Hatimoğulları: 'Öcalan'ın özgür yaşam ve çalışma koşulları hızla oluşturulmalıdır'

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları, 'fesih' çağrısı yapan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) lideri Abdullah Öcalan'la ilgili ''Özgür yaşam ve çalışma koşulları hızla oluşturulmalıdır,'' dedi.
Partisinin Meclis'teki grup toplantısında konuşan Hatimoğulları "Sayın Öcalan, barış için ve yaptığı çağrı için çok fazla çalışmak, daha fazla emek vermek istiyor. Öcalan’ın özgür yaşam ve çalışma koşulları hızla oluşturulmazsa kendisi de bu katkıyı vermekte zorlanır,'' diye ekledi.
Öcalan'ın çağrısını yaptığı süreçle ilgili yasal ve hukuki adımlarının atılması gerektiğini belirten Hatimoğulları, "Kürt sorunun çatışma ve şiddetten arınabilmesi için Sayın Öcalan’ın 'demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması' vurgusunun gereği yapılmalıdır," dedi.
Hatimoğulları ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'süreci sahiplenmesinin' önemli olduğunu belirtti ancak 'yetmez' diyerek ekledi: ''Eylem ve icraat gerekir. Doğal olarak devleti yöneten icra makamından icra beklenir. Yani Cumhurbaşkanından beklenir.''
DEM Parti Eş Başkanı, Öcalan'ın çağrısının sadece iktidara yönelik olmadığını ve parlamentonun da kurucu bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade etti.
'Pazarlık' eleştirilerine ise şu yanıtı verdi: "Demokratikleşme, barış bir siyasi pazarlık konusu olamayacak kadar değil ve önemlidir, siyaset üstüdür. Politik gelişmelerin üstündedir. Tüm kamuoyu bunu böyle bilmelidir. En temel haklar pazarlık konusu yapılamaz, yapılmamalıdır."
Hatimoğulları bu sürecin Türkiye'deki herkese kazandıracağını söyledi ve uyarısını da yaptı: ''Bölmek ve bölünmek kaygısını büyütenler savaştan beslenenlerdir. Demokratik hakların alınması hiçbir halkı bölmez. Her halkın birbirine sevgisini büyütür. Bir çağ kapanıp yeni bir çağ açılırken DEM Parti olarak hazırız, barış yolunda kollarımızı sıvadık. Düşe kalka değil koşarak devam edeceğiz.''
Ne olmuştu?
Öcalan'ın uzun süredir beklenen açıklaması 27 Şubat Perşembe günü kamuoyuna bildirildi. Öcalan burada örgüte silah bırakma çağrısında bulundu.
Açıklamayı okuyan Halkların Özgürlük ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) vekillerinden Sırrı Süreyya Önder, Öcalan'ın notunu ise şöyle aktardı: "Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK’nin kendini feshi; demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir."
Açıklamada ayrıca şu ifadeler yer alıyor: "1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır."
"Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır. Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum."
"Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim."
Bahçeli'nin çağrısı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşsun," diyerek, İmralı Cezaevi'nde bulunan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) lideri Öcalan'a çağrıda bulunmuştu.
"Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın," diyen Bahçeli, "Umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın" sözlerini dile getirmişti.
"Terörsüz bir siyaset" için sorumluluk almaya hazır olduklarını belirten Bahçeli sözlerine şöyle devam etti:
"Herkes ittifak halindeyse değil elimizi, gövdemizi taşın altına koymaya hazırız. Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın."
Bahçeli, "Milletimizin ayak bağların kalıcı olarak çözmenin kim bilir belki de ilk adımını atmış olacağım," da demişti.
MHP lideri daha sonra bu çıkışlarını sürdürdü. Hatta Öcalan'a seslenerek, "Terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin," dedi.
Bu açıklamaların ardından İmralı'daki Öcalan ile DEM Parti heyeti arasında görüşmeler başladı.
Türkiye'de çözüm süreci
Çözüm süreci, Türkiye'de 2013-2015 yılları arasında PKK ile Türk devleti arasında başlayan müzakereleri ifade ediyor. Bu süreç, Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek amacıyla başlatılmıştı.
Sürecin temel unsurları arasında, silah bırakma, demokratik reformlar ve Kürt kimliğine yönelik hakların genişletilmesi yer almaktaydı. PKK lideri Öcalan, bu müzakerelerde kilit bir figür olarak rol almıştı. Ancak 2015'te çatışmaların yeniden başlamasıyla çözüm süreci fiilen sona ermişti. Bu dönem, Türkiye'deki siyasi dinamiklerde önemli değişimlere neden olmuştu.
28 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurulan PKK, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, Fransa, Türkiye ve pek çok başka devlet tarafından terör örgütü kabul ediliyor.
PKK militanları, 40 yıla yakındır sürdürdükleri saldırılarda, resmi rakamlara göre 15.000’e yakın kişiyi öldürdü.
PKK lideri Öcalan, terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldığı 1999 yılından beri, Marmara Denizi’ndeki İmralı Cezaevi’nde bulunuyor.
Today