Fransa’nın Zucman vergisi: Ultra zenginleri vergilendirmek bütçeyi gerçekten dengeleyebilir mi?

Fransız siyasetinde büyük yankı uyandıran bir konu var: Zucman vergisi.
Teklif, 100 milyon euronun (4,85 milyar TL) üzerinde varlığa sahip bireylerden, normal gelir vergisine ek olarak en az yüzde 2 oranında vergi alınmasını öngörüyor. Fransa’da bu yeni vergi oranı yaklaşık bin 800 kişiyi kapsayacak.
Destekçilerine göre bu fikir, Avrupa ülkelerinin güvenlik ve savunma harcamalarını artırmalarının istendiği bir dönemde “vergide adalet” anlamına geliyor.
AB Vergi Gözlemevi politika danışmanı Giulia Varaschin, bunun yalnızca halk arasında “çok popüler bir önlem” olmadığını, aynı zamanda “siyasi yelpazede de geniş destek gördüğünü” belirtiyor.
Varaschin’e göre bu teklifin getirdiği bir avantaj da “yani ultra zenginlerin daha az vergi ödüyor olması sorununu” doğrudan hedeflemesi.
Zucman vergisi, ultra zenginlerin düşük vergi yükünü gidermek için küresel asgari servet vergisi çağrısı yapan Fransız ekonomist Gabriel Zucman’ın fikri olarak öne çıkıyor.
Zucman, en zenginlerin toplumun geri kalanına kıyasla daha az vergi ödediği bir eşitsizliği gidermeyi amaçlıyor.
Ancak bu fikre karşı çıkanlar, yeni verginin yalnızca ultra zenginleri değil, daha geniş bir kesimi etkileyeceğini savunuyor. Waterloo Asset Management başekonomisti ve Louvain Katolik Üniversitesi profesörü Mikael Petitjean, “Bu sadece milyarderleri etkilemeyecek. Bu verginin işini büyütmüş girişimcileri ve aile şirketlerini de kapsayacağının farkında olmalıyız,” diyor.
Risklerden biri de şirketlerin yatırımlarını azaltması olabilir.
Giulia Varaschin, “Son 30 yılda Fransa’daki en zengin 500 kişinin serveti, ulusal GSYİH’nin yüzde 6’sından bugün yüzde 42’sine yükseldi,” ifadelerini kullanıyor.
Bütçe kesintilerine gitmeden kasayı doldurmak
Zucman’a göre bu vergi, Fransa’nın bütçe açığının bir kısmını derin kesintiler yapmadan kapatmayı mümkün kılacak. Zucman vergisinin Fransız hükümetine yaklaşık 20 milyar euro (yaklaşık 971 milyar TL) gelir sağlaması bekleniyor.
Giulia Varaschin konuyu şöyle özetliyor: “Bütçeyi dolduracak kaynak ararken ya kamu harcamalarını azaltabiliriz ki bu da sosyal yardımlar, emekli maaşları ve sağlık hizmetlerinde kesinti anlamına gelir; ya da hâlihazırda vergi ödemeyenlerden daha fazla gelir toplarız.”
AB düzeyinde kümülatif etkinin daha da büyük olacağı tahmin ediliyor. Böyle bir verginin üye devletlere toplam 67 milyar euro (yaklaşık 3,25 trilyon TL) gelir getirebileceği hesaplanıyor.
Ancak bu rakamların gerçeği yansıtmadığını savunan Mikael Petitjean Euronews’e verdiği demeçte, “20 milyar euroya ulaşacağımızı sanmıyorum. Bazı tahminler 5 milyar euro civarında ama bundan bile emin değilim. Hatta hiç gelir getirmemesi bile mümkün,” dedi.
Petitjean, “Davranışsal uyum dinamiği var ve ekonomistler bunu çoğu zaman hafife alıyor. İnsanlar kendilerinin kolayca sömürülmesine izin vermez. Bu vergiden kaçınmak için çeşitli stratejiler geliştirilir,” diye konuştu.
Ek bir verginin ultra zenginler arasında vergi göçü riskini gündeme getirdiği de dile getiriliyor. Ancak bu argüman Avrupa Vergi Gözlemevi tarafından reddediliyor.
AB Vergi Gözlemevi politika danışmanı Giulia Varaschin, “Vergi artışlarının ardından yaşanan sermaye kaçışı, yani zenginlerin ülkelerini terk etmesi, elimizdeki verilere göre son derece marjinal. Tüm veriler, bunun ekonomik etkisinin bugüne kadar hep ihmal edilebilir düzeyde kaldığını gösteriyor,” ifadelerini kullandı.
Avrupa’da hangi ülkeler zenginleri vergilendiriyor?
Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında yalnızca İspanya, son üç yıldır büyük servetlere yönelik bir “dayanışma vergisi” uyguluyor. Bu vergi, 3 milyon euronun (yaklaşık 145,6 milyon TL) üzerindeki net servetlere uygulanıyor.
Ülkenin maliye bakanlığına göre, başlangıçta yalnızca 2022 ve 2023 vergi yılları için öngörülen bu uygulama “yararlı bir etki” yarattı.
Ancak zenginlere daha fazla vergi yüklenmesi fikri, diğer Avrupa ülkelerinde tartışmalara yol açıyor. AB üyesi olmayan Norveç, yüzde 1,1 oranında servet vergisini, 1,7 milyon euronun (yaklaşık 82,5 milyon TL) üzerindeki varlıklara uyguluyor. Bu ayın başında genel seçimi kazanan İşçi Partisi, bu sistemi sürdürme sözü verdi.
İsviçre’de servet vergilendiriliyor, ancak oran kantonlara göre değişiyor. Ülkede şu anda ne kadar miras vergisi alınması gerektiğine ilişkin siyasi bir tartışma yürütülüyor. Öne çıkan öneri, 53 milyon euronun (50 milyon İsviçre frangı, yaklaşık 2,57 milyar TL) üzerindeki miraslara yüzde 50 oranında vergi uygulanması ve bu gelirle iklim geçişinin finanse edilmesi yönünde.
Petitjean ise bu son iki örneğe bir not düşüyor:
"İsviçre ve Norveç çok zengin ülkeler, sermaye fazlasına sahipler. Norveç’te devasa bir varlık fonu var, aslında Norveç’te de İsviçre’de de bir tür ‘zenginlik bolluğu’ söz konusu."
Diğer bazı AB ülkeleri ise çok yüksek gelirleri vergilendiriyor, ancak bu daha çok belirli varlıklar üzerinden oluyor.
Fransa’da ise servet vergisi 2018’den bu yana uygulanmıyor. Onun yerine gayrimenkul serveti vergisi getirildi.
Bu vergi yalnızca net değeri 1,3 milyon euronun (yaklaşık 63,1 milyon TL) üzerindeki taşınmaz mallara uygulanıyor.
2001 yılına kadar Hollanda’da bir servet vergisi uygulanıyordu. Günümüzde ise varlıklardan elde edildiği varsayılan getiriler üzerinden yüzde 36 oranında vergi alınıyor. Bu sistem, ikinci evleri, birikimleri ve hisseleri kapsıyor.
Belçika’da ise belirli menkul kıymetler üzerinden bir “dayanışma katkısı” alınıyor.
İngiltere'de, serveti 10 milyon sterlini (yaklaşık 555 milyon TL) aşan ultra zenginlerin vergilendirilmesi üzerine bir tartışma yürütülüyor.
Sivil toplum kuruluşları, İşçi Partisi yetkilileri ve Fransız ekonomist Thomas Piketty tarafından desteklenen öneri, bu çok varlıklı kişilerden yüzde 2 oranında vergi alınmasını öngörüyor.
Muhalefetteki Muhafazakâr Parti ise bu tedbire karşı çıkıyor.
Today