ABD ve Rusya, Alaska görüşmesine hazırlanırken Avrupa devre dışı kaldı

AB hukuku profesörü Alberto Alemanno'ya göre, Avrupa'nın ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Alaska'daki görüşmesinden uzak tutulması, kıtanın güvenliği açısından kritik bir görüşmenin dışında bırakıldığı anlamına geliyor.
Alaska'da yapılması planlanan toplantı, Rusya'nın Ukrayna'yı geniş çaplı işgalinin başlamasından bu yana ABD ve Rusya başkanları arasında yapılacak ilk yüz yüze görüşme olacak. Ancak Avrupalı liderlerin katılması planlanmıyor ve bu da AB diplomasisinin dünya sahnesindeki ağırlığı konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Paris’teki HEC (Ecole des Hautes Etudes Commerciales de Paris) bünyesinde AB hukuku profesörü olan Alemanno’ya göre bu, Avrupa’nın kenara itildiğinin açık bir göstergesi.
Alemanno, "Alaska toplantısı Avrupa için bir başka hakikat anı olabilir çünkü Avrupa Birliği, savaşın başlamasından bu yana en önemli barış çabası olabilecek bir konuda, Trump ve Putin'in hiçbir Avrupalı lider resmi olarak masaya davet edilmeden bir araya gelecek olması nedeniyle kendisini kenarda buluyor," dedi.
Profesör, Avrupa'nın şu anda çabalarını Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy için müzakere masasında bir yer edinmeye yoğunlaştırdığını da sözlerine ekledi. Ancak profesör, ABD'nin Ukrayna'nın savunma çabalarından finansmanı çekme tehdidinin Avrupa'yı temkinli ve uzlaşmacı hale getirdiğini söyledi.
Profesör Alemanno şöyle devam etti:
"AB'nin ABD'yi davet etme ya da sesini duyurma gibi bir kozu yok gibi görünüyor, çünkü Başkan Yardımcısı Vance'den ABD'nin Avrupa Birliği devreye girmezse Ukrayna'ya verdiği desteği çekmeye hazır olduğunu duyduk. Bir bakıma Avrupalı liderler bir kaya ile sert bir yer arasında sıkışmış durumdalar. Eğer Ukrayna'ya karşı çok fazla bağlılık gösterirlerse yalnız kalabilirler ama bu işi oluruna bırakırlarsa Ukrayna çok kötü bir anlaşma elde edecek."
Avrupa'nın savunmada ABD'ye bağımlılığı onu savunmasız kılıyor
Profesör, Avrupa'nın Trump'tan güvenlik garantileri almak için boyun eğmeyi kabul ettiğini de sözlerine ekledi.
"Avrupa'nın anlamlı bir katkısı olmaksızın Avrupa güvenliğinin temelden yeniden şekillendirilebileceği bu müzakere sürecinde Avrupalı liderlerin daha fazla dayatmayı, daha fazla gözdağını ve ABD yönetimine daha fazla boyun eğmeyi kabul etmek yerine daha yüksek sesle konuşmalarını görmek isteyen milyonlarca Avrupalı için bu son derece zor ve sinir bozucu bir durum."
Bruegel düşünce kuruluşunda uzman olan Jacob Kirkegaard da Avrupa'nın savunma alanındaki göreceli zayıflığının bedelini ödediği görüşüne katılıyor.
"Kendimizi savunamamamızın ve Ukrayna'yı yeterince destekleyemememizin bedelini ödüyoruz. Bu da gerçek bir güce sahip olmadığınız zaman bu toplantıya davet edilmeyeceğiniz anlamına geliyor."
ABD-Rusya anlaşması için Avrupa'nın onayı gerekiyor
Kierkegaard, Trump ve Putin bir anlaşmaya varsa bile bunun Ukrayna ve Avrupa’nın iradesine karşı uygulanamayacağını belirtti. Ayrıca, Avrupa’nın güvenlik çıkarlarına zarar verecek herhangi bir anlaşmanın NATO’ya zarar vereceğini vurguladı.
Kierkegaard, “Eğer NATO’nun ana güvenlik gücü olan ABD, NATO’nun doğrudan askeri hasmı Rusya’nın lehine bir anlaşma imzalarsa, NATO biter toprağa gömülür ve sona erer,” dedi.
“Bizim sorunumuz, Rusya’yı tek başımıza caydırabilecek kapasiteye sahip olmamamız,” diye ekledi.
Görüşmeler öncesinde Donald Trump, bir ateşkes anlaşmasının Ukrayna ile Rusya arasında toprak değişimini içerebileceğini söyledi.
Ancak bu öneri, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy tarafından kesin bir dille reddedildi ve Avrupa liderleri tarafından Pazar günü yayımlanan ortak açıklamada güçlü biçimde karşı çıkıldı.
AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas, durumu görüşmek üzere pazartesi günü AB dışişleri bakanlarını topladı.
Today