Otomotiv sektörü Avrupa Parlamentosu'nu nasıl ikiye böldü?

Avrupa Birliği’nin karbon (CO2) emisyonu azaltım hedeflerine karşı otomotiv sektörünün güçlü itirazları ve takvimlerin ertelenmesi talepleri, Avrupa Parlamentosu’nu (AP) ikiye böldü. Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, 12 Eylül’de otomotiv temsilcileriyle yeni bir diyaloga hazırlanıyor.
Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) ile Avrupa Otomotiv Tedarikçileri Birliği (CLEPA) tarafından ağustos sonunda ortak gönderilen bir mektupta, otomobil ve hafif ticari araçlar için 2030 ve 2035 hedeflerinin “artık kesinlikle uygulanabilir olmadığı” uyarısı yapıldı.
AB’de ulaştırma sektörü toplam sera gazı emisyonlarının yüzde 25’ini oluşturduğu için Komisyon, iklim nötrlüğüne ulaşma hedefinin temeli olan Yeşil Mutabakat çerçevesinde, 2050 yılına kadar emisyonlarda yüzde 90 azaltım öngörüyor.
Bu da AB pazarına sunulan yeni araçlar için katı kurallar anlamına geliyor. 2019’da onaylanan bir düzenleme, her bir otomobil üreticisinin AB ülkelerinde sattığı tüm araçları kapsayacak şekilde aşamalı emisyon sınırları belirledi. Böylece üreticilerin daha az kirletici model üretmeye teşvik edilmesi amaçlandı.
Sıfır emisyonlu araç satış sayısına göre “uyarlamalara” izin verilse de, karbondioksit (CO₂) sınırlarını aşan üreticiler her fazla gram başına ceza ödemek zorunda kalıyor.
Komisyon, 2025 için öngörülen karbondioksit azaltım hedeflerine ulaşmaları konusunda otomotiv üreticilerine daha fazla süre tanıdı, ancak 2035 yılına ilişkin hedefine bağlı kaldı. Buna göre 2035’ten itibaren AB pazarında yalnızca sıfır emisyonlu araç modelleri satılabilecek.
Ancak sektör, hibrit araçlar ile yüksek verimliliğe sahip içten yanmalı motorlu araçlara daha fazla alan tanınmasını istiyor. Bu araçlar da belli ölçüde karbondioksit salımı yapıyor.
Sağcı milletvekilleri otomotiv sektörünün yanında
CO2 emisyon hedefleri, AB Parlamentosu'ndaki sağ ve sol siyasi gruplar arasında, 13 milyondan fazla otomotiv işçisinin geleceğini ilgilendiren önemli bir tartışmada bölünmeye neden oldu.
Avrupa Halk Partisi’nden (EPP) İtalyan milletvekili Salvatore De Meo, Euronews’e yaptığı açıklamada, “Otomotiv sanayii ile aynı fikirdeyiz çünkü bu hedef orta ve uzun vadede giderek ulaşılamaz hale geliyor. EPP olarak en başından beri sürdürülebilirlik hedeflerinin sosyal ve ekonomik boyutları da gözetmesini savunduk,” dedi.
De Meo, AB’nin emisyon politikasını “ideolojik” olarak nitelendirirken, Komisyon’un kararlarında daha fazla “pragmatik olma” çağrısı yaptı ve “Hedeflerin değiştirilmesi, uyum sağlamakta zorlanan şirketlere bunu farklı bir zaman diliminde yapabilme imkânı tanımak anlamına gelir,” ifadelerini kullandı.
Avrupa Parlamentosu’nun en büyük grubu olan EPP, Aralık 2024’te otomotiv sektörünün rekabetçiliğini artırmaya yönelik beş maddelik bir plan sundu. Plan, diğer başlıkların yanı sıra düzenleyici çerçevenin basitleştirilmesini de içeriyor.
EPP’nin bu tutumu, genellikle Yeşil Mutabakat önlemlerine karşı çıkan Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) ile Avrupa Yurtseverleri (PfE) grupları tarafından da paylaşılıyor.
Bu gruplar, geleneksel olarak aşırı düzenleme olarak tanımladıkları politikalara ve Avrupa’nın elektrikli araçlara odaklanmasına karşı çıkıyor.
EPP’li Salvatore De Meo, “Otomotiv sanayii için yalnızca elektrikli bir geleceği hayal edemeyiz. Biyoyakıtlar gibi alternatif çözümler de değerlendirilmelidir,” diyerek 2035’ten itibaren karbon emisyonu üreten tüm araçların (biyoyakıtlı olanlar da dahil) satışını yasaklayacak AB düzenlemesine meydan okudu.
Stratejik Diyalog sürecine atıfta bulunan De Meo, "Umarım kurumlar otomotiv sektörünün dile getirdiği kaygıları dikkate alır," diye konuştu.
Bu yapının; otomobil üreticileri, tedarikçiler, sosyal ortaklar ve diğer paydaşlarla düzenli toplantılar öngördüğünü hatırlatan De Meo, Avrupa otomotiv sanayisinin “rekabetçiliğini, sürdürülebilirliğini ve uzun vadeli dayanıklılığını” güvence altına alacak ayrıntılı önerilerin bu süreçte geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Parlamentonun sol kanadından karşı çıkış
Avrupa Parlamentosu’nda diğer kanatta yer alan Sosyalistler ve Demokratlar, Yeşiller–Avrupa Özgür İttifakı ile Sol Grup, otomotiv sektörünün hedeflerin değiştirilmesi çağrılarını reddediyor.
Belçikalı milletvekili Sara Matthieu, Euronews’e yaptığı açıklamada “Kesinlikle katılmıyorum,” diyerek, böyle bir adımın “geri kalmışları ödüllendirmek, geleceğe yatırım yapanları ise cezalandırmak” anlamına geleceğini, ayrıca tüm Yeşil Mutabakat için “çok kötü bir mesaj” olacağını söyledi.
Yeşil Mutabakat’ın savunucuları, otomobil emisyonlarında katı sınırların korunmasının, AB’nin genel karbonsuzlaşma yol haritasıyla uyum açısından hayati olduğunu vurguluyor.
Onlara göre bu, küresel ısınmaya ilişkin endişe verici veriler ışığında daha da kritik: 2024, ortalama sıcaklığın sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerine çıktığı ilk yıl oldu. Bu eşik, Paris Anlaşması’nda küresel ısınmayı sınırlamak için belirlenmişti.
Belçikalı Matthieu, birçok meslektaşı gibi otomotiv sektörünü bekleyen zorlukların farkında olduğunu kabul ediyor, ancak iklim hedeflerini zayıflatmadan sektörü ayakta tutmak için farklı çözümler öneriyor.
Matthieu, “Bazı meslektaşlarım [hedefleri değiştirmek] otomotiv sektörünü kurtaracak diye düşünüyor. Bence bunun tam tersi doğru. Eğer sanayimizi ayakta tutmak istiyorsak, yatırım yapılması gereken yer sıfır emisyonlu araçlardır,” dedi.
Matthieu’ye göre, örneğin şirket filolarının yeşil dönüşümü, gerekli talebi yaratmaya yardımcı oluyor ve ikinci el pazarını da büyütüyor.
Ayrıca elektrikli araç şarj altyapısına daha fazla yatırım yapılması gerektiğini, bu hizmetin Avrupa’nın her yerinde erişilebilir, kolay ve uygun fiyatlı olması gerektiğini vurguluyor.
Pillerin üretim zincirinin Avrupa’ya taşınması ve AB ülkelerindeki yabancı (özellikle Çinli) yatırımların denetlenmesi ise “pazarlarımızı Çin yapımı araçların istilasından korumaya” yardımcı olabilir.
Matthieu ayrıca bazı Avrupalı otomobil markalarının “daha geleceğe dönük davrandığını, yenilik yaptığını ve doğru tercihi yaptığını” belirtiyor.
İçten yanmalı motorlu araç satışlarını bitirme tarihinin ötelenmesi halinde Avrupa pazarının Çinlilere “altın tepside sunulacağını” savunuyor. Matthieu’ya göre, bu durum ne sağdaki ne de soldaki AB parlamenterlerinin isteyeceği bir tablo.
Today