Macaristan'daki Putin-Trump zirvesi planı AB’yi ikiye böldü

ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Macaristan'ın başkenti Budapeşte’de bir zirvede bir araya gelme olasılığı, Avrupa’da büyük tartışmalara yol açtı.
Bu buluşma gerçekleşirse Putin, Ukrayna’nın işgalinin başlaması sonrası hakkında hem yaptırımlar hem de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) tutuklama kararı bulunan bir lider olarak ilk kez Avrupa topraklarına adım atmış olacak.
Pazartesi günü Lüksemburg’da toplanan Avrupa Birliği dışişleri bakanları, bir yandan Trump’ın diplomatik girişimlerine destek verme, diğer yandan UCM’nin meşruiyetini savunma arasında hassas bir denge kurmaya çalıştı.
Macaristan, resmen UCM üyesi olmaya 2026’da son verecek olsa da hâlâ mahkemenin tarafı konumunda. Ülke, daha önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında çıkarılan tutuklama kararını da uygulamamıştı.
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, “UCM’nin hakkında tutuklama kararı çıkardığı bir kişinin Avrupa’da ağırlanması hoş bir tablo değil,” dedi.
“Ancak asıl mesele, bu görüşmeden bir sonuç çıkıp çıkmayacağı. Biz, Rusya’nın sadece baskı altındayken müzakere ettiğini biliyoruz. O yüzden umudumuz, Trump’ın bu baskıyı sürdürmesidir.”
Litvanya Dışişleri Bakanı Kęstutis Budrys ise çok daha sert konuştu: “Savaş suçlularının Avrupa’da yeri yok. Putin’in Avrupa’daki tek adresi Lahey olmalı, herhangi bir başkent değil.”
Bununla birlikte Budrys, Trump’ın diplomatik çabalarının UCM’nin cezasızlıkla mücadelesiyle bir şekilde örtüşebileceğini belirtti. Zira mahkeme kendi başına yaptırım gücüne sahip değil; tutuklamaların uygulanması tamamen hükümetlerin iradesine bağlı.
Zirveye nasıl gelecek?
Üye ülkeler, Putin’in Macaristan’a gelişine izin verilmesi için Rus uçaklarına uygulanan hava sahası yasağına geçici bir muafiyet tanıyıp tanımamayı tartışıyor. Alternatif olarak Putin’in Batı Balkanlar üzerinden dolambaçlı bir güzergâh izlemesi bekleniyor.
Fransa’nın Avrupa Bakanı Jean-Noël Barrot, Washington’un Moskova ile temaslarını “yararlı” bulduğunu, ancak Putin’in Avrupa’ya gelişinin “ancak hemen ve koşulsuz bir ateşkese yol açarsa anlamlı olacağını” söyledi.
“Putin’in çıkarı da bu yönde, çünkü zaman onun aleyhine işliyor,” dedi Barrot, AB yaptırımlarının etkisine atıfta bulunarak.
'Temas hattında ateşkes' tartışması
Zirve planı, Trump’ın geçtiğimiz hafta Putin’le telefon görüşmesi yapmasının ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’yi Beyaz Saray’da ağırlamasının hemen ardından gündeme geldi.
Financial Times ve Reuters’ın “gergin” olarak nitelendirdiği bu görüşmenin ardından Trump, “Her iki taraf da şu an bulundukları hatlarda dursun. Eve gidin, insan öldürmeyi bırakın,” demişti.
Washington’un değişken diplomasi çizgisi, Avrupa’da yeniden rahatsızlık yarattı. AB yetkilileri, kıtanın güvenlik mimarisine dair kararların “Avrupalılar olmadan” alınmasından endişe ediyor.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen, “Sonuçta Avrupa’nın geleceğini Avrupa’nın dışında kimse belirleyemez,” diyerek tepkisini dile getirdi.
Orban ev sahibi: Endişeler artıyor
Budapeşte zirvesinde bu kez en az bir Avrupalı liderin —Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın— yer alması bekleniyor. Ukrayna’ya verilen ortak desteği sürekli engelleyen Orban’ın ev sahibi rolü, endişeleri daha da artırmış durumda.
Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lokke Rasmussen ise tansiyonu düşürmeye çalıştı: “Budapeşte sadece toplantı yeri, gündemi belirleyen taraf değil. Biz Ukrayna’nın yanındayız ve temas hattında ateşkesi destekliyoruz. Zirve bununla ilgiliyse, sorun yok,” dedi.
İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares de benzer bir mesaj verdi: “Bugün Avrupa olarak başkalarının ne yapacağını değil, bizim Ukrayna’ya nasıl daha fazla destek olabileceğimizi düşünmeliyiz.”
Brüksel’den yeni hamleler
AB, Rusya’nın dondurulmuş varlıklarının nakit bakiyesini kullanarak Ukrayna’ya 140 milyar euroluk uzun vadeli bir kredi sağlanmasını planlıyor.
Ayrıca Kremlin’e yönelik 19. yaptırım paketi de neredeyse hazır; yalnızca Slovakya bazı teknik konularda çekincelerini sürdürüyor.
Brüksel, aynı zamanda Rusya’nın “gölge filosu” olarak bilinen ve kritik altyapılara yönelik sabotajlarda rol aldığı düşünülen gemilere müdahale etmeye yönelik yeni planlar üzerinde de çalışıyor.
Today