Dışişleri Bakanı Fidan: 'Türkiye, NATO sonrası güvenlik paktına katılmak ister'

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, yeni yayınlanan bir röportajında NATO sonrası kurulabilecek bir güvenlik paktında Türkiye'nin de yer almak isteyeceğini açıkladı.
Fidan geçen hafta Avrupalı liderlerin Ukrayna krizini görüşmek için yaptığı toplantıya katılmak üzere Londra'ya gitmişti.
Burada Financial Times'ın sorularını yanıtlayan Bakan, ABD Başkanı Donald Trump'ın son hamlelerini "birleşip kendi ağırlık merkezimizi tasarlamamız için bir uyarı" diye niteledi ve NATO dağılırsa Türkiye'nin yeni bir Avrupa güvenlik mimarisinin parçası olmak isteyeceğini ekledi.
Son dönemde Trump'ın Rus yetkililerle görüşmeye başlaması ve kendi planladığı barış görüşmelerine AB'yi ya da Ukrayna'yı davet etmemesi, Avrupalı liderleri alarma geçirdi.
Riyad'da ve İstanbul'da yapılan ABD-Rusya görüşmelerine karşılık Avrupalı liderler, önce Paris'te, sonra da Londra'da bir araya gelerek durum değerlendirmesinde bulunmuştu. Ayrıca Şubat ayında Almanya'da gerçekleşen Münih Güvenlik Konferansı'nda da Avrupa'nın kendi güvenlik örgütü kurması önerileri ve kendini savunabilecek güce ulaşması endişeleri ön plandaydı.
Söz konusu röportajda Avrupa güvenlik tartışmalarını yorumlayan Fidan ise, "Cin şişeden çıktı, artık onu geri koymanın bir yolu yok," dedi.
"Başkan Trump şu anda Avrupa'dan çekilmemeye karar verse bile, gelecekte benzer görüş ve siyasi fikirlere sahip birinin Amerika'nın Avrupa güvenliğine katkısını azaltmayı düşünmesi mümkün."
Şara hükümetine SDG çıkmazını çözmek için 'zaman tanıyacak'
Öte yandan olası bir bölgesel güvenlik anlaşmasında Türkiye'nin Suriye'deki nüfuzunun da etkili olacağı tahmin ediliyor.
Türkiye halihazırda Suriye'nin Ahmed eş Şara liderliğindeki geçici yönetimini desteklerken, Fidan'ın birkaç yıl önce Şara'ya, El Kaide ve IŞİD de dahil olmak üzere "aşırılıkçı gruplarla tüm bağları kesmesini" tavsiye ettiği öne sürülmüştü.
Fidan, Financial Times'a Şara'nın gerçekten de "bu yolu izlediğini" ve artık "uğraştığı toplumu daha iyi anladığına" inandığını söyledi.
Öte yandan bölgede Türkiye için bir diğer önemli konu da Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) varlığı. Türkiye, SDG'yi terör örgütü olarak tanıdığı Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) bir kolu olarak tanımlıyor.
Dışişleri Bakanı, tahminen 65.000 militanı olduğunu belirttiği SDG'nin, Suriyeli olmayan savaşçılarını ülkeden çıkarması ve dağıtması gerektiğini dile getirerek, aksi takdirde Türkiye'nin yeniden askeri harekât başlatma seçeneğiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.
"Bu insanlar Türkiye'nin yeminli düşmanı," diyen Fidan, yaklaşık 2.000 savaşçının PKK'dan ve 5.000'e kadarının da Suriye'deki bağlı örgütlerden olduğunu ekledi. "Bunların devam etmesine izin veremeyiz."
Halihazırda Ankara, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın önceki hafta militanlara silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı yapmasının, Türkiye'deki çatışmaları sona erdirirken, örgütün Suriye'deki uzantılarının silahsızlanmasını sağlayabileceğini umuyor. Ancak şimdilik Şara hükümetine SDG çıkmazını çözmesi için zaman tanımaya istekli.
Fidan, "Sonuç olarak, onlara sorunun sorumluluğunu üstlenmeleri için şans vermek istiyoruz," dedi.
"ABD, İngiltere ve Fransa, Esad'a karşı Suriye muhalefetine verdikleri desteği geri çekmeye ve Suriye'deki rollerini PKK'yı destekleyerek IŞİD ile mücadele etmekle sınırlamaya karar vermişti. Bir terör örgütünü diğerine karşı kışkırtmak doğru bir fikir değildi."
Yesterday