Von der Leyen eleştirilerin odağındayken 'Super Mario' geri döndü

LinkedIn’de ya da manşetlerde görmüş olabilirsiniz: Mario Draghi yeniden konuştu.
'Super Mario' lakabını alan Draghi’nin gücü de burada yatıyor: ne zaman konuşsa, söyledikleri gündem oluyor. Geçtiğimiz hafta Rimini’de düzenlenen popüler bir forumda yaptığı çıkış ise özellikle Avrupa Birliği’nin mevcut gidişatına sert eleştiriler içeriyordu. Bu yüzden son müdahalesi, sıradan bir konuşmanın ötesinde görülüyor.
Zamanlama da dikkat çekici. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ikinci döneminin henüz başındayken eleştirilerin hedefinde. Brüksel’de pek çok kişi, Draghi’nin bir dönem Komisyon başkanlığı için adı geçmiş olmasına rağmen resmi aday olmamasını hatırlıyor.
Eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi, 'whatever it takes' (ne pahasına olursa olsun) sözleriyle 'büyücü' diye anılmıştı. Bugün hala Komisyon üzerinde görünmez bir gölge gibi dolaşıyor. Von der Leyen’in ikinci döneminde onun varlığı adeta bir hayalet gibi hissediliyor. Kaçınılmaz soru şu: yerinde Draghi olsaydı Avrupa nasıl bir yola girerdi?
Küresel krizlerde sessiz Avrupa
Draghi konuşmasında AB’nin dünya sahnesinde hâlâ tali bir aktör olduğunu savundu. Ukrayna konusunda en fazla bedeli ödeyen tarafın Avrupa olduğuna dikkat çekerek, barış görüşmelerinde “marjinal bir rol” oynadığını söyledi. Ortadoğu’da da AB’nin “seyirci” kaldığını belirtti.
Draghi’ye göre ekonomik güç artık tek başına jeopolitik güç yaratmaya yetmiyor. Avrupa’nın siyasi mekanizmalarını yeniden kurgulaması şart.
Ticaret savaşları ve ABD tarifeleri
En sert sözlerini ise ticaret alanında kullandı. Von der Leyen–Trump görüşmesini eleştiren Draghi, Avrupa’nın en büyük ticaret ortağı ve müttefikinden gelen tarifelere “boyun eğdiğini” söyledi. Von der Leyen’in, ABD’nin ticaret açığı söylemini kabul etmesi sonucu, asimetrik yüzde 15 gümrük anlaşmasının önü açılmıştı. Draghi’nin yaklaşımı ise daha sert bir ticaret politikası izlemek yönünde olabilirdi.
Rekabetçilik: Kamu mu, özel sektör mü?
Draghi ile von der Leyen’in en çok ayrıştığı konulardan biri rekabetçilik. Von der Leyen özel sektörün önderliğinde mevcut çerçevelerle bunun sağlanabileceğini savunurken, Draghi Avrupa’nın “yeni küresel gerçekliğe uyumsuz” olduğunu düşünüyor. Ona göre artık hükümetlerin devreye girip öncelikli sektörleri belirlemesi ve büyük yatırımlar için fon yaratması gerekiyor.
'Tek Pazar’ı tamamlamak
Von der Leyen bürokrasiyi azaltmayı öne çıkarırken, Draghi’ye göre sorun aşırı kurallar değil, 'Tek Pazar’ın hala tamamlanmamış olması. 40 yıl önce kabul edilen Tek Pazar yasasına rağmen hala iç ticarette engeller bulunduğunu, bunların kaldırılmasının Avrupa’nın büyümesine ciddi katkı sağlayacağını vurguladı.
Avrupa için savunma
İki isim savunma harcamalarının artması gerektiği konusunda birleşiyor. Ancak Draghi’nin söylemi daha keskin. Ona göre ekonomik güç, jeopolitik güç için gerekli ama tek başına yeterli değil. Savunma kapasitesini artırmadan Avrupa’nın küresel etkisi olamaz.
Draghi, ABD baskısıyla artırılan savunma bütçelerinin aslında Avrupa’nın kendi çıkarları doğrultusunda şekillenmesi gerektiğini belirtti. Von der Leyen’in daha çok Washington çizgisinde kaldığını ima etti.
Today