ve ekonomi uzmanı olan Richard Connolly, Trump'ın Rusya'yı daha fazla gümrük vergisi, yaptırım ve petrol fiyatlarında indirimle tehdit ettiğini ancak savaşı sona erdirebilecek ekonomik bir "mucize silah" olmadığını söyledi.
Kremlin'in tehditleri savuşturmasının nedeni de muhtemelen Batı'nın Rusya'ya zaten ağır yaptırımlar uygulamış olması.
Trump ayrıca, Ukrayna'nın asla NATO'ya katılmayacağını garanti edemez, Batı'nın tüm yaptırımlarını kaldıramaz, Avrupa'yı Rus enerjisini ithal etmeye devam etmeye kolayca zorlayamaz ya da Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Putin hakkındaki savaş suçları tutuklama emrini iptal etmesini sağlayamaz.
Ancak Connolly, ABD petrol endüstrisini sübvansiyonlarla destekleyerek Rusya'ya baskı yapabilir ve Pekin'in Moskova ile ekonomik ilişkilerini sınırlandırması karşılığında Çin'e uygulanan yüzde 10'luk ticaret tarifelerini kaldırabilir, bu da onu "gerçekten izole" bırakabilir.
İngiltere'nin eski ulusal güvenlik danışmanlarından Lord Peter Ricketts, Avrupa'nın da Kiev'e olan bağlılığını vurgulayabileceğini ve "Ukrayna'ya vermek üzere ABD askeri teçhizatı satın alarak" Trump'ın gözüne girebileceğini söyledi.
Yesterday