Ekrem İmamoğlu'nun hukuk ekibi 'usulsüz yatay geçiş' iddialarını belgelerle yalanladı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan ile hukukçu Prof. Dr. Adem Sözüer, Salı günü Saraçhane’de düzenledikleri basın toplantısında İmamoğlu'nun üniversite diplomasında "usulsüzlük" olduğu iddialarını belgelerle yalanladı.
İmamoğlu hakkındaki yatay geçiş kabulüne dair belgeler başta olmak üzere İBB Başkanı'nın öğrenci belgesi de paylaşıldı.
Ekrem İmamoğlu'nun 1988 ile 1990 yılları arasında okuduğu Kıbrıs'taki Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) İngilizce İşletme bölümünden İstanbul Üniversitesi'ndeki (İÜ) aynı bölüme 1990 yılında yaptığı yatay geçişe ilişkin "usulsüzlük" iddiaları ortaya atıldı.
'Koşullarda sorun yok'
İmamoğlu'nun hukuk ekibinden ceza hukukçusu Prof. Dr. Sözüer İmamoğlu’nun yatay geçişle ilgili 1990 yılında ilan edilen şartları sağladığını ve İstanbul Üniversitesi’ne kabul edildiğini belirtti.
“Hukuka aykırı davranışı olmayan bir insanla ilgili nasıl oluyor da bir soruşturma açılıyor?” diye soran Sözüer, “Koşullarda da sorun yok. İlan olmuş, başvurmuş. Daha sonra fakülteye başlamış. Derslere devam etmiş. Sınavları başarıyla geçmiş. Diplomasını almış. Yüksek lisansını almış. O zaman bu nasıl oluyor da Ekrem İmamoğlu bakımından bir ceza soruşturması, savcılık soruşturması haline geliyor” diye konuştu.
İmamoğlu ile birlikte 51 kişi yatay geçiş yaptı
Avukat Mehmet Pehlivan ise İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı tarihte, Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) denklik veya tanınma gibi bir şart getirmediğini belirterek, “Geçiş tarihindeki yasal mevzuata göre incelenmesi gereken bir durum, sonradan yürürlüğe giren düzenlemelere göre değerlendirilemez. İmamoğlu’nun geçişi tam 51 kişiyle birlikte yapılmış ve bütün prosedürlere uygun bir şekilde onaylanmıştır,” dedi.
İmamoğlu'nun avukatı Pehlivan, İstanbul Üniversitesi’nin yatay geçiş ilanını basına duyurduğunu ve İmamoğlu’nun diğer adaylarla aynı koşullara tabi tutulduğunu vurguladı.
Düzenlenen toplantıda konuya ilişkin olarak dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından Milliyet Gazetesi'nde yayımlanan yatay geçiş ilanı paylaşıldı.
İmamoğlu'nun yatay geçiş gerekli kriterleri sağladığını da açıklayan avukatı Mehmet Pehlivan şunları söyledi:
"Yatay geçiş için not ortalaması 60 puan olması gerekiyor. Ekrem İmamoğlu 1988 Güz döneminde girip, 1990 yılı yaz döneminde ayrıldığı okulundaki not ortalaması 4 üzerinden 2,5. Yani Türkiye sisteminde 100 üzerinden 62,5 not ortalamasına sahiptir. Yatay geçiş şartlarında İmamoğlu’nun 60 puanlık barajı tutturamadığı 59 puanda kaldığı iddia edilmişti. Bu resmi evrakta da görüldüğü üzere Sayın İmamoğlu’nun yatay geçiş sırasında not ortalaması 62,5'tur."
YÖK raporu
Bu iddialara ilişkin olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı talebi üzerine Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Denetleme Kurulu, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve Ekrem İmamoğlu hakkında bir araştırma raporu hazırladı.
Raporda Ekrem İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönem itibarıyla gerekli şartları taşıdığı belirtildi.
Ancak değerlendirmeler sonucunda İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanlığı tarafından yapılan yatay geçiş geçiş kabulüne dair işlemlerin YÖK kararlarına ve usulüne uygun yürütülmediğine kanaat getirildi.
İmamoğlu'nun yatay geçişinden 14 ay sonra YÖK bir karar alarak Girne Amerikan Üniversitesi'nin tanınmasının mümkün olmadığına dair bir karar aldı.
18 Kasım 1991 tarihli YÖK Yönetim Kurulu Kararı'na atıfta bulunan Pehlivan, "Peki YÖK, hazırladığı raporda Sayın Ekrem İmamoğlu aleyhine hangi veriyi ortaya koyuyor ki, bu konuyu istismar edenler devamlı YÖK raporuna atıf yapıyor? Bu kararda Girne Amerikan Üniversitesi'nin bağlı olduğu ABD’deki üniversite YÖK tarafından tanınırken, Girne’deki kampüsünün tanınmadığı belirtiliyor. İşte istismar konusu yapılan belge budur ve işin bam teli de burada kopuyor," diye açıkladı.
'Savcılık soruşturması hukukî değil, siyasidir'
İBB Başkanı İmamoğlu mensubu olduğu ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı belirlemek için yapılacak ön seçimlere katılmak için 21 Şubat'ta adaylık başvurusunda bulunmuştu.
Türkiye'deki yasalara göre cumhurbaşkanı olmak için üniversite mezunu olma şartı aranıyor.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında diplomasının sahte olduğuna ilişkin iddialar üzerine "resmi belgede sahtecilik" suçundan 22 Şubat Cumartesi günü soruşturma başlatıldı.
Prof. Dr. Adem Sözüeer, İmamoğlu hakkındaki soruşturmanın hukuki değil, siyasi bir yönü olduğuna dikkat çekti:
“Ekrem İmamoğlu'nun İçişleri Bakanlığına yönelik ifade kullanmasına rağmen Yüksek Seçim Kurulu'nun bunu üstlenip suç duyurusunda bulunması daha sonra İmamoğlu'nun eleştirilerinin veya ifade özgürlüğü haklarını kullanmasının savcılıklarda soruşturma yapmasından gelen bir süreç var. Bu sefer de 1990’daki yatay geçiş meselesi gündeme getiriliyor. Soruşturulsun elbette, bunda bir şey yok ama İmamoğlu'nun başvurusunda sorun olmamasına rağmen bu konu neden bir savcılık meselesi oluyor? Bu sorunun cevabını da o savcıların vermesi lazım.”
Avukat Pehlivan ise bir algıya karşı mücadele ettiklerini savunarak, “Bu manipülatif haberlerler hukuka çok da uygun olmayan raporuyla bu konuda bir fluluk yaratılarak bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Yaratılmaya çalışılan bir algıyla mücadele etmeye çalışıyoruz. Yatay geçiş başvurusunun yapıldığı tarihte tanıma ve denklik işlemlerinin yasal mevzuatta bir dayanağı yok. Yasal mevzuata dayansa bile 2010’lu yıllara kadar yatay geçişlerde tanıma ve denkliğin bir muhataplığı yok,” diye belirtti.
İmamoğlu'na açılan soruşturmalar
İBB Başkanı'na 20 Ocak Pazartesi “Ülke Politikaları Vakfı Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması" adlı bir panelde konuştuğu sırada "tehdit ve terörle mücadelede görev olan kişileri hedef göstermek" iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı.
İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında şu sözleri kullanmıştı: "Bak başsavcı sana söylüyorum. Sana hiçbir faydamız olmaz senin zihnin çürümüş de... Biz var ya senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız. Bunu unutma. Söküp atacağız ki senin evlatlarının kapısına birileri dayanmasın, senin evlatlarını sabahın köründe evinden kimse almasın. Senin zihniyetinin içinden geçen yol ve yöntemleri bu memleketin her ortamından söküp atacağız ki senin dahi yuvana, çocuklarının geleceğine huzuru temin edelim. Bizim derdimiz bu."
Bu sözleri söylemesinden dakikalar sonra panel sırasında İmamoğlu'na soruşturma geldi.
Ardından, İmamoğlu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın tutuklanması üzerine yaptığı "Turpun büyüğü heybede" açıklamalarına referansla 27 Ocak Pazartesi günü sabah saatlerinde "Turpun Büyüğü" başlıklı bir basın toplantısı düzenledi ve Satılmış Büyükcanayakın isimli bir bilirkişiden söz etti.
İmamoğlu İBB, Esenyurt ve Beşiktaş belediyeleri ile kendisi hakkında yürütülen bazı soruşturmalarda bilirkişi olan Büyükcanayakın ile ilgili şunu söyledi: "Satılmış Bey’in, Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘sahte bilirkişi raporu yazmak’ iddiasıyla yargılandığı bir dava oldu mu? Satılmış Bey sevdalısı savcılar herhalde biliyordur bunu."
Bu sözlerin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu'yla ilgili "bir kısım soruşturmalarda görevli bilirkişinin hedef gösterilmek suretiyle yargı görevi yapanın etkilemeye teşebbüs edilmesi" iddiasıyla soruşturma başlattı.
Bu, İmamoğlu ile ilgili bir hafta içinde açılan ikinci soruşturmaydı.
Today