Araştırma: Yüksek etkili esrar ürünleri psikoz, şizofreni ve bağımlılık riskiyle bağlantılı

Yeni ve kapsamlı bir analiz, yüksek güçlü esrar ürünlerinin psikoz, şizofreni ve bağımlılık riskini artırabileceğini ortaya koydu.

Esrar Avrupa Birliği’nde büyük ölçüde yasa dışı olsa da, tahmini 4,3 milyon kişi her gün ya da neredeyse her gün esrar kullanıyor. Kullanım biçimleri arasında marihuana içmek, “gummy” gibi yiyeceklerle tüketmek ya da “hash oil (esrar yağı)” gibi yoğunlaştırılmış ürünleri elektronik sigara yoluyla kullanmak bulunuyor.

Esrarın ortak bileşeni, kişilere “yüksek” hissettiren ana psikoaktif madde olan delta-9-tetrahidrokannabinol (THC).

Ancak esrar ürünleri, bitkinin kendisinden çok daha güçlü olma eğiliminde. Avrupa Birliği Uyuşturucu Ajansı’nın (EUDA) verilerine göre 2023’te esrar reçinesindeki ortalama THC oranı yüzde 23 iken, bitkisel esrarda bu oran yüzde 11 olarak ölçüldü.

Bilim insanları ve politika yapıcılar, uzun süredir bu kadar güçlü uyuşturucuların olası sağlık etkilerinden endişe ediyordu. Bu durum, ABD’li araştırmacıların, porsiyon başına 5 miligramın veya yüzde 10’un üzerinde THC konsantrasyonu içeren ürünlerle bağlantılı ruh sağlığı risklerini incelemesine yol açtı.

Bazı ürünlerin üzerinde “yüksek güçlü konsantre”, “shatter” veya “dab” gibi etiketler bulunuyordu.

Araştırmacılar, 1977 ile 2023 yılları arasında yayımlanan 99 çalışmadan elde edilen verileri inceledi. Bu çalışmalar toplamda 220 binden fazla kişiyi kapsıyordu.

Yüksek yoğunlukta THC kullanımı, özellikle kullanımın ilk 12 saati içinde psikoz ve şizofreni ile ilişkilendirildi. Araştırmacılar, bu durumun “endişe verici” olduğunu belirtti.

Annals of Internal Medicine dergisinde yayımlanan incelemeye göre, yüksek yoğunlukta THC ayrıca esrar kullanım bozukluğu ile de bağlantılı bulundu.

Çalışmanın yazarlarından biri olan ve Colorado Halk Sağlığı Okulu’nda epidemiyoloji ile çevre ve iş sağlığı profesörü olarak görev yapan Dr. Jonathan Samet, bulgular için “Gerçek bir uyarı var,” dedi.

Samet, Euronews Health’e yaptığı açıklamada, “Bu ürünlerin sonuçlarını dikkatle takip etmemiz gerekiyor,” ifadelerini kullandı.

Bulgular, daha yaygın ruh sağlığı sorunları açısından karışıktı. Bazı çalışmalar, yüksek yoğunlukta THC’nin kaygı ve depresyon üzerinde faydaları olabileceğini öne sürerken, diğerleri olumsuz etkiler belirledi. Ancak faydalar daha çok kanser veya nörolojik hastalıkları olan kişilerde gözlemlendi.

Avrupa Birliği Uyuşturucu Ajansı’na (EUDA) göre, esrarı sık ve uzun süreli kullanan kişilerin sağlık sorunları yaşama olasılığı daha yüksek. Ajans, esrar kullanımının solunum problemlerine yol açabileceğini veya mevcut sorunları kötüleştirebileceğini, bağımlılık geliştirebileceğini ve psikotik semptomlara neden olabileceğini belirtiyor.

Araştırmacılar, son bulguların, yüksek yoğunlukta THC’nin ruh sağlığı sorunları riskini artırdığına işaret eden önceki çalışmalarla uyumlu olduğunu, ancak kanıtların henüz hastalara net tavsiyeler verilebilecek kadar güçlü olmadığını ifade etti.

Buna rağmen Samet, bulguların özellikle daha yaygın ve yasal olarak erişilebilir olduğu ABD’de, THC ve esrar ürünlerine yönelik düzenlemelerin şekillendirilmesinde kullanılabileceğini söyledi.

Güç konusunda “basit bir çözüm” olmadığını belirten Samet, insanların yasal sınırlara bakmaksızın istedikleri doza ulaşmak için daha fazla madde alabileceğini vurguladı.

Samet ayrıca, özellikle altta yatan ruh sağlığı sorunları olan kişiler için, doktorların ve tüketicilerin riskler konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini söyledi.

Samet, “‘THC kullanıyorum, ne olmuş yani?’ diyen insanların bu işin riskleri olduğunu bilmesi gerekiyor,” diye konuştu.