İstanbul Barosu, 'terör fezlekesi' iddiasını yalanladı

İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve 10 yönetim kurulu üyesi hakkında "basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak" ve "basın yoluyla halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" iddialarıyla 3 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle fezleke hazırlandığı iddiaları Türk basınında gündem olmuştu.
Prof. Dr. Kaboğlu, Cumartesi günü yaptığı bir açıklamada böyle bir fezlekenin var olmadığını belirtti.
Baro Başkanı'nın basın mensuplarıyla paylaştığı açıklamada "20 Ekim 2024 günü İstanbul Borosu yeni yönetimini belirledi ve hukuk ortak paydasında buluşarak hukuku etkili kılma hedefinde çalışmalara başladık. Ne var ki 22 Aralık günü hakkımızda bir cezai soruşturma açıldığı haberini aldık. O günden sonra biz gerekenleri yaptık. Hukuken ve anayasal olarak haklılığımızı ortaya koyduk. Buna karşın 14 Ocak günü bir davaname hazırlandığını öğrenince görevden alınmamız için bu habere karşı 20 Ekim'de bizim yarıştığımız bütün gruplar bir araya geldi ve olağanüstü genel kurul düzenleme kararı alındı" ifadeleri kullanıldı.
"Yarın, 23 Şubat 2025 günü, Haliç Kongre Merkezi'nde olağanüstü genel kurulumuzu yaparak hukuk yoluyla demokrasinin ne olduğunu hukuk tanımaz çevrelere haykırarak duyuracağız. Ama ne var ki bu toplantıya bir gün kala yeni bir fezleke düzenlendiği haberi yayıldı medyaya. Böyle bir haber asılsızdır" diyen Kaboğlu, "Genel kurula katılımı engellemeye yönelik bir haberdir ve bu habere karşı, bu resmi dezenformasyona karşı gerekli yasal başvurulara, başvurularda bulunacağımı beyan ediyorum ve bütün meslektaşları yarın hukuk yoluyla demokrasi adına Haliç Kongre Merkezi'ne çağırıyorum" diye ekledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 14 Ocak 2025 tarihli davaname ile İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerinin görevlerine son verilmesi, yeni baro başkanı ve yönetim kurulu üyeleri seçilmesi talebiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmıştı.
Ayrıca Kaboğlu ve 10 yönetim kurulu üyesi, Ocak ayı başında 'terör örgütü propagandası yapmak' suçlamasıyla ifade vermişti.
23 Şubat olağanüstü kurultayı
"Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" iddiasıyla hakkında soruşturma yürütülen ve dava açılarak "görevden alınması" talep edilen İstanbul Barosu yönetimi, 23 Şubat Pazar günü olağanüstü kurultaya gitme kararı almıştı.
Alınan olağanüstü kurultay kararına dair de konuşan Kaboğlu, "23 Şubat kurultayı demokrasinin ne olduğunu, demokrasinin ancak hukuk yoluyla inşa edilebileceğini, İstanbul Barosu'nun 66-67 bin avukatı bütün Türkiye'ye, yasama, yürütme ve yargıya duyuracak," demişti.
Ne olmuştu?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in Suriye'nin kuzeydoğusunda insansız hava aracı ile öldürülmesi hakkında 21 Aralık 2024'teki paylaşımı nedeniyle İstanbul Barosu Başkanı ve yönetim kurulu hakkında "terör" ve "dezenformasyon" suçlamalarıyla soruşturma başlatmıştı.
İstanbul Barosu Daştan ve Bilgin'in ölümüne dair 22 Aralık'ta, “Basına yansıyan bilgilere göre, gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, 19 Aralık'ta saldırı sonucu yaşamını yitirmişlerdir. Basın mensuplarının çatışma bölgelerinde hedef alınması Cenevre Sözleşmesi'nin ihlali niteliğindedir. İki basın mensubu yurttaşımızın öldürülmesi olayıyla ilgili olarak etkin bir soruşturma yürütülmesini, gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.” açıklamasını yapmıştı.
Bunun ardından geçtiğimiz günlerde Euronews Türkçe'nin sorularını yanıtlayan ve soruşturma sürecini değerlendiren İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu, Adalet Bakanlığı izni olmadan soruşturma başlatılması ve yaptıkları paylaşımın isnat edilen suçlarla ilişkili olmadığını savunarak, "Bu soruşturma, esasen ve usulen yok hükmündedir," demişti.
14 Ocak Salı günü ise savcılık, İstanbul Barosu yönetiminin görevlerine son verilmesi, yeni baro başkanı ve yönetim kurulu üyeleri seçilmesi talebiyle dava açmıştı.
Baro yöneticileri soruşturma kapsamında Çağlayan Adalet Sarayı’nda beş ayrı savcıya ifade vermişti. Yönetim kurulu üyelerine, 11 üyeyi ağırlıklı olarak da Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i tanıyıp tanımadıkları sorulmuştu.
* Editör notu: Gazetecilik refleksiyle yayına aldığımız bu haberde, Prof. Dr. Kaboğlu'nun açıklamalarının ardından gerekli değişiklikler yapılmıştır. Euronews Türkçe, tüm önemli haberleri okuyucularına basın meslek ilkeleri doğrultusunda olabildiğince hızlı ve en doğru şekilde ulaştırmaya çalışmaktadır. Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yesterday